ANTALYA (A.A) - Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Anabilim
Dalı Başkanı Prof. Dr. Ramazan Biçer, Avrupa Birliğine (AB) üye olmasının
ardından Bulgaristanda dini temalı aşırılıklarda patlama yaşandığını ve bu
faaliyetlerin bölgedeki Müslüman halkı kültürel ve siyasi açıdan kendi
dinlerinden uzaklaştırdığını öne sürdü.
Prof. Dr. Biçer, 4. Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Sempozyumu
için geldiği Antalyada gazetecilere yaptığı açıklamada, Bulgaristandaki Türkler
ve Müslümanların Bulgaristanın ABye girdikten sonra yaşadığı sorunlar hakkında
bilgi verdi.
Bulgaristan Bilimler Akademisinin teklifi doğrultusunda, TÜBİTAK
işbirliğinde Bulgaristandaki etnik yapıyı Avrupa Birliği öncesi ve sonrası
şeklinde değerlendiren çalışma yaptıklarını anlatan Biçer, çalışmanın 3 yıl
sürdüğünü söyledi. Çalışma kapsamında Bulgaristanda Müslüman ve Türklerin
yaşadığı bölgeleri ziyaret ettiklerini, bölge halkı ile yaşanan sorunlarla ilgili
anket yaptıklarını dile getiren Prof. Dr. Biçer, ilginç tespitler ortaya
çıkardıklarını kaydetti.
Biçer, çalışma kapsamında bölge halkına Bulgar bir komşunuzun olması sizin
için ne ifade eder, Müslümanlar ile Türkleri tercih eder misiniz, Bulgarlar ile
evlilik ne getirir- gibi sorularını yönelttiklerini söyledi.
Yaptıkları ankette Türklerin Bulgaristan ve Balkanlara adapte olduklarını
gördüklerini ifade eden Biçer, ancak Müslümanların dinlerini yaşama konusunda
sıkıntı yaşadıklarına dikkat çekti. Bulgaristan başta olmak üzere Balkanlarda
din adına yapılan aşırılıklarda patlama yaşandığını dile getiren Biçer, bu
patlamaların Müslümanlara zarar verdiğini belirtti.
Bu konuda ABnin ya da Bulgaristan Hükümetinin iyi niyetli olmasının
yetmediğini vurgulayan Biçer, Bulgaristanda dini temalı aşırılıklar, Müslüman
halkı hem kültürel hem de siyasi açıdan kendi dinlerinden uzaklaştırıyor.
Radikalleşmeye resmi boyutta göz yumuluyor, biz onu gözlemledik. Müslümanların
ağırlıklı olduğu semte şatafatlı bir kilise yapılıyor, bu da hoş değil. Tamamen
tahrik statüsünde. Bu tür faaliyetler etnik barış, toplumsal birlik ve sosyal
barış açısından olumsuz bir durum diye konuştu.
-Bulgaristandaki Müslümanların durumu-
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet
Dalkılıç ise Bulgaristanın ABye üye olmasının ardından Müslümanların ve orada
yaşayan Türklerin durumlarının çok iyi olduğunun sanıldığını, ancak durumun hiç
de öyle olmadığını bildirdi.
Bulgaristanın ABye üye olmasıyla bölgede Müslümanlar ve Türkler açısından
sancılı bir sürecin yaşandığını ifade eden Dalkılıç, Yaşlı bir kadın sağlık
ocağına gittiğinde Bulgarca bilmediği için doktorun kendisine ilaç yazmadığını,
bu nedenle ilaç alamadığını söyledi. Bu, gerçekten de iç açıcı bir tablo değil
dedi.
Bulgaristan Devletinin gerek siyasi gerekse vatandaşlık açısından
Müslümanların ve Türklerin güvenliğini temin etmesi gerektiğini dile getiren
Dalkılıç, aksi takdirde ülkede büyük olayların yaşanabileceğini ifade etti.
Dalkılıç, yaptıkları girişimler sonucu Bulgaristan Parlamentosunun 2011
yılının ocak ayında göçe zorlama, Bulgarlaştırma, Türkleri İslamdan
uzaklaştırma, isimlerini değiştirme politikalarını lanetlediğini kaydederek,
şunları söyledi:
Bulgaristanda Müslüman olarak özellikle 3 grup var. Türkler, esmer
vatandaşlar ki onlara Çingene diyorlar ve Pomaklar. Pomakların hızla
Hristiyanlaştığı, Çingenelerin Türkçeden başka dil bilmediği, okula gitmedikleri
ve ağır işlerde çalıştıkları, Türklerin de tamamen ağır işlerde çalıştığı ve
çiftçi olarak kaldığı bir ortam hakim. Açıkçası Bulgaristanda AB sonrasında
işler çok iyi gitmiyor. Bulgaristan Başmüftülüğünün hukuk işlerini Bulgar hukuk
bürosu yürütüyor. Bir Müslüman oraya gittiğinde Türk hukuk bürosu bulamıyor.
Muhabir: Hatice Özdemir
Yayıncı: Tuncer Çetinkaya