Bitlis Eren
Üniversitesinin (BEÜ) ev sahipliğinde düzenlenen, ''7. Uluslararası
Van Gölü Havzası
Sempozyumu'' başladı.
BEÜ
Konferans Salonunda düzenlenen sempozyuma katılan Bitlis Valisi
Nurettin Yılmaz,
kentin yıllar içinde eski ihtişamını önemli ölçüde kaybettiğini, fakat önümüzdeki yıllarda iyi bir konuma geleceğine inandığını söyledi.
Bitlis'te bulunan tarihi değerlere önem verdiklerini ve kentteki eserlerin onarılması için de Toplu
Konut İdaresi Başkanlığının (
TOKİ) kendilerine büyük
destek sağladığını ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti:
''Biz bir mücevhere sahibiz ve bunun üstü tenekeyle kaplanmış. Bu hazineyi ortaya çıkaracağız. Şehir merkezinde binaların altında kalan tarihi köprüleri ve binaların arasında sıkışan tarihi camileri ortaya çıkaracağız.
Çarşı merkezindeki 3 tarihi camimizde
restorasyon çalışmaları devam ediyor. Ulu Cami'nin iç duvarları
banyo fayanslarıyla kaplıydı. Bunların hepsini yıktık. Caminin orijinal duvarlarını ve tabanını çıkardık. Restorasyonlarını başlattığımız tarihi eserlerimizde geçmiş kültürümüzün gereği olan desenlerimiz çıkıyor. Geçmişten ve adetlerimizden koptuğumuz için bugün bu sıkıntıları yaşıyoruz. Bu nedenle Bitlis, yıllar içinde eski ihtişamını önemli ölçüde kaybetmiş.''
Kent merkezinden geçen dere yatağının
ıslah edilmesi ve dere üzerindeki binaların kaldırılmasıyla, Bitlis'in önemli bir konuma geleceğini belirten Yılmaz, bunun kolay olmayacağını, yasal ve toplumsal zorlukların bulunduğunu bildirdi.
Yılmaz, çarşı merkezinde alışkanlık ve yerleşik bir ticari hayatın bulunduğunu ve bunları değiştirmenin de kolay olmayacağını dile getirerek, şunları söyledi:
''Bu şehrin başka bir çıkış yolu yok. Çarşıda kilitlenmiş bir ticari hayat var. Bu nedenle kimse işini geliştiremiyor. Büyük ölçüde hızla gelişen Tatvan'a bağlı kalmışız. Başka yerlerde kaymakamlık yaptığımda, şehre
alışveriş yapmaya giderdim. Ama burada ilçeye alışveriş yapmaya gidiyorum. TOKİ ile bir proje yapıyoruz. Mevcut şehir merkezini yıkıp, yeni bir merkez oluşturmak istiyoruz. Yeni merkezi oluşturduktan sonra, çarşı merkezini yıkacağız. İl Özel İdaresinin kullandığı yaklaşık 60 dönümlük alanda yepyeni bir çarşı kuracağız. Bu amaçla projelerimizi hazırladık. İl Özel İdaresini oradan çıkaracağız. Ayrıca, şehir merkezindeki tüm kamu binalarını da çıkaracağız.''
-''Van Gölü havzası turizm cenneti olmaya
aday''
BEÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Doğru ise Van Gölü havzasının, tarihi ve kültürel değerleriyle gelecekte turizm cenneti olmaya aday bir
bölge olduğunu ifade etti.
Huzur ve güvenin hakim olduğu havzada, gün geçtikçe her alanda büyük gelişmelerin yaşandığını ve bölgenin kendine has özgünlüklerinin gün ışığına çıktığını belirten Doğru, şöyle dedi:
''Üniversite olarak bölgedeki çalışmalara öncülük ediyoruz, diğer bir yandan bölgemizde yürütülen projelere de her alanda destek sağlıyoruz.
Tarihimizin, kültürümüzün, değerlerimizin, geleneklerimizin, türkülerimizin, ve manilerimizin kaybolmamasını ve bunların gelecek nesillere aktarılması için, bu sempozyumları düzenliyoruz. Geleneksel hale gelen bu sempozyumlar, inanıyorum ki tarih ve kültür bilincimizin oluşmasına önemli katkı sağlayacak. 3 yıl gibi kısa bir geçmişe sahip üniversitemiz, uluslararası ikinci sempozyuma ev sahipliği yapıyor. Ayrıca, yine uluslararası arenaya taşınmış olan 'Kubettül
İslam' olarak nitelenen
Ahlat festivalinde önemli bir panel düzenleyerek, festivale katkı sağladık. Üniversite olarak birçok alanda
spor faaliyetleri düzenleyerek, bölgeye ve gençlere farklı imkanlar sunduk. Bu sempozyumun da tarihsel ve kültürel mirasımızın geleceğe taşınmasında önemli bir rol üstlendiğini düşünüyorum.''
-''Bölgenin değerlerine sahip çıkacağız''
Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı ve
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Oktay Belli de bölgenin tarihi, coğrafyası, arkeolojisi, edebiyatı, dili, etnografyası,
halk bilimi, geleneksel mutfak kültürü ve diğer bilim dallarının karanlıklar içinde olduğunu ve bu nedenle sempozyumlar düzenlediklerini söyledi.
Bölgenin değerlerine sahip çıkacaklarını ve bu değerleri geleceğe aktararak, gençlere örnek bırakacaklarını vurgulayan Belli, şunları kaydetti:
''Özelikle bu bölgede 42 yıldır çalışıyorum.
Çalışmak soyut bir kavram.
Selçuklu rönesansını ve Ortaçağ'da Anadolu'yu yaşatan Bitlis'teyiz. Bitlis'in geleneksel mimarisi ve taşınmaz kültür varlıkları, bizi biz yapan değerlerdir. Bu değerler yoksa biz de yok oluruz. Hiçbir zaman kutuplarda doğmadık ve bir eskimo gibi yetişmedik. Bu amaçla sempozyumları yapıyoruz. Sempozyum
düzenlemek çok zor bir iş ve herkes düzenleyemiyor. BEÜ'nün üçüncü yılında olmasına rağmen, bu sempozyumlara ev sahipliği yapması büyük bir başarı. Sempozyum 40 ile 60 yıllık üniversitelerin yapacağı işlerdir.''
Konuşmaların ardından, sempozyumun düzenlenmesine katkı sunanlara plaket verildi.
(ŞT-BRN-İZ-MUR)04.10.2011 18:20:51