SAKARYA (A.A) - TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu,
başkanlık sistemine ilişkin, "Bu sistem gelirse federal yapı, eyalet modeli
gelir diye korkutuyorlar. Açık söylüyorum, şahsen bilsem ki bu, federal yapının
bir zeminidir, şu anda vazgeçerim savunmaktan" dedi.
Serdivan Belediyesi konferans salonunda düzenlenen Yeni Anayasa ve
Başkanlık Sistemi konferansında konuşan Kuzu, AK Parti ve diğer partilerin
seçim öncesinde yeni anayasa yapma sözü verdiklerini belirterek, bu amaçla 19
Ekim 2011de yeni bir süreç başlattıklarını söyledi.
Kurulan komisyonun 1,5 yıldan bu yana çalıştığına işaret eden Kuzu, "Gelinen
nokta çok iç açıcı değil. Ümit yok mu- Çıkmamış canda ümit vardır, ona bir şey
diyemem ama ağır gidiyor, 1,5 yıl da dolmuş. Anayasa çalışmaları 2013 ekim ayına
kadar bitmezse, arkasından gelecek seçim sürecinde sandık gözüktü mü, bu iş
kenarda kalır. O yüzden bu süreci bitirmemiz gerekiyor. 35-40 maddeye yakın
mutabakat var, daha da kronik sorunlar duruyor şeklinde konuştu.
"AK Parti olarak 12 Eylül 2010dan itibaren muktedir olabildik" diyen Kuzu,
şöyle devam etti:
"O güne kadar ki 7-8 yıllık hükümetler, bildiğiniz gibi Sarıkız, Ayışığı,
Yakamoz... Karakız, yok ama çıkar bir gün. Dolayısıyla bu tür şeylerle uğraştık,
halen de devam ediyor. 27 Nisan bildirisi, 28 Şubatın kalıntıları, aklınıza ne
geliyorsa. Gelinen noktada 26 maddelik paket fevkalade güzel bir netice verdi.
Yargı, asker-sivil dengesi normalleşti belli oranda."
Kuzu, bir ülkede anayasanın varlığının en büyük göstergesinin kuvvetler
ayrımı olduğuna dikkati çekerek, Türkiyede yasama ve yürütme arasında "aynilik"
bulunduğunu anlattı.
Hükümetin "yasama" organından çıktığını kaydeden Kuzu, parlamenter
sistemlerde başbakanların çok güçlü olduğunu savundu.
Kuzu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yasama yapan ve hükümet eden iki organ lazım. Parlamenter modelde yasamayla
yürütme birleşmiş, karşısında bir tek muhalefet kalmış. Bütün parlamenter
rejimlerde böyle, bize has bir şey değil. Peki bu uygulamaya nasıl yansıyor-
Anayasada kanun yapma yetkisi parlamentodadır diyor ama uygulamada
parlamentonun kanun yaptığı yok. Parlamentodan kanun gelir, geçer. Kanunların
yüzde 98ini hükümet getirir. Kim uyguluyor- Kendisi uyguluyor. Yapan kendisi,
uygulayan kendisi.
Haliyle oğlan bizim, kız bizim. Efendim diyorlar ki bu sistemde denetim
var, ne denetimi diyorsun, hani gensoru var ya diyor. Nedir gensoru- Bir
bakanın düşürülmesi. Bana parlamenter modelde bir tek bakanın düştüğü örneğini
veren olursa, ne yaparsa yapsın. Adı var, kendi yok."
-Başkanlık sistemi-
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, başkanlık sistemini
savunmalarının gerçek nedeninin seçilmişlerin elini güçlendirmek olduğunu
belirterek, sistemin koalisyon hükümetleri kurulmasını sