KAYSERİ (A.A) - Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PÜİS)
Genel Başkanı Muhsin Alkan, Akaryakıt kaçakçılığını önlemek, neredeyse sadece
bayi kesimini denetlemek üzerine kurulu. Yetkililerden ricamız, mevcut sistemin
yeniden yapılandırılması dedi.
Alkan, Kayseri Dünya Ticaret Merkezinde Gaz&Power Dergisi tarafından
düzenlenen 3. Türkiye Enerji Zirvesinde yaptığı konuşmada akaryakıt
kaçakçılığının, birçok kez tedbir paketleri getirilmesine rağmen bir türlü
önlenemediğini belirterek, bunun en önemli sebebinin kaçağın sadece kayıtlı
kesimde ve özellikle bu kesimin bayi katmanında aranması olduğunu iddia etti.
Kaçak akaryakıtın sebebinin önce kayıt dışında aranması gerektiğini ifade
eden Alkan, şöyle konuştu:
Bugüne kadar sadece kayıtlı kesimde kaçak aramanın sorunu çözmeye
yetmediği ve dolayısıyla bundan sonra da yetmeyeceği anlaşılıyor. Akaryakıt
kaçakçılığını önlemek neredeyse sadece bayi kesimini denetlemek üzerine kurulu.
Yetkililerden ricamız, mevcut sistemin yeniden yapılandırılması. Türkiyede 12
bin 500 civarında istasyonun tamamı otomasyon sistemine bağlandı. Amaç
istasyonlardaki akaryakıt hareketlerini anında izleyerek, kaçağı önlemek. Peki bu
sistem bu kadar faydalı ise o halde 100 civarında olan dağıtıcı terminallerine
aynı sistem neden takılmıyor. Bu ufak misal dahi ülkemizde akaryakıt kaçağını
önlemek için alınan tedbirlerin yetersiz olduğunun çok açık bir göstergesi.
Akaryakıttaki kaçağı önlemek için şimdiye kadar alınan tedbirlerin ve buna
ilişkin mevzuatın yeniden ele alınması gerektiğini öneren Alkan, kaçak
akaryakıtla mücadelede sektör aktörlerinin görüşlerine daha çok başvurulmasını
istedi.
Alkan, 10 numara yağla daha etkin mücadele edilmesi için akaryakıt harici
ürünlerden alınan ÖTV ile akaryakıt ürünlerinden alınan ÖTVnin eşitlenmesi
gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
Ülkemizdeki akaryakıt piyasasının mevzuatı hiçbir batılı ülkede ve belki
de dünyanın hiçbir yerinde eşine rastlanmayan bazı özellikler taşıyor. Hiçbir
ülkede, herhangi bir sektörde ticari bir alıcının sadece bir firmadan mal alacağı
kanunla korunmuş değil. Ancak, ülkemizde bu uygulama maalesef var. Eminiz ki
sadece ülkemize mahsus bu uygulama, ileride hukuk fakültelerinde örnek ders
olarak okutulacak. Bu konunun bir kere daha altını çiziyorum. Özel teşebbüsün
kendi arasındaki ticari ilişkiler sadece o teşebbüsleri ilgilendirir.
-BOTAŞın yapılandırılmasını destekliyoruz-
Doğalgaz Dağıtıcıları Birliği Derneği (GAZBİR) Başkanı Mehmet Kazancı da
doğalgaz sektörünün gelişimi açısından 44 milyar metreküplük (bcm) tüketime
ulaşılmasının önemli olduğunu belirterek, ancak bu durumun gaz arzı açısından
sıkıntı yaşanması ihtimaline neden olduğunu söyledi.
BOTAŞın rahat ihale yapabilmesinin önünün açılması gerektiğini kaydeden
Kazancı,BOTAŞın yapılandırılması sürecini destekliyoruz ama hala bitirilmemiş
kompresör ve diğer yatırımlar var. BOTAŞ kamu ihale mevzuatından muaf tutulmalı
dedi.
4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu ile ilgili değişikliğe dernek olarak
önerilerini sunduklarını bildiren Kazancı, eksik gördükleri hususlara dair diğer
görüşlerini TBMMdeki komisyonda da aktaracaklarını dile getirdi.
-Şahdeniz-2 güney koridorunu geliştirmek için önemli-
BP Türkiye Başkan Yardımcısı Hakan Türker ise Türkiyenin enerjide dünyanın
en hızlı büyüyen ülkelerinden biri olduğunu ifade ederek, Türkiyenin en çabuk
büyüyen doğalgaz pazarı niteliğine de sahip olduğunu söyledi.
Hazar Havzasının dünyanın en büyük doğalgaz potansiyeline sahip
bölgelerinden birisi olduğunu dile getiren Türker, şöyle dedi:
Bu potansiyeli ekonomik hale getirmek için Türkiye çok önemli bir ülke.
Diğer yandan, Şahdeniz-2 Projesi güney koridorunu geliştirmek için çok önemli bir
proje. Proje ile 16 bcm gaz daha üretime katılacak ve 4 bin kilometre uzaktaki
Avrupa pazarına Türkiye arcılığıyla ulaştırılacak.
BP olarak TANAP Projesine katılım daveti almaktan mutlu olduklarını ifade
eden Türker, diğer ortaklar ile projeye katkı yapmaya hazır olduklarını söyledi.
Muhabir: Özcan Yıldırım
Yayıncı: Erdem Gültekin