Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve
Başmüzakereci Egemen Bağış, kimsenin adanın ortak malı ve ortak zenginlikleri üzerinde tek taraflı hak iddia edemeyeceğini belirterek, ''Hak iddia eden hatta bu doğrultuda tek taraflı çabalara girişen olursa da
Türkiye'den misliyle karşılığını görür'' dedi.
Bağış,
Gazimağusa'daki Doğu
Akdeniz Üniversitesi'nde (DAÜ) yeni akademik yılın açılışı nedeniyle, ''AB'nin geleceği ve
Kıbrıs'' konulu
ders verdi.
Lala Mustafa Paşa Spor Salonu'ndaki dersi, Türkiye'nin
Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, bazı KKTC'li bakanlarla siyasiler de izledi. Bağış, dersin sonunda, öğrencilerin sorularını yanıtladı.
1979'de İleri
Teknoloji Enstitüsü olarak kurulan DAÜ'nün bugün KKTC'nin ve Türk dünyasının ''göz bebeği'' olduğunu belirten Bağış,
Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin Avrupa
Üniversiteler Birliği (EUA) ve Uluslararası Üniversiteler Birliği (IUA) üyesi olmasının da KKTC'nin Avrupa standartlarını yakaladığının ispatı olduğunu belirtti.
''AB'nin Geleceği ve Kıbrıs' dersi ile açılış dersini yapmaktan memnuniyet duyduğunu dile getirerek, AB'nin geleceğinde Kıbrıs'ın çok önemli bir yeri olduğunu kaydeden Bağış, şöyle devam etti:
''AB'nin geleceği Kıbrıs'tan bağımsız değildir.
Avrupa Birliği'nin bu yeni dünya konjonktürü içerisinde sürdürülebilirliğini koruması tamamen
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne ve Türkiye'ye endeksli durumdadır. Türkiye'nin ve
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin içinde yer almadığı bir Avrupa Birliği uluslararası ilişkilerde bir topal ördek konumuna düşecektir.''
Bugün tartışılanın, Türkiye'nin ne zaman AB üyesi olacağı değil, AB'nin kendi geleceği olduğunu ifade eden Bağış, AB'nin sorunlarını çözme aşamasında karşı karşıya kaldığı sorunlara bakıldığında Türkiye ve KKTC'nin Avrupa'nın sorunlarını çözebilecek bütün birikim ve ögelere sahip olduğunu vurguladı.
Bağış, ''Bu tartışmaları noktalayacak olan konu KKTC'nin de Türkiye Cumhuriyeti'nin de AB'de tam üye olarak AB'yi uluslararası barışın, hoşgörünün platformu haline getirmek olacaktır'' dedi.
-''BUGÜN ÖNEMLİ BİR GÜN''-
Bugünün Türk tarihinde önemli bir gün olduğuna işaret eden Bağış, ''Bugün bizim tarihimizde önemli bir gün; 27
Eylül, Akdeniz'de Türk varlığını
tescil eden ve Türkün adaletli yaklaşımını Akdeniz'de hissettiren Preveze Zaferi'nin yıl dönümü'' dedi.
Bağış, Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül ve
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde, tamamen Türk yapımı ilk savaş gemisinin bugün denize indirileceğini söyledi.
KKTC'den sonra Strasbourg'da temaslar yapacağını anlatan Bağış, dünyaya, ''çözüm, çözüm, çözüm'' mesajını vermek istediklerini kaydetti. Bağış, Kıbrıs'ta çözümü sağlamak için yıllardır nasıl çalıştıklarının bilindiğini belirtti. AK Parti'nin 2002'de iktidara geldiğinde ''1 adım önde olmak'' adına çözümü bulmak için yoğun çalıştıklarını anlatan Bağış, kapsamlı görüşmelerin çok önemli bir noktaya geldiği bir dönemde önlerine yeni yeni engeller ve provokasyon çabalarının çıktığına işaret etti.
Her geçen gün daha da güçlenen Türkiye'nin AB için artık bir opsiyon değil bir zaruriyet, bir mecburiyet olduğuna inandıklarını ifade eden Bağış, AB'nin şimdiye kadar denemiş olduğu genişleme tecrübelerinde elde ettiği birikimin Türkiye'nin katılımı ile çok farklı boyuta ulaşacağını söyledi.
