Yüksek Askeri
Şura (YAŞ) kararıyla
Türk Silahlı Kuvvetleri(TSK)'dan ilişiği kesilen eski Ast
subay Ahmet
Akdağ, 28
Şubat sürecinde, subay ve
astsubayların cuma günlerini izin alıp almadığının izlendiğini söyledi. Ordudan
ihraç edildikten sonra da subay ve astsubayların peşinin bırakılmadığını belirten Akdağ, ihraç edilen subayların yakınlarının aranarak,
psikolojik baskı yapıldığını dile getirdi.
Ahmet Akdağ, Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) 28 Şubat sürecinde '
disiplinsizlik' suçu ile ihraç edilen 163 subaydan biri. İhraç edildikten sonra Kocaeli'nde soğutma sistemleri atölyesi açan Ahmet Akdağ, geçimini bu şekilde sürdürmeye çalışıyor.
Orduda mesleki hayatında işine yönelik hiçbir disiplin suçu işlemediğini söyleyen Akdağ, "Bu sürece girerken herhangi bir uyarı, ikaz almadık. Tamamen keyfi bir
uygulama olarak muameleye tabi tutulduk." dedi. Akdağ, YAŞ kararlarının kesin olduğundan ihracına karşı
dava açamamaktan duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Akdağ, lise yıllarında Sovyetler Birliği'nde insanların
mesai arkadaşlarını, ailelerin birbirlerini fişlediğinin anlatıldığını duyduğunu, bunun 28 Şubat sürecinde gerçeğe dönüştüğünü ifade etti. En yakın dostlarına dahi şüphe ile bakmaya başladığını kaydeden Akdağ, "Böyle candan görüştüğünüz insanlar bile aleyhimde bir şeyler söyler mi? diye tereddütlü bir dönem yaşandı. Daha önce meslektaşlar arasında güven varken o ortadan kalktı.
Askerlik mesleğinde en önemli şey güvendir. Bu 28 Şubat'ta kayboldu." ifadelerini kullandı.
YAŞ mağduru Akdağ, TSK
personelinde eşi başörtülü olanlara ikaz maiyetinde garnizon girişlerine tabelalar asıldığını,
nöbetçi personelin örtülü bayanları uyardığını belirtti.
"CUMA GÜNLERİ TAKİP ALTINDAYDIK"
Post-
modern darbe sürecinde TSK personelinin
Cuma günleri izin alıp almadığına bakıldığını dile getiren eski Astsubay Ahmet Akdağ, "O dönemde yaşadığımız şeylerden birisi, Cuma günleri dışarı gidiyor mu? Özellikle Cuma günleri takip ediliyor mu? Aldığınız günlük izinler cumaya denk geliyor mu? Bunların ciddi bir şekilde takip edildiğini gördük, şahit olduk." şeklinde konuştu. Akdağ, fişlemenin had safhaya ulaştığını, ailece görüşülen insanların dahi takibe alındığını ifade etti.
ERZİNCAN'DA OTURAN AİLESİNE KADAR FİŞLENMİŞ
Akdağ, ordudan ihraç edilmesinden sonra edindiği bilgiye göre, Erzincan'da ikamet eden ailesinin
giyim tarzından, babasının sakalının, annesinin çarşaf giymesine kadar tüm detayların kaydedildiğini öğrendiğini belirtti. Akdağ, "Babam ve yakınlarımız sakallıymış onlar kayda geçmiş. Annem çarşaflıymış, bunlar öğrendiğimizde şok olduğumuz şeyler." diye konuştu.
AKRABALARI KİMLİĞİ BELİRSİZ KİŞİLER TARAFINDAN ARANMIŞ
Akdağ, ordudan ihraç edilmesinden sonra bir
takım kişilerin memleketteki akrabalarını arayarak, nerede olduğunu sorduğunu, yakınlarından 'Ahmet görevde' şeklinde
cevap verildiğinde, bazı şahısların 'Sizin haberiniz yok mu? Onun orduyla ilişkisi kesildi' şeklinde
telefon görüşmeleri yapıldığını söyledi. Akdağ, isim vermeden aileleri huzursuz, tedirgin edecek konuşmalar yapıldığını ifade etti. Dışarından bir insanın aramasının anlamsız olduğunu düşündüğünü belirten Akdağ, bu insanların lojmanlardan ya da personel arkadaşlarının olabileceğini tahmin ettiğini dile getirdi.
28 Şubat sürecinin kaotik ortamında yakınlarının ve akrabalarının kendilerine tedirginlikle yaklaştığını ifade eden Akdağ, en yakın akrabalarının dahi kendisini yalnız bıraktığını söyledi. İş bulmakta zorlandığını kaydeden Akdağ, "İşi tam anlamıyla yerine getirsek bile, bizleri işe almadılar. En kolay işi vermekte bile kuşku ile baktılar. Bizlere sahip çıkan olmadı." dedi. Silahlı Kuvvetler'de
dayanışma ve güvenin olması gerektiğini belirten Akdağ, bu gibi olayların bundan sonra yaşanmaması temennisinde bulundu.