KONYA (A.A) - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Toprak
Araştırmaları ve Geliştirmeleri Genel Müdürlüğü (TAGEM) Genel Müdür Yardımcısı
Ahmet Yücer, Gıda güvenliğimiz için su ve toprak olmazsa olmazımız. Sağlıklı
bir dünya için su ve toprak kaynaklarını koruyalım dedi.
Yücer, Karapınar Erozyon Önleme Sahasında düzenlenen 17 Haziran Dünya
Çölleşmeyle Mücadele Günü etkinliklerine katıldı.
İnsanoğlu için su ve yeşilliğin olmadığı bir hayatın düşünülemeyeceğini
ifade eden Yücer, insanların elde etmek için kan döktüğü, can verdiği toprakları
susuzluk nedeniyle terk ettiğini söyledi.
Suyun yaşamsal önemi olduğunu anlatan Yücer, şunları kaydetti:
2007de Karapınara Aksaray üzerinden geldiğimde yol kenarında geven
otlarından başka bir yeşillik görememiş ve çok endişelenmiştim. Bu sefer tekrar
aynı yoldan geldim ve daha yeşil bir Karapınar gördüm. Özel kurumlar ve kamu
kurumları yol kenarlarında çok güzel ağaçlandırma çalışmalarına imza atmışlar.
Buradaki istasyonumuzun projeleri ile Karapınar hayat bulmuş. Dünya büyük bir
tehdit altında. Her tehdit, içinde bir fırsat barındırıyor. Biz de bu tehditten
bir fırsat çıkarmalıyız. İşte bu etkinlikler bunun için çok önemli. Amacımız bu
günlerle farkındalık oluşturmak. Farkındalık oluşturduktan sonra geriye yapılacak
işler kalıyor. Gıda güvenliğimiz için su ve toprak olmazsa olmazımız. Sağlıklı
bir dünya için su ve toprak kaynaklarını koruyalım.
Yücer, bakanlık olarak gıda güvenliğinin sağlanması için çok önemli
çalışmalar yaptıklarını vurguladı. Yücer, kuraklık test merkezleri, mera
projeleri ve arazi toplulaştırma gibi pek çok projenin devam ettiğini kaydetti.
-Karapınar erozyonla mücadelede örnek proje-
Konya Toprak Su ve Çölleşme ile Mücadele Araştırma İstasyonu Müdürü Çetin
Palta ise 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Gününün olumsuz gidişata dikkati
çekme açısından çok önemli olduğunu söyledi.
Küresel ısınmanın bugün konuşulan en önemli konuların başında geldiğini
anlatan Palta, şöyle konuştu:
Küresel ısınmayla ilgili her senaryo çok yakında ülkemizin su fakiri
ülkeler arasına gireceğini gösteriyor. Son yıllarda bir çok gölümüz kururken bazı
sulak alanlar çamur hale gelmiş durumda. İnsanoğlunun geleceğini tehdit eden bu
olguyu genelde ülkemizin, özelde ise bölgemizin geleceği açısından iyi tespit
edip, sorunun ne boyutta olduğunu öğrenmek ve sorunların çözümüne yönelik
çalışmalar yapmak ihtiyaç değil, bir zorunluluk halini almıştır.
Palta, 1960lı yılların başında meydana gelen ve Karapınarın taşınmasını
gündeme getiren rüzgar erozyonuna karşı yapılan mücadele çalışmalarının büyük bir
başarı ile yürütüldüğünü, projenin halen dünyada en başarılı çalışmalardan biri
olarak gösterildiğini vurguladı.
Karapınardaki mücadelenin tüm dünyaca örnek alındığını ve her yıl çok
sayıda yabancı doğaseveri Karapınarda ağırladıklarını anlatan Palta, daha yeşil
bir Karapınar ve Konya için çalışmalara devam edeceklerini belirtti.
Konuşmaların ardından programa katılan çok sayıda yerli ve yabancı konuk,
Karapınar Erozyon Önleme Sahasında incelemede bulundu.
Muhabir : Mümin Altaş / Murat Aslan
Yayıncı : Berin Alpaslan