Yeni
Anayasanın tartışıldığı
Abant Platformu'nun sonuç bildirisi yayımlandı. Bildiride, 1982 anayasasından ve bu anayasanın oluşturduğu bunaltıcı iklimden Türkiye'nin bir an önce kurtarılmasının zaruri olduğuna dikkat çekildi.
Bildiride; yeni anayasanın şu anda en önemli üç anayasal sorun olan kimlikler, temel hak ve özgürlükler, seçilmiş otoriteler-asker ilişkileri ve diğer
vesayet kurumlarının demokrasinin temel ilkelerine uygun olarak yeniden yapılandırılması gerektiği vurgulandı. Bildiride, yeni anayasanın ayrıca, devletin demokratik ve çoğulcu yapıda örgütlenmesini düzenlemesi gerektiği ifade edildi.
Abant Platformu tarafından 30
Nisan-1
Mayıs tarihleri arasında
Bolu Abant'ta gerçekleştirilen ve iki gün süren "Yeni dönemde
yeni Anayasa:
Temel İlkeler, Yöntem ve Sürçler" başlıklı toplantının sonuç bildirgesi hazırlandı.
Türkiye'nin değerli anayasa uzmanlarının, entellektüellerinin ve kanaat önderlerinin katılımı ile gerçekleşen, uzun süren tartışmaların ardından kaleme alınan bildirge manifesto niteliğinde maddeler içeriyor. Oturum başkanlığını
Gazeteci-
Yazar Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne'nin yaptığı sonuç bölümünde, maddenin yer aldığı bildirgenin başlangıç kısmında, "Toplantıda; geniş bir mutabakatla ve taleple sürdürülen yeni anayasa çalışmaları ve tartışmaları değerlendirilmiştir. Toplantıda, yeni anayasanın temel felsefesi, müzakere süreci, Türkiye'nin siyasal sisteminin sorunları ve dünyadaki anayasa tecrübeleri ele alınmıştır." ifadelerine yer verildi.
Abant Platformu Genel Sekreteri Faruk Mercan'ın okuduğu ve toplam 10 maddeden oluşan sonuç bildirgesinin maddeleri şöyle:
1-1982 anayasasından ve bu anayasanın oluşturduğu bunaltıcı iklimden Türkiye'nin bir an önce kurtarılması zaruridir.
2-Türkiye'nin şu anda önündeki en önemli üç anayasal sorun; kimlikler, temel hak ve özgürlükler, seçilmiş otoriteler-asker ilişkileri ve diğer vesayet kurumlarının demokrasinin temel ilkelerine uygun olarak yeniden yapılandırılmasıdır.
3- Yeni anayasa öncelikle devletin demokratik ve çoğulcu yapıda örgütlenmesini düzenlemelidir.
HAK VE ÖZGÜRLÜKLER GÜVENCE ALTINA ALINMALI
4-Yeni anayasa hak ve özgürlükler kataloğunu tanımlayıcı, sınırlayıcı ve seçici değil hak ve özgürlükleri tanıyan ve güvence altına alan içerikte olmalıdır.
5-Türkiye'nin
seçim ortamında olduğu şu dönemde siyasi partilerin bu sorunlar hakkındaki somut önerilerini ortaya koyarak
seçmenleriyle bu konuları tartışmaları ve seçmen temayüllerini belirlemeye başlamaları, seçimden sonra yapılacak yeni anayasa çalışmalarını kolaylaştıracaktır.
6-Siyasi partilerin, demokratik kazanımlarımız temelinde yeni bir anayasa ihtiyacı üzerinde, bugüne kadar görülmemiş ölçüde bir mutabakat tesis etmiş olmaları, seçilecek parlamentonun yeni anayasayı yapma yetkisinin demokratik meşruluğunu güçlendirmektedir.
GENİŞ MUTABAKAT TALEBİ
7-Bu fırsatın heba edilmemesi bakımından, yeni anayasa süreci parlamento dışı
toplum kesimlerini de kapsayacak şekilde; kurumsal bir yapı içerisinde ele alınmalıdır.
8-Temel hak ve özgürlükler, yeni anayasa sürecinin ana odağı olmalıdır.
Hükümet sistemi tartışmaları (
başkanlık, yarı başkanlık, parlamenter rejim) yeni anayasanın çözmesi gereken temel sorunların gölgede kalmasına ve ertelenmesine sebep olmamalıdır.
9-Yeni anayasanın halktan başlayan ve en geniş toplum kesimlerini içine alan bir müzakere süreci ile yapılması gereklidir.
Müzakere süreci, demokratik bilinçlenme, eğitim ve olgunlaşma sürecidir, bir pazarlık süreci değildir.
10-Anayasa Çalışma Grubu, yeni anayasa platformu,
TÜSİAD ve
TESEV gibi yeni anayasa çalışmaları yapan ve müzakere yürüten
sivil inisiyatifler takdir ve saygıyla karşılanmıştır.