ANTALYA (A.A) - Polis Akademisi Başkanlığında görevli Doç. Dr.
Oğuzhan Başıbüyük, Bölge insanının hakkını savunma tezi ile ortaya çıkan
örgütün esasında bölge insanını cezalandırarak bu misyonunu yerine getirdiğini
görüyoruz dedi.
Doç. Dr. Başıbüyük, Antalyada devam eden 4. Uluslararası Terörizm ve
Sınıraşan Suçlar Sempozyumunda PKK/KCK Terör Örgütünün gerçekleştirdiği
eylemlerin zamansal ve mekansal analizi hakkında bilgi verdi.
Terör eylemlerinin 1984 yılından 1994 yılına kadar kademeli ciddi oranda
artış gösterdiğini dile getiren Başıbüyük, 1994 yılından sonra ise bir düşüş
olduğunu, ancak 2007 yılından itibaren yeniden artış görüldüğünü belirtti.
Bu durumu siyasi idarenin demokratikleşme adımları karşısında terör
örgütünün bölgedeki hakimiyetini kaybetme telaşına girmesine bağlayan Başıbüyük,
bu doğrultuda terör örgütünün, hükümetin bölgedeki sosyal problemlerin
giderilmesine yönelik yaptığı çalışmalara tepki amacıyla 2007 yılından itibaren
sivillere ve güvenlik güçlerine yönelik eylemlerini artırdığına işaret etti.
PKKnın kurulduğu günden itibaren her zaman şiddete başvurduğunu ve her yıl
mutlaka can kaybına neden olduğunu vurgulayan Başıbüyük, terörün gerek sivil
vatandaşlar gerekse güvenlik güçlerine yönelik eylemlerini sürdürdüğünü ifade
etti.
Terör örgütünün kendi hakkını savunduğunu iddia ettiği bölge insanı üzerinde
eylemlerini gerçekleştirdiğini belirten Başıbüyük, 2007 yılına kadar şiddet
içeren eylemler arttıkça şehit sayısının da arttığını, ancak 2007 yılından sonra
ise artan eylem faaliyetlerine rağmen şehit sayısında paralel bir artış
olmadığına dikkat çekti.
Bu durumu önleyici istihbarat çalışmalarına bağlayan Başıbüyük, Önleyici
istihbarat çalışmaları ile eylemler can kaybına neden olmadan fark edilip önlemi
alınabiliyor. Ayrıca güvenlik güçlerinin uzmanlaşması da can kaybının
önlenmesinde etkili oldu. Vasıfsız erlerin bölgeden çekildi, daha uzman kadrolar
çatışmalarda yer alıyor diye konuştu.
Etkin istihbarat ile nokta operasyonları yapıldığına işaret eden Başıbüyük,
bu operasyonların terör örgütünün zayıflamasını sağladığını bildirdi.
Bölgede çalışan, operasyon yapan birimlerin koordineli çalışmasının
operasyonların başarılı sonuçlanmasını sağladığına dikkati çeken Doç. Dr.
Başıbüyük, bu tür çalışmaların şehit sayısının azalmasını sağladığını bildirdi.
Son dönemde KCK operasyonlarında terör örgütünün polisleri sorumlu
tuttuğunu, bu nedenle Bir polis ölsün, kaç Kürdün öldüğü önemli değil
yaklaşımı güdüldüğünü kaydeden Başıbüyük, bu doğrultuda şehir yapılanmalarında
polislere yönelik saldırıların arttığını söyledi.
Terör olaylarında hayatını kaybeden vatandaşların dağılımı konusunda bilgi
veren Başıbüyük, şöyle devam etti:
Terör örgütü, güvenlik güçleri kadar sivilleri de hedef alıyor.
Teröristlerin yaptığı eylemlerde özellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu
bölgesindeki insanlar daha fazla zarar görüyor. Bölge insanının hakkını savunma
tezi ile ortaya çıkan örgütün esasında bölge insanını cezalandırarak bu misyonunu
yerine getirdiğini görüyoruz. Artık PKKnın Kürt dayalı devlet kurma
politikasının perde arkasında kendi haklarından başka gündemi yok. Bugüne kadar
terör örgütünün şiddet içerikli eylemleri sonucunda 5 bin civarında sivil
vatandaşımız, 5 bin 500 civarında güvenlik görevlimiz ve 300 çocuğumuz hayatını
kaybetti.
-Terör örgütü, genç militanda sıkıntı yaşıyor-
PKKnın bölgede korku ve baskı ile stratejisini yürütmeye çalıştığını
vurgulayan Başıbüyük, eylemlerinde çocukların da hedef alındığını kaydetti. Terör
örgütünün çocukları sadece polise taş attırarak istismar etmediğini, çocuklara
yönelik şiddet eylemleri gerçekleştirdiğini anlatan Başıbüyük, bu doğrultuda
okulların, dershanelerin bombalandığını, öğrenci yurtlarının hedef alındığını
bildirdi. Başıbüyük, eylemlerde hayatını kaybeden çocukların büyük bölümünün Kürt
kökenli olduğunu kaydetti.
Başıbüyük, 2 bin civarındaki örgüt mensubunun yüzde 44ünün 18 yaşından önce
örgüte katıldığını, örgütün yaş ortalamasının yüzde 63ünün 30 yaş ve üzeri
olduğunu belirterek, Terör örgütü dağda, genç militan temininde yaşadığı
sıkıntıdan dolayı okulları birinci hedef haline getirmiş durumda. Bu nedenle
okulları, dershaneleri, öğrenci yurtlarını bombalıyor, eğitimi engellemeye
çalışıyor diye konuştu.
-Kürt kökenli vatandaşlara zarar veriyor-
Emniyet Genel Müdürlüğünde görevli Dr. Fatih Yamaç da sempozyumda PKK/KCK
Terör Örgütünün Sivillere Yönelik Şiddet eylemleri konulu sunum yaptı.
Yamaç, 1978 yılında kurulan PKKnın yapısı hakkında bilgi vererek, örgütün
bugüne kadar şiddet içerikli can kaybına neden olan eylemleri gerçekleştirdiğini
belirtti. Örgütün amacının Türkiye Irak, Suriye ve İranda bağımsız Kürdistan
devletinin kurulması olduğunu anlatan Yamaç, 1978 yılından bu yana PKK
örgütünün zaman içinde yapısal değişiklikler yaşadığını kaydetti.
Bugün örgütün kendisini Kürdistan Halklar Topluluğu (KCK) olarak
tanımladığını dile getiren Yamaç, KCKnın terör örgütü olduğunu belirtti.
Örgütün silahlı saldırılar ve şiddet içerikli gösteriler yaptığını ifade
eden Yamaç, şöyle devam etti:
Örgütün finans kaynağında uyuşturucu, insan kaçakçılığı, kara para aklama,
haraç gibi unsurlar yer alıyor. Terör örgütünün yaptığı eylemler sonunda hayatını
kaybeden sivil sayısı 5 bine yaklaştı. 8 binin üzerinde de yaralı vatandaş
bulunuyor. Örgüt, bölgedeki Kürt insanların savunucusu olduğunu iddia ediyor, ama
bölgedeki Kürt kökenli vatandaşları öldürüyor, yaralıyor, onlara zarar veriyor.
Terör örgütünün ülkede önce ötekileştirme, sonra düşmanlaştırma stratejisi
geliştirdiğini dile getiren Yamaç, örgüt tarafından yapılacak eylemlerin yönetim
kadroları tarafından belirlendiğini, yönetim kadrolarından habersiz yapılan
eylemlere karşı ceza uygulandığını öne sürdü.
Muhabir: Hatice Özdemir
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu