Sefa Karacan ve Bekir
Bektaş -
Anadolu Ajansı kameramanı ve foto muhabiri, Burdur'un Gölhisar ilçesindeki Kibyra Antik Kenti'nin MS 1. yüzyılda inşa edildiği belirlenen
atık su kanalına girerek, henüz 100 metrelik bölümü açılabilen kanalın detaylarını görüntüledi ve fotoğrafladı.
Mehmet Akif
Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Fen
Edebiyat Fakültesi
Arkeoloji Bölümünce 2006'da kazı çalışmalarına başlanan Kibyra Antik Kenti'nde yeni verilere ulaşıldı.
Yrd. Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru başkanlığında yürütülen kazı çalışmalarında,
kentte geçen yıl keşfedilen, bu yıl 100 metrelik bölümü temizlenebilen atık su kanalını,
Anadolu Ajansı foto muhabiri Sefa Karacan ve kameraman Bekir Bektaş görüntüledi.
İki metre yükseklik ve yarım metre genişliğe sahip kanalda 100 metre kadar ilerleyen AA ekibi, yaklaşık 2 bin yıl önce inşa edilen kanalı ve kanala yapılan bağlantıları kayda aldı. Kente yerleşim başlamadan önce inşa edildiği belirlenen kanalda çeşitli yapılardan farklı ebatlarda bağlantıların yer aldığı, zaman zaman eğimin arttığı kanalın yapısal olarak bugüne sağlam şekilde ulaştığı görüldü.
Kibyra Kazı Başkanı, MAKÜ
Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ovanın manzarasını engellemeyecek şekilde planlanan kentin öncelikle altyapısının tamamlandığını, cadde,
sokak ve binaların yapımının ardından
sivil halkın yerleşimine açıldığını bildirdi.
Özüdoğru, ''Kentin kurulma aşamasında ilk olarak inşa edilen 300 metre uzunluğundaki atık su kanalının 100 metrelik bölümünü sağlam olarak bulduk. Yer altında korunmuş halde ve bir insanın içinde rahatlıkla yürüyebileceği yükseklikte.
Atık su kanalının kent kurulma aşamasında öncelikli olması bugüne kadar rastladığımız bilgilerin dışında. Bu da gösteriyor ki kent kurulurken altyapıya çok büyük önem verilmiş'' dedi.
-ROMA DÖNEMİNİN ''YARGITAY''I KIBYRA'DA-
Kazı çalışmalarında yeni bilgilere ulaşıldığını belirten Özüdoğru, 2009'da ortaya çıkarılan meclis binasında kentin yöneticisi olarak bilinen kişinin adının geçtiği yazıtlar ve kentin taşınma sürecine yönelik veriler ortaya çıktığını ifade etti.
Özüdoğru, yapının iç bölümündeki zemin kazıları sırasında ortaya çıkarılan Medusa resminin bu yerin sanat evi olarak da kullanıldığını gösterdiğini bildirdi.
Özüdoğru, Medusa olarak adlandırılan mitolojik yaratığın figürlerine daha önce çeşitli yerlerde rastladıklarını ancak ilk kez renkli
mermer parçalarıyla ince işçilik kullanılarak bir sahneye işlendiğini gördüklerini ifade ederek, bunun o dönemde nazar boncuğu görevi yaptığını belirtti.
Yrd. Doç. Dr. Özüdoğru, Roma döneminde idari merkez olarak Efes'in kullanıldığını, Kibyra'nın ise 25 kentin önemli üst düzey yargılamalarının yapıldığı bir merkez olduğuna dikkati çekti.
Özüdoğru, ''Mahkemelerin yapısı
Yargıtaya ya da Danıştaya benziyor. Kişiler bazındaki
mahkemelerden çok şehirler arasındaki sorunların yansıdığı davaların görüldüğü üst düzey bir mahkeme yapısı'' dedi.
Aynı dönemde yargı,
politika ve sanat alanlarında kullanılan yapının dışında kent meydanında kullanılan mozaik yapıya, atölyelere, hamam ve tapınağa ulaştıklarını kaydeden Özüdoğru, bulunan 540 metrekarelik mozaik yapının bugüne kadar korunan en büyük sağlam mozaik yapı olduğunu belirtti.
Mozaik üzerinde bir yazıya da rastladıklarını kaydeden Özüdoğru, yazıtta ''İyi dileklerimle. Milattan sonra 249.
Erkek kardeşimle birlikte vatanıma söz verdiğim gibi bu mozaikleri yaptırdım'' yazdığını bildirdi.
-''BİN 800 YIL ÖNCE BEYİN AMELİYATI YAPILMIŞ''-
Yrd. Doç. Dr. Özüdoğru, 2010'da kaçakçılar tarafından talan edilen mezarda yaptıkları
kurtarma kazısında, kaçakçıların fark etmediği bir taban gömüsüyle karşılaştıklarını söyledi.
Mezarda rastladıkları iskeletlerden birinin kafatasında delik olduğunu belirlediklerini, başlangıçta bunun mızrak darbesiyle oluşmuş olabileceğini düşündüklerini belirten Özüdoğru, ''MAKÜ Antropoloji Bölümünde yapılan incelemeler sonucunda, kafatasındaki deliğin etrafının törpülenmiş olduğu belirlendi. Yaklaşık bin 800 yıl önce yapılan
beyin ameliyatından kısa süre sonra kişinin öldüğü, kafatasındaki deliğin de bu ameliyat nedeniyle açıldığı tespit edildi. Bu da bin 800 yıl önce burada
beyin ameliyatı yapıldığını gösteriyor'' dedi.
(SFA-BEK-GÜÇ-HAN)15.09.2011 11:54:11