ANTALYA (A.A) - Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize
Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığında görevli Emniyet Amiri Behsat Ekici,
THYnin Uzakdoğunun hemen hemen bütün önemli başkent ve ticaret kentlerine
ulaşımı var. Ortadoğu, Afrika, Orta Asyadan dünyanın birçok bölgesine ulaşmak
için İstanbulu, THYyi kullanıyorlar. Uyuşturucu kaçakçıları da benzer bir
rotayı kullanarak Türkiye üzerinden Uzakdoğu ülkelerine gönderiyor dedi.
Emniyet Amiri Behsat Ekici, Antalyada düzenlenen 4. uluslararası Terörizm
ve Sınıraşan Suçlar Sempozyumunda İran Metanfetamini ve Türkiye: Yükselen bir
sınıraşan problem başlıklı sunumu yaptı.
Metanfetamin tehdidinin eroin ve kokainden çok daha yaygın olduğunu ve yakın
zamanda Türkiyede İran merkezli metanfetamin kaçakçılığının görülmeye
başlandığını belirtti.
Türkiyenin özellikle metanfetamin kaçakçılığından 2009 yılından sonra
etkilenmeye başladığını ifade eden Ekici, Türkiyede metanfetamin yakalamalarında
son 4 yılda ciddi artışın söz konusu olduğunu vurguladı. Yakalamaların 104
kilogramdan 468 kilograma kadar çıktığını bildiren Ekici, şüpheli sayısının da üç
kattan daha fazla arttığını kaydetti.
Metanfetamin ticaretinin yaklaşık 300 kat kar marjına sahip olduğunu dile
getiren Ekici, metanfetaminin İranda üretilip, Türkiye üzerinden Uzakdoğuya
sevkıyatının yapıldığını anlattı. Sevkıyatın hava yoluyla gerçekleştirildiğini ve
rotada Türk Hava Yolları (THY) seferlerinin kullanıldığına işaret eden Ekici,
THYnin Uzakdoğunun hemen hemen bütün önemli başkent ve ticaret kentlerine
ulaşımı var. Ortadoğu, Afrika, Orta Asyadan dünyanın birçok bölgesine ulaşmak
için İstanbulu, THYyi kullanıyorlar. Uyuşturucu kaçakçıları da benzer bir
rotayı kullanarak Türkiye üzerinden Uzakdoğu ülkelerine gönderiyor diye
konuştu.
Türkiye ve İran arasında serbest vize rejimi olduğunu hatırlatan Ekici, bu
durumun Türkiyeye gelen uyuşturucu kaçakçılarının kontrolü konusunda sıkıntı
oluşturduğunu belirtti.
İran ile Türkiye arasında tarihi bir kaçakçılık rotası olduğunu, insan,
uyuşturucu, her türlü eşya kaçakçılığının yapıldığına işaret eden Ekici, Esrar
ve eroin kaçakçılığı için kullanılan organizasyonlar şimdi metanfetamin
kaçakçılığı için kullanılıyor dedi.
Metanfetaminin hava yolu sevkıyatının, yapılan operasyonlarla deşifre
olduğunu ve son yıllarda kara sevkıyatının önem kazandığını dile getiren Ekici,
Türkiyeye İran üzerinden 4 giriş, Irak ve Gürcistandan da birer giriş olduğunu
söyledi.
Türkiyede metanfetamin yakalamalarının en çok 564 bin 130 gramla
İstanbulda gerçekleştiğini, İstanbulu Iğdır ve Hakkarinin takip ettiğini
anlatan Ekici, şunları kaydetti:
Yakalamalarının yüzde 67si Türkiyeden çıkış, yüzde 21i giriş, yüzde
12si de transit geçiş anında yapılıyor. Yakalanan kişilerin ülkelere göre
dağılımında ise ilk sırada İran yer alıyor. Türkler ikinci, Japonlar da üçüncü
sırada. Metanfetamin kaçakçılarının yaşları 18 ile 77 arasında değişiyor. Olaya
karışanların yüzde 86sını erkekler, yüzde 14ünü kadınlar oluşturuyor. Yüzde
62si lise, yüzde 22si ortaokul, yüzde 11i ilkokul, yüzde 5i de üniversite
mezunu. Neredeyse hiçbirinin düzenli bir işi yok.