-BÜYÜK LOKMA-
AB'nin en kapsamlısı, yeni 10 üyeyi kapsayan ve AB'yi 15 üyeden 25 üyeye çıkaran genişlemenin etkisiyle, yüzölçümünün yüzde 23, nüfusunun yüzde 20 artırdığını, daha sonraki genişleme dalgasında
Bulgaristan ve Romanya'nın katılımıyla yüzölçümünün yüzde 9, nüfusun da yüzde 6 arttığını dile getiren Bağış, şöyle devam etti:
''Ama sadece Türkiye'nin katılımı ile AB'nin yüzölçümü yüzde 28, nüfusu da yüzde 15 artacaktır. AB'de yaşanan endişe, 'büyük lokmayı yutmak kolay değildir' endişesidir. Onun için o büyük lokmayı kolay kolay yutamazlar. Ama büyük lokma lezzetli olandır. O büyük lokma Avrupa'yı zenginleştirecek olandır. Avrupa'ya ihtiyaç duyduğu gücü verecek olandır.''
Uluslararası
kredi derecelendirme kuruluşlarının Türk ekonomisinin notunu sıklıkla artırdığına işaret eden Bağış, Avrupa ekonomisi yüzde 1.5 büyürken, Türk ekonomisinin geçen yıl 8.9 büyüyerek Avrupa ortalamasını 6'ya, Avrupa'nın en başarılı ülkesi Almanya'yı da 3'e katladığını söyledi.
Bağış,
OECD tahminlerine göre şu anda Avrupa'nın 6. en büyük ekonomisi olan Türk ekonomisinin 2050'de Avrupa'nın en güçlü, en büyük ikinci ekonomisi olacağını ifade etti.
-''AVRUPA'NIN İHTİYAÇLARI AÇISINDAN TÜRKİYE
ÇOK ELZEM, ÇOK KRİTİK BİR ÜLKEDİR''-
Bağış, hala, Türkiye'yi, AB sürecinin başladığı 1959 yılındaki Türkiye ile kıyaslayan zihniyet olduğuna işaret ederek, Türkiye'nin gelişiminden rakamlarla örnek vererek, ''Türkiye belki de Avrupa'nın en
genç, en dinamik nüfusu ile çok farklı bir boyuttadır. Bunu görmek istemeyenlerin de mutlaka görmesi gerekecektir. Türkiye artık Avrupa'ya muhtaç konumunda değildir. Artık Avrupa'nın ihtiyaçları açısından Türkiye çok elzem, çok kritik bir ülkedir. Türkiye, üyelikle birlikte yapacağı katkılarla Avrupa'nın yarınını şekillendirecek, Avrupa'yı güvenli,
refah dolu günlere taşıyabilecek bir aktör konumundadır'' dedi.
Avrupa'nın nüfusun yaşlandığını, Türkiye'nin genç nüfusunun en büyük avantajı olduğuna işaret eden Bağış, bunun, uzun vadede Türkiye'nin
ekonomik büyüme potansiyelinin geçici bir heves değil, kalıcı bir
hedef olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.
-ENERJİ KONUSU VE RUMLARA UYARI-
Enerji konusunda Türkiye'nin oynadığı rolün gerçekten önemli olduğuna işaret eden Bağış, ''Bugün Avrupa'nın ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarının yüzde 70'i ya Türkiye'nin kuzeyinde ya güneyinde ya
doğusundadır. Yani birileri enerji kaynaklarını
mobil şebekelerle
transfer etme yolunu bulmadıkça, Türkiye'nin katkısı olmadan Avrupa'nın enerji kaynaklarına ulaşabilme imkanı yoktur'' dedi.
Petrol ve dogalgaz sondajı faaliyetinde bulunan Kıbrıs Rum kesimini de uyaran Egemen Bağış, şöyle devam etti:
''Akdeniz'in ne petrolü ne gazı bir yere kaçıyor. Nedir bu, kapsamlı görüşmeler bu kadar yoğunlaşmışken görüşmeleri bloke etme çabaları? Şundan kimsenin endişesi olmasın; Türkiye KKTC'nin yanındadır. Eğer bu güzel adanın
doğal kaynakları varsa, bu adanın bütün insanları o kaynakların eşit sahibidir.
Kimse, adanın ortak malı ve ortak zenginlikleri üzerinde tek taraflı hak iddia edemez. Hak iddia eden hatta bu doğrultuda tek taraflı çabalara girişen olursa da Türkiye'den misliyle karşılığını görür. Sayın Başbakanımız BM'de 'Rumları durdurmazsanız gereğini yaparız' derken orada bütün uluslararası kamuoyu alması gereken mesajı almıştır. Artık konuşmuyoruz, uyguluyoruz, uygulamaya da devam edeceğiz.''
Kıbrıs'ta gerçekten çözüm istediklerini, çözümün adayı gerçekten refah merkezi haline getireceğine inandıklarını ifade eden Bağış, ''Şundan kimsenin şüphesi olmasın; Kıbrıs bizim milli davamızdır ve hiçbir şey milli davamızın üzerinde değildir'' dedi.
(ZK-GÖK)27.09.2011 14:23:43