İZMİR (A.A) - Zeynep Hoşgörür - Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ)
Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer
Erdil Doğan, Tüp Bebek Merkezinde 10 yıl içinde 500 bebeğin dünyaya gelmesine
vesile olduklarını belirterek, Aileler çocuklarını kucağına aldığında, kendi
çocuğumuz olmuş kadar seviniyoruz dedi.
Prof. Dr. Doğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, DEÜ Tüp Bebek Merkezinin
ruhsatını aldığı 30 Ekim 2002den bu yana çocuk sahibi olamayan çiftlere tedavi
sunduğunu söyledi.
İlk bebeklerini 2003 yılında kucaklarına aldıklarını ifade eden Prof. Dr.
Doğan, 2002den bu yana 2 binden fazla çift, çocuk sahibi olma isteğiyle
merkezimize başvurdu. Tedavilerin ardından 500ün üzerinde çiftin bebeklerine
kavuşmasına vesile olduk. Aileler çocuklarını kucağına aldığında kendi çocuğumuz
olmuş kadar seviniyoruz. Gebe kalamadıklarında ise onlar kadar üzülüyoruz dedi.
Merkeze, Türkiyenin her yerinden hastaların başvurduğunu anlatan Prof. Dr.
Doğan, şöyle konuştu:
Tüm bölgelerden gelen hastalarımız oluyor. En küçük hastamız 20li
yaşların başında en yaşlı ise 40lı yaşlarındaydı. 500 bebeğimiz var. Bir okulu
doldurabilecek kadar bebeğin dünyaya gelmesine yardımcı olmuşuz. Çocuk sahibi
olmayı arzu eden çiftlerin mutluluklarını paylaşmak çok güzel. Çok çeşitli
hikayelere sahip insanlara yardımcı olma şansına sahibiz. Türkiye geneline
baktığımızda başarı oranlarımız dünyayla kıyaslanabilir durumda. Tüp bebekte
başarının en önemli göstergesi gebelik testinin pozitif olması değil, sağlıklı,
miyadına gelmiş, tek bebeğe ulaşmak. Artık çoğul gebelikler de tüp bebeğin
komplikasyonu sayılıyor. Tüp bebekte başarı oranı yıllar içinde arttı. Her iki
çiftten biri çocuk sahibi olabiliyor.
-Yüzde 100 başarı vaadi gerçekçi değil-
Prof. Dr. Ömer Erdil Doğan, çevresel ve genetik faktörleri bir arada
bulunduran kısırlığın çağın sık görülen hastalıkları arasında bulunduğunu,
tedavisinin de her aşamasında emek ve sabır istediğini bildirdi.
Kısırlık tedavisinin hastaya göre farklılık gösterdiğine dikkati çeken Prof.
Dr. Doğan, şunları kaydetti:
Tedavide önemli olan hastaya sağlıklı ve gerçekçi bilgi vermek, yanlış ve
boş hayallere kaptırmamak. Gebelik şansı yüksek olan ve gebelik şansı düşük olan
hasta grubu var. Yaş ve kilo gibi faktörler gebelik şansını etkiler. Yüzde 100
başarı garantisi vermek gerçekçi olmaz. Her hastanın şansı farklı oluyor.
İnfertilite konusunda toplumda farkındalığın artmasını istiyoruz. Kısırlığın
hastanın kendisine, ailesine ve çevresine psikolojik etkisi var. Deneyimli bir
ekibin, donanımın çok iyi olması lazım. Ekip olarak çalışıldığında başarı
beraberinde geliyor.
Yayıncı: Şükran Yücel