Yaptıkları araştırmada, özellikle kocasından boşanmış, çocuğunu bakmak
zorunda kalan kadınların yoğun bir şekilde kokain kaçakçısı olarak kullanıldığını
gördüklerini anlatan Ekici, Metanfetamin kaçakçılığında grupları koordine eden
alıcı ile üreticiyi, pazardaki dağılımı sağlayan, sevkıyatı sağlayanların hemen
hemen hepsinin İranlı olduğunu görüyoruz. Türkler, bu organizasyon içinde yer
alıyor, ama kurye olarak kullanılıyor diye konuştu.
-Terör örgütünün finansmanı uyuşturucu-
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğünde görevli Emniyet Amiri Dr. Hakan Cem Çetin,
Diyarbakır özelinde terörün finansmanı olarak uyuşturucu madde kaçakçılığı
konulu sunumu yaptı.
Terör örgütlerinde uyuşturucunun önemli bir finansman kaynağı olduğunu
vurgulayan Çetin, uyuşturucu ile ilgili yapılan operasyonlarda bomba
düzeneklerinin de ele geçirildiğini, bunun terör ile uyuşturucunun doğrudan
ilişkili olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Diyarbakırdaki uyuşturucu boyutundan bahseden Çetin, Diyarbakırda
özellikle Lice, Hazro, Hani ve Kulp gibi 4 sınır ilçesinde kenevir üretimi
yapıldığını kaydetti. Bu bölgelerin coğrafi açıdan zor arazi şartlarına sahip
olduğuna dikkati çeken Çetin, Kırsalda 100e yakın köy ve mezrada ekim olduğunu
değerlendiriyoruz. Tahminen 5 bin dönüm arazide 500 milyon dolarlık bir rant elde
edilmekte. Görülen şu ki ekim yapılan araziler örgütün faal olduğu alanlar aynı
zamanda dedi.
Örgütün bu bölgelerde ekim yapan köy halkına koruma sağladığını söyleyen
Çetin, örgütün köylülere ekiminizi yapın, biz buradayken size güvenlik
güçlerinin ulaşması mümkün değil dediğini ve bu şekilde vergi adı altında ekim
karşılığında haraç aldığını değerlendiriyoruz diye konuştu.
Bu konuda mücadele çalışmaları yürüttüklerini ve özellikle mayın tuzaklarına
başvurduklarını belirten Çetin, güvenlik güçleri olarak operasyonlarda şehit
verdiklerini bildirdi.
Bölgedeki ekim alanlarının tespiti konusunda helikopter destekli çalışma
yaptıklarını anlatan Çetin, 12 köyü kapsayan operasyonda yaklaşık 500 dönüm
arazide ekim yapıldığını gördük. Ekim alanları köylülere yakın yerlerde
gerçekleştirilmiyor, uzak araziler tercih ediliyor. Mümkün olduğu kadar ulaşımın
zor olduğu yerler birinci tercih olarak yer alıyor diye konuştu.
Bu yıl önemli operasyonlar gerçekleştirildiğini ve finansal kaynağı kesmeye
yönelik çalışmalar yapıldığını kaydeden Çetin, esrar ile ilgili etkin mücadelenin
devam etmesi gerektiğini bildirdi. Özellikle 2313 sayılı kanunun revize edilmesi
gerektiğini vurgulayan Çetin, Bugüne kadar ekimden dolayı hapis cezası almış
olan herhangi bir şahıs yok dedi.
Çetin, ayrıca köy halkı için de alternatif tarım yolları araştırılması ve
tarım arazilerinin geliştirilmesi gerektiğini bildirdi.
Muhabir: Hatice Özdemir
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu