MERSİN (A.A) - Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ABnin her türlü
ikiyüzlülüğüne rağmen, biz 50 yıldan beri sürdürmüş olduğumuz ABye tam üyelik
konusunda onların yakalarını bırakmayacağız dedi.
Bakan Çağlayan, Mersin HiltonSA Otelinde gerçekleştirilen 3. Akdeniz
Ticaret ve Liman Kentleri Kongresi kapsamında düzenlenen Dünyanın Deniz
Yolları Akdenizde Kesişiyor konulu oturumda yaptığı konuşmada, Türkiyenin,
Güney Kıbrıs Rum Kesiminin dönem başkanlığında Avrupa ile ilişkilerine devam
edeceğini belirtti.
Konuşmasını ABnin her türlü ikiyüzlülüğüne rağmen, biz 50 yıldan beri
sürdürmüş olduğumuz ABye tam üyelik konusunda onların yakalarını
bırakmayacağız diye sürdüren Bakan Çağlayan, ABnin 2011 yılında yüzde 1.5
büyüme rakamı yakaladığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
ABnin sadece 3 tane ülkesi yüzde 1 üzerinde büyümeyi öngörüyor. Eğer
Türkiye; hani bu ABnin çifte standart uygulayarak birliğin tam üyesi yapmama
konusunda adeta işkence yapmaya çalıştığı Türkiye; bugün AB üyesi olsaydı, yüzde
8.5 büyüyen Türkiye, geçen yılın 1.5 büyüyen Avrupayı yüzde 1.8 büyüme rakamına
çekecekti. AB, Türkiyenin sayesinde yüzde 20 daha fazla büyüyecekti. Türkiye yük
katan değil, yük almaya gelen bir pozisyona düşmüştür. Biz AB konusunda yolumuzda
ilerleyeceğiz, reformları yapmaya devam edeceğiz, ekonomik standartları
geliştirirken, demokratik standartları geliştirmeye devam edeceğiz. Yaş
ortalaması 45e gelen Avrupa ve yaş ortalaması 29 olan Türkiye, durmadan,
bıkmadan yoluna devam edecek. 2023 hedeflerine sahip olduğumuz gün, o zaman
Avrupa düşünecek, biz karar vereceğiz.
-S&P karizmayı çizdirdi-
Bakan Çağlayan, Kısa bir süre önce Türkiyenin karizmasını çizmeye çalışan
S&P, bana göre çifte S&P şirketi Türkiye ile yapmış olduğu adeta yanlı ve yanlış
değerlendirmeyle kendi karizmasını çizdirdi. Türkiyedeki hiçbir yatırımcı bunu
dikkate bile almadı dedi.
Zafer Çağlayan, Türkiyenin böyle küresel bir kriz döneminde ilk defa 4
yıldır hiçbir şekilde IMF ile bir anlaşma yapmadığını belirterek, şunları
kaydetti:
9 yıl önce IMFye 23.5 milyar dolar borcu olan Türkiye, şimdi IMFye
borcunu 1.7 milyar dolara düşürdü. 9 yıl önce Türkiyenin toplam milli geliri 230
milyar dolardı. IMFye borcu 23.5 milyar dolardı. Yani Türkiye bundan 9 yıl önce
milli gelirinin yüzde 10undan daha fazla IMFye borçlu olan bir ülkeydi. Türkiye
geçen yıl 772 milyar dolarlık bir milli gelir elde etti. IMFye bugün borcu
sadece 1.7 milyar dolar. Türkiyenin IMFye 2013 yılının Nisan ayında ödeyeceği
bu borcu, evelallah bugün birçok şirketinin çıkıp bir araya gelse ödeyeceği bir
duruma gelmiştir.
Türkiyenin bu zenginliğini tüm dünya ile paylaşmak istediğini dile getiren
Çağlayan, Böylesine yoğun küresel krizden küresel işbirliği ile çıkacağımızı
düşünüyoruz. Bu kapsamda 70e yakın ülkeyle aramızda vizeyi kaldırdık. 19 ülkeyle
serbest ticaret anlaşması imzaladık. Biz tüm dünya ile ticareti, siyaseti ve
sosyal hayatı paylaşmayı kendine görev edinmiş olan bir ülkeyiz. Türkiye
büyüyorsa bundan dolayı büyüyor dedi.
-Akdenizli olmak-
Akdenizli olmanın önemli bir özellik olduğunu, Akdenizli olmanın, aynı
havayı solumanın, aynı suyu içmenin ötesinde, bir aile olmak anlamına geldiğini
belirten Çağlayan, Bugün bizi bir araya getiren bu önemli çalışma da aslında
bir yerde, Akdeniz ve Akdenizli olmanın özelliği. Bundan 400 yıl önce Akdeniz
dünya ticaretinin yarısından fazlasını gerçekleştiriyordu. Bugün azalmış olmakla
beraber Akdeniz dünya ticaretinde önemli yer almaya devam ediyor. Bilhassa
Akdeniz dünya ticaretinde başarılı bir şekilde yer alırken, Akdenizin dünya
ticaretinin yeri de her geçen gün giderek artıyor dedi.
