Esenler'de
İETT otobüsüne
molotof kokteyliyle saldırı düzenleyerek, 2'si kardeş 3 kişinin ölümüne sebep oldukları ileri sürülen
sanıkların yargılanmasına devam edildi. Duruşmada sekiz sanığın
Kürtçe savunma yapmak için cezaevinden dilekçe gönderdikleri belirtildi. Duruşmada da
Kürtçe savunma yapmak istediklerini belirten sanıkların kimlik tespitleri ve ifadeleri alınmadı. Tutanağa, '
Türkçe'den başka bir dille
cevap verdikleri görüldü' ifadesi yazıldı.
İstanbul 10. Ağır
Ceza Mahkemesi'ndeki
duruşmaya
tutuklu 11 sanık katıldı. Duruşmadan vareste tutulan bir tutuklu sanığın getirilmediği duruşmada
mahkeme başkanı Ali Alçık, sanık Nuşin Dağ'ın dosyasının ayrılarak
Çocuk Mahkemesi'ne gönderildiğini söyledi. İlk duruşmada sanıkların sorulara Kürtçe cevap vermek istedikleri için kimlik tespitinin yapılamadığını belirten mahkeme başkanı, kimlik tespitinin yapılacağını belirtti. İlk duruşmaya gelmeyen Lüfi Dağ, söz alarak
kimlik bilgileri dahil tüm beyanlarının Kürtçe olacağını söyledi. Bunun üzerine mahkeme başkanı Alçık, diğer sanıklara da Kürtçe konuşup konuşmayacaklarını sordu. Sanıkların Kürtçe konuşmaları üzerine tutanağa, "Türkçe'den başka bir dille cevap verdikleri görüldü. Bu sebeple sanıkların kimlik tespitleri yapılamadı" ifadesi yazıldı.
Mahkeme başkanı Alçık, sekiz sanığın cezaevinden Kürtçe savunma yapmak istediklerine dair dilekçe gönderdiklerini belirtti. Sanık Bilal Aydın'ın ise
CMK 102. maddesinden
tahliye talebinde bulunduğu kaydedildi.
İstanbul İl Seçim Kurulu'na yazılan yazının cevabının geldiğini belirten başkan Alçık, yazıda, sanık Lütfi Dağ'ın 2000 yılında
HADEP'ten ilçe başkanı seçildiği, DTP ve BDP'de ise görev almadığının belirtildiğini kaydetti.
Duruşmadan vareste tutulduğu için mahkemeye getirilmeyen tutuklu sanık Mehmet Nurullah Kaya'nın başka bir mahkemedeki davada tutuklu sanık olduğunu gösteren dosyanın geldiğini söyleyen Alçık, gizli tanığın dinlenmesi için yazılan müzekkereye cevap verilmediğini belirtti.
Atılan
molotofkokteyli sonucu İETT otobüsünün yanması nedeniyle İETT, davaya müdahil olma talebinde bulundu.
Duruşma savcısı
Kasım İlimoğlu, sanıkların akıcı bir şekilde Türkçe bildikleri halde Türkçe kullanmamaya özen gösterdiklerini kaydetti. AİHS'nin 6/3 maddesine göre sanıkların savunmalarını Türkçe yapabileceklerini kaydeden İlimoğlu, bunun adil yargılama hakkını ihlal etmediğini ifade etti. Bu nedenle Kürtçe savunma taleplerinin reddedilmesini talep eden İlimoğlu, kimlik bilgilerini vermeyen sanıklar hakkında Kabahatler Kanunu'nun 40. maddesi uyarınca cumhuriyet başsavcılığına ihbarda bulunulmasını istedi. İlimoğlu, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Sanık avukatlarından Ercan Kanar, sözlü olarak Kürtçe savunma yapılabileceğini söyledi. Kanar, gizli
tanık dinlenirken vareste tutulan sanık Kaya'nın mahkemeye getirilmesini istedi.
