TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, yanlış
üretim metotları, keyfi verilen madencilik izinleri, yasal mevzuatın yetersizliği, denetimsizlik gibi nedenlerle madencilik ve çevreye duyarlılığın bugüne kadar birbirine zıt iki kavram gibi algılandığını belirtti.
4.
Madencilik ve
Çevre Sempozyumu, Tepekule
Kongre ve
Sergi Merkezi'nde başladı. 2 gün sürecek sempozyumun açılışında konuşan Soğancı, enerji ve sanayinin temel ham maddelerini sağlayan madenciliğin ''olmazsa olmaz'' üretim faaliyetlerinden biri olduğunu söyledi. Soğancı, çevre faktörünün göz ardı edilerek, madencilik faaliyetlerinin yürütülemeyeceğini belirtti.
Tüm
ekonomik faaliyette olduğu gibi madencilik faaliyetlerinde de amacın, insanın
refah ve mutluluğu olduğunu vurgulayan Soğancı, şunları kaydetti:
''Sanayileşmeyle birlikte artan üretim faaliyetleri ve aşırı tüketimin sonuçları günümüzde daha net görülmektedir. Kaynakların sınırsız olmadığının anlaşılmasıyla birlikte çevrenin önemi de daha çok ortaya çıkmıştır. Yanlış üretim metotları, keyfi verilen madencilik izinleri, yasal mevzuatın yetersizliği, denetimsizlik gibi nedenlerle madencilik ve çevreye duyarlılık bugüne kadar zıt iki kavram gibi algılanmıştır. Oysa çevre dostu teknoloji ve yöntemlerin kullanılması, madencilik süreçlerinde ya da sonrasında çevrenin korunmasına, yenilenmesine yönelik önlemlerin alınması, sektörün gelişimini engellemeyecek, aksine sektörün gelişimine yönelik katkı yapacaktır.''
Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı
Mehmet Torun ise madenlerin sadece kar kapısı olarak görüldüğünü, bu alanda yöre halkı, gelecek kuşaklar ve genel
toplumsal yararlar göz ardı edilerek talana uygun bir ortamın yaratıldığını iddia etti.
Torun, ''Çevresel sorunları bilmeden yürütülen üretim sonuçları, çevreyi bozucu etkilerine karşı önlem almadan yapılan çalışmalar ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlar yaratabilir. Bunların görülmesi ve buna uygun davranılması, kaçınılmaz bir durumdur. Böylesi bir çalışma tarzının yani madenciliğin çevreyle barışık insan odaklı yürütülmesi gerektiğinin benimsenmesi ve
egemen olması durumunda madencilik çalışmalarının eleştirilen hedefi olmaktan çıkacağı açıktır'' diye konuştu.
Torun, toplumsal, ekonomik ve çevresel bakımdan sürdürülebilir bir madencilik sektörünün gelişiminin, devlet, sektörde faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar ile demokratik kitle örgütleri ve
sivil toplum örgütlerinin iş birliğiyle mümkün olacağını sözlerine ekledi.
(BEL-MV-ZBD)02.06.2011 12:22:19