Tahir Turan Eroğlu - Murat Yolcu - Kocaeli'de 17
Ağustos 1999
Marmara depreminde 15 yaşındaki oğlunu ve eşini kaybeden 58 yaşındaki Rıza İncekara, evladının cebinden çıkan kağıt parayı çerçeveletip astığı evinin duvarında 12 yıldır muhafaza ediyor.
58 yaşındaki Rıza İncekara, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Donanma Caddesi'ndeki
Gölcük Vergi Dairesi Lojmanları'nda oturduklarını ve büyük depremde binanın tamamen yıkıldığını söyledi.
Binanın yıkılmasıyla eşi, kızı ve oğluyla birlikte göçük altında kaldıklarını ifade eden İncekara, şu an 28 yaşında olan kızı Suna ve kendisinin 96 saat sonra
Fransız arama kurtarma ekiplerince
enkaz altından çıkarıldığını vurguladı.
Kızının ve kendisinin Cerrahpaşa
Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 12 gün
tedavi gördükten sonra
taburcu edildiklerini ve daha sonra Gölcük'e döndüklerini ifade eden İncekara, şöyle devam etti:
''Toplam 16 gün boyunca ne oğlumun ne de eşimin cenazesine ulaşamadık. 16'ncı gün enkaz büyük makinelerle kaldırılmaya başladı ve yavrumun cenazesine ulaştım. Evladımın cenazesi parçalar halinde bana teslim edildi. O gün dünyam yıkıldı. Yavrum, canımdan parça alıp gitmişti. 20'nci gün ise eşimin cenazesini dışarı çıkartmayı başardık. Saraylı köyü mezarlığına cenazelerimizi defnettik. Benim için çok acı ama kader böyle.
Allah kimseye evlat acısı vermesin. 1984 doğumlu oğlum ile eşim Melek yaşamını yitirdi. Çok zor günler geçirdim. Acıları unutmak imkansız. 11 senedir oğlum ve eşim aklımdan çıkmıyor. Kızım için ayakta kaldım. Çok
şükür onu da mutlu mesut bir şekilde evlendirdim.''
''Depremde yaşamını yitiren eşim Melek ve oğlum Servet'in cenazeleri ile kalan eşyalarını aylar sonra teslim alabildim'' diyen İncekara, şöyle konuştu:
''Yaklaşık 9 ay sonra evin enkazından çıkan eşyalarının bulunduğu depoya gittik. Vefat eden oğlum ve eşimin eşyalarını
kontrol edip işe yarayanları alalım, diğerlerini sağa sola verelim dedik. Oğlumun kıyafetlerini kontrol ederken, depremden önceki gece yani 16 Ağustos'ta ona verdiğim harçlıktan kalan para çıktı. Bu parayı aldım, çerçevelettirdim ve duvara
astım.
Kağıt paranın üzerine de şu dizeleri yazdım: 'Doymadım sesine,
fidan boyuna. Ah evladım yaram indi yarına, gül gibi düştün toprağın tenine. Seni alan eller kırılsın, kırılsın oğul. Gömdüm oğul seni toprağa gömdüm. Tabutunun üzerinde akan pınara döndüm. Canım oğlum yüreğimdesin, özlüyorum seni.' Evladımı özlediğimde onun elinin değdiği o paraya ve ondan geriye kalan resimlere bakarak özlem gideriyorum.''
-ARIZLI KONUTLARI'NDA KALIYOR-
Rıza İncekar, evlat acısının
tarif edilemeyecek kadar zor bir acı olduğunu 1999'da yaşadığı acının hala yüreğinde tazeliğini koruduğunu belirterek, kimsenin evlat acısını yaşamamasını diledi.
Depremde her şeyini kaybettiği için 2001 yılında Arızlı
Irak Konutları'na yerleştirildiklerini dile getiren İncekara, sözlerini şöyle tamamladı:
''Çok zor bir dönemde bu konutlara yerleştirildik. Kızım burada büyüdü. Burada onlarca kişi çok zor durumda. Şimdi buradan çıkmamız isteniyor. Emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyorum. Tek geçim kaynağım da bu. Yalnız son bir iki yıldır bizi buradan çıkartmak istiyorlar. Bu konuda büyüklerimizin yardımını istiyoruz. Biz zaten her şeyimizi depremde kaybettik, bize sahip çıkıp korusunlar. Evlerde kalmamıza müsaade etsinler. Ölmeden ikinci kez açıkta kalmak istemiyorum.''
(MY-TE-FTH-HMD)16.08.2011 11:56:49