Diğer sanık avukatları da Kürtçe savunmanın hak olduğunu belirtti. Müvekkillerinin iddia edilen suçları işlediklerine dair
delil bulunmadığını belirten avukatlar tahliye talebinde bulundu.
Duruşmaya ara veren mahkeme aranın ardından ara kararları açıkladı. İETT'nin müdahillik talebini kabul eden mahkeme, sanıkların Kürtçe savunma talepleri konusunda daha önce ret kararı verildiği için tekrar hüküm verilmesine gerek olmadığını kararlaştırdı. Mahkeme, sanık Lüfi Dağ'ın mahkemeye verdiği 3 sayfalık Kürtçe dilekçenin sanığa iadesine karar verdi.
Savcı İlimoğlu'nun sanıklar hakkında Kabahatler Kanunu uyarınca suç duyurusunda bulunulması talebinin bu aşamada reddine karar verildi.Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi.
Cumhuriyet Savcısı Hakan Karaali tarafından 12'si tutuklu 13 sanık hakkında hazırlanan 47 sayfalık iddianamede, Esenler'de, 2
Nisan 2006'da
PKK/Kongra-Gel
terör örgütü yandaşı 15-20 kişilik bir grubun, örgüt propagandası yapmak amacıyla
izinsiz gösteri yaptıkları belirtilerek, molotofkokteylli
eylemin talimatının, kapatılan DTP Esenler İlçe Başkanı tarafından verildiği, eylem şifresi olarak da "
düğün" veya "maç" terimlerinin kullanıldığı ifade ediliyor.
Grubun gösterisi sırasında çevreye molotofkokteyli atıldığını n kaydedildiği iddianamede, Mehmet
Karaman yönetimindeki İETT otobüsüne molotokokteyli isabet ettiği, otobüsün yanmaya başladığı, otobüs sürücüsü Karaman' ın otobüsün alev alması üzerine yolcuların tahliyesini sağladıktan sonra otobüsü terk ettiği, kontrolden çıkan otobüsün olay yerinde bulunan iş yerleri ile park halindeki bir kamyonete çarparak durabildiği anlatılıyor.
Yanan otobüsün çarptığı durakta bulunan Sinem ve Sibel Özkan kardeşlerin, otobüsün altında kalarak öldükleri belirtilen iddianamede, yaralı olarak hastaneye kaldırılan Zülbiye Karasu'nun da hastanede hayatını kaybettiği, Ayişe Gökkuş'un ise yaralandığı kaydediliyor.
İddianamede, kapatılan HADEP Esenler İlçe Başkanı Lütfi Da ğ hakkında, "Devletin birliğini ve
ülke bütünlüğünü bozmak"tan 1 ve "Patlayıcı
silah kullanarak kasten 3 kişiyi öldürmek" suçundan da 3 olmak üzere toplam 4 kere ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası isteniyor.
Sanık Lütfi Dağ'ın ayrıca, "kasten adam öldürmeye teşebbüs"ten 13 ile 20 yıl, "
patlayıcı madde bulundurmak"tan 4.5 ile 12 yıl, "genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak"tan 6 ay ile 3 yıl, "kamu malına zarar vermek"ten 4 ile 24 yıl, "mala zarar vermek"ten 4 ay 3 yıl, "kamu malına
patlayıcı madde ile zarar vermek"ten 3 ile 18 yıl, "
terör örgütü propagandası yapmak"tan 3 ile 15 yıl ve "
yasa dışı gösteri ve yürüyüşe katılmak"tan da 2 ile 5 yıl olmak üzere toplam 30 yıl 4 ay ile 94 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
İddianamede, kapatılan DTP Esenler Gençlik Sorumlusu olduğu belirtilen Bilal Aydın'ın da aralarında bulunduğu 8 sanık hakkında da benzer suçlardan 4'er kez ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası isteniyor.
Haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen bu 8 sanığın ayrıca, çeşitli suçlardan 29 yıl 4 ay ile 340,5 yıl arasında değişen hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, 1'i tutuksuz 4 sanığın da benzer suçlardan 21 yıl 4 ay ile 436,5 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması isteniyor.