Akdeniz ülkelerinin geçen yıl toplam dünya ticaretinden 3.5 trilyon dolarlık
bir pay aldığını kaydeden Çağlayan, şunları söyledi:
Dünya ticareti geçen yıl 18 trilyon dolar olduğuna göre, demek ki dünya
ticaretinin yüzde 20si Akdeniz ülkeleri tarafından oluşturulmuş. Tabii böylesi
güçlü bir yapı maalesef kendi içindeki ticareti geliştirememiş. Akdeniz
ülkelerinin kendi ticaret hacmi sadece 500 milyar dolarlık oldukça düşük bir
rakama denk geliyor. Bu toplam dünya ülkeleriyle yaptığı ticaretin sadece yüzde
14ü. Oysa bugün ABnin toplam ticareti içinde kendi arasında yaptığı ticaret
payı yüzde 70dir. Dünyanın birçok bölgesinde çok yüksek şekilde ticari
ilişkileri geliştiren Akdeniz ülkelerinin kendi arasındaki ticaret hacminden
dolayı mutlu olmak mümkün değil.
Bir araştırmada, dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 25nin komşu ülkeler
arasında yapıldığının belirlendiğini anlatan Çağlayan, Biz son derece birbirine
yakın olan bir coğrafya içinde, mizacımız huyumuz, yapımız, yemek
alışkanlıklarımızın birbirine çok benzediği bir ortamda maalesef ticaretimizi iyi
bir şekilde geliştirememişiz. Türkiye olarak her türlü işbirliğine açığız.
Türkiye olarak tüm dünya ile barış, huzur ve refahın egemen olması doğrultusunda
yoğun gayretler sarf ediyoruz; ve bugün dünya ekonomisinin ciddi manada krizde
olduğu dönemde, Türkiye dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir ekonomi
mucizesini gerçekleştiriyor diye konuştu.
-KKTCli bakanların konuşması-
KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun da kongrede yaptığı konuşmada, KKTC
olarak ekonominin geliştirilmesi, dış yatırımlara açılması, büyük projelerde yer
alması adına çalıştıklarını belirtti.
Ancak KKTCnin insani temeli olmayan ambargolar nedeniyle dışa açılımda
sorunlar yaşadığına dikkati çeken Atun, bu sorunlara rağmen dışa açıklığı
güçlenen bir konumda olduklarını kaydetti.
KKTC ekonomisinde hizmetler sektörünün önemli bir yeri olduğunu, turizm
alanında 2009 yılından bu yana istikrarlı gelişmenin hızla devam ettiğini anlatan
Atun, Ülkemize gelen yolcu sayısı artıyor. İhracatta da benzer büyümeler oldu.
KKTC her şeye rağmen gelişen, büyüyen, yatırımlara açık, turizm, eğitim,
ulaştırma ve enerji alanlarında potansiyellere sahip bir ülke dedi.
KKTCye uygulanan siyasi ambargoların dış ticaret üzerinde bir engel olarak
durduğunu ifade eden Sunat Atun, Halen bu ambargo yıllardır dile getirilen,
hiçbir insani temeli ve adil gerekçe ile açıklanmayacak bir utanç duvarıdır. Bu
duvarın sökülmesine katkı koyanlar, gün gelecek bundan gurur duyacak dedi.
Doğu Akdenizde ticaretin serbestleşmesinin, alt yatırımların yapılmasının
potansiyeli daha da artıracağına dikkati çeken Atun, AByi arkasına alarak
Türkiye ve KKTCye sırtını dönem Rum yönetimi, ekonomik sorunlarla karşı karşıya.
Bölgesel işbirliği sebebiyle barışçıl çağrılarımıza olumlu yanıt verdiğinde,
Güney Kıbrısın sorunlarına çözüm bulanacağına inanıyorum dedi.
KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Ersan Saner ise yıllardır ekonomik
izolasyonlar neticesinde tam anlamıyla gelişemediklerini belirterek, Bizim
IMFmiz yok ama Allaha çok şükür bizim dünyada bir Anavatanımız var dedi.
Adada kesin ve kalıcı bir çözüm için çalışmaları sürdürdüklerini, fakat Türk
ulusunun her zamanki hoşgörüsü yanında Güneyden herhangi bir el uzanmadığını
kaydeden Saner, Ülkelerle teması Anavatan ile sağlıyor ve bu çerçevede ciddi
adımlarla yürüdüğümüzü ifade etmek istiyorum dedi.
Kruvaze turizminin yeterli olduğuna inanmadıklarını belirten Saner, Deniz,
kum, güneş turizminin yanında Hristiyanların kutsal toprak adlettikleri Kudüsü
ziyaret için kruvaze turizmi için aday olmak zorundayız. Başka bir şansımız yok
dedi.
Konuşmaların ardından Mersin Deniz Ticaret Odası ve İskenderiye Deniz
Ticaret Odası arasında işbirliği anlaşması imzalandı.
Bu arada programda yer alacağı duyurulan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanı Binali Yıldırım ile Mısır Arap Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanı Dr. Gala
Mustafa Saidin, yoğun programları nedeniyle kongreye katılamadığı öğrenildi.
Muhabir: Nurdan Mısırlıoğlu Toros/Süleyman Tıraş
Yayıncı: İsa Sansar