İZMİR (A.A) - Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr.
Gökhan Çetinsaya, Türkiyenin önemli bir dönüm noktasında olduğunu belirterek,
çözüm sürecinde üniversitelerin sürece pozitif katkı yapmasının en büyük
beklentileri olduğunu söyledi.
Çetinsaya, Katip Çelebi Üniversitesinin ev sahipliğinde düzenlenen 4.
Üniversiteler Bölge Toplantısı kapsamında İzmirdeki üniversitelerin
rektörleriyle bir araya geldi.
Toplantının basına açık kısmında konuşan Prof. Dr. Çetinsaya, İzmirdeki
üniversitelerin sorunlarını, çözüm yollarını masaya yatıracaklarını, rektörlerin
dile getirmek istedikleri konuları, YÖK ile ilişkilerini konuşacaklarını
belirtti.
Bölgesel toplantıların bu sene Türkiyenin önemli bir dönüşüm dönemine denk
geldiğini kaydeden Çetinsaya, "Ülkemizin önemli bir dönüşüm olan çözüm süreci
içerisinde bu toplantıları anlamlı buluyorum, bu sürecin bir parçası olarak da
toplantıları devam ettiriyorum" dedi.
Gökhan Çetinsaya, Türkiyenin çok önemli bir dönüm noktasından geçtiğini
hatırlatarak, "Bu noktada üniversitelerimizin pozitif katkı yapması en büyük
beklentimiz. Akademisyenler, öğrenciler olarak hem aydın, vatandaş sorumluluğumuz
var hem de üniversitelerin topluma hizmet etme fonksiyonları olarak sürece
mutlaka pozitif katkı yapmaları bekleniyor. Bu sürecin pozitif etkilerinden
faydalanması bekleniyor üniversite içi ilişkilerin. Bu konularda arkadaşlarımla
değerlendirmeler yapacağız" diye konuştu.
-Akademisyenlerin özlük hakları-
Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çetinsaya, "profesörlerin
maaşlarının iyileştirilmesine yönelik YÖKün bir planlaması var mı-" şeklindeki
sorusu üzerine şöyle konuştu:
"Muazzam bir gayretimiz var. Bu konu gerçekten çok önemli. Bu konuda çalışma
yapılmasını isteyenlere şükranlarımı sunuyorum. Yükseköğretim camiamızın en
önemli sorunlarından bir tanesi özlük hakları meselesidir. Bu artık
muadillerimizin gerisinde kaldık meselesinin ötesinde bir meselesidir.
Türkiyedeki ücret skalaları düşünüldüğünde gerçekten camiamız çok geri
kalmıştır. Bu artık 2023 Türkiyesinin meselesidir diye düşünüyorum. Eğer Türkiye
2023 hedeflerini tutturacaksa, 2023te özlediği hedefleri yakalayacaksa mutlaka
en parlak beyinleri akademiye çekmeli, öğretim elemanı, öğretim üyesi yapmalı.
Ülkemizde küreselleşme ile muazzam bir rekabet alanı var. Önde gelen
üniversitelerimizin birinin bilgisayar mühendisliğinden mezun olmuş bir
öğrencinin özel sektörde kaç para alacağını hiçbirimiz tahmin edemeyiz. Ama
herhangi bir bakanlığın, kamu kuruluşunun uzman yardımcılığı sınavını
kazandığında asistan olarak aldığından iki katını aldığını biliyoruz. Doğal
olarak biz bu ortamda üniversitelere parlak beyinleri çekemiyoruz. Eğer
ülkemizin, yükseköğretim alanımızın ilerlemesini istiyorsak mutlaka öğretim
elemanlarının ve üyelerinin özlük haklarının çağdaş standartlarda, Türkiyemizin
bugünkü siyasi, iktisadi, sosyal gelişimine uygun standartlarda olması
yükseköğretim camiası olarak en büyük beklentimizdir."
Prof. Dr. Çetinsaya, akademisyenlere yeşil pasaport verilmesine yönelik
çalışmaların sorulması üzerine de konunun gündemde olduğunu, bu konuda çözüm
ışığı ortaya çıkmasından dolayı son derece mutluluk duyduğunu söyledi.
Çetinsaya, çözüm sürecinin yaşandığı bir dönemde üniversitelerde öğrenci
grupları arasında zaman zaman olaylar çıktığının hatırlatılması üzerine de
"Allaha şükür bu olayların mümkün olduğu kadar az olduğunu görünce ben
seviniyorum. Üniversite ve şiddet kavramları asla bir araya gelemez. Bizlerin
akademisyenler, öğrenciler, camia olarak toplumsal sorunlarda farklı yorumlarımız
olabilir ama bunları mutlaka akademik gelenekler ve demokratik usuller içinde
dile getirmemiz gerekir" şeklinde konuştu.
Muhabir: Halil Şahin
Yayıncı: Mehmet Güldaş