ISPARTA (A.A) - Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Eğirdir Su
Ürünleri Fakültesi ev sahipliğinde bu yıl beşincisi düzenlenen Ulusal Limnoloji
Sempozyumu başladı.
Prof. Dr. M. Lütfü Çakmakçı Kültür Merkezindeki sempozyumun açılış törenine
Vali Yardımcısı Niyazi Can, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Akyıldız, Eğirdir
Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Çetinkaya, Devlet Su İşleri 18.
Bölge Müdürü Osman Ertürk, diğer yetkililer ve akademisyenler katıldı.
Vali Yardımcısı Can, törende yaptığı konuşmada, göl ve göletler, ekosistemin
çeşitliliği ve iklim özellikleri bakımından Ispartanın yaşanabilir bir kent
olduğunu söyledi. Can, sempozyumun verimli geçmesini diledi.
Rektör Yardımcısı Akyıldız da insan organizmasının büyük bölümünün sudan
oluştuğunu belirterek, insan sağlığının korunması için sarf edilen özenin, kara
içi suların yönetimi, kullanımı ve burada yaşayan canlıların analizinde de
gösterilmesi gerektiğini ifade etti.
Limnolojinin bilimsel bir devriminin parçası olduğunu kaydeden Akyıldız,
şöyle konuştu:
Antik Yunandan orta çağın sonuna kadar mevcut evren görüşünün değişmesi,
atomun yapısının keşfedilmesi, tıptaki gelişmelerin yaşandığı dönemde ortaya
çıkmıştır. 16. ve 18. yüzyıllar bilimsel devrimin yaşandığı dönemlerdir. Bilim
elbette evrenin başlangıcından sonuna kadar gelişimini sürdürecek. Tarihsel süreç
içerisinde bilim felsefesi de değişiyor. Yani iç sulara ilişkin değişimlerin
olması gayet doğal. Bu nedenle limnoloji önemli bir bilim dalıdır.
Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı ve Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Osman Çetinkaya, limnolojinin, kara parçaları üzerinde bulunan göllerin
fiziksel ve biyolojik özelliklerini ele alan gözlem ve araştırmaya dayalı bir
bilim dalı olduğunu söyledi.
Türkiyede limnoloji biliminin daha da geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması
gerektiğini vurgulayan Çetinkaya, Türkiyenin, limnolojik Ar-Ge ve uygulamalar
için mükemmel bir coğrafya konumunda olduğunu kaydetti.
Çoğu ülkenin Türkiyenin sahip olduğu zenginliklere sahip olmadığını dile
getiren Çetinkaya, İç su kaynaklarımız çok farklı orijin yapı, büyüklük,
kimyasal özellik ve zengin tür çeşitliliğine sahiptir. Van Gölünden Tuz Gölüne
kadar, Nemrut Dağının tepesindeki bir krater gölünden herhangi bir sığ gölüne
kadar muazzam çeşitlilik içermektedir. Bu farklılık hem kullanım hem de biyolojik
varlığımızın geleceğe taşınması açısından büyük bir avantaj sunmaktadır diye
konuştu.
Devlet Su İşleri 18. Bölge Müdürü Ertürk ise suyun gelecek nesillere
muhafaza edilerek nasıl bırakılabileceğinin tartışılması gerektiğini ifade etti.
Yarın sona erecek sempozyumda, biyolojik çeşitlilik, su kalitesi ve su
kirliliği, iç su balıkçılığı, su kaynaklarının korunması ve yönetimi, uygulamalı
limnoloji, limnoekoloji ve iç sularda balık yetiştiriciliğinin çevresel etkileri
tartışılacak.
Muhabir: Mehmet Erbek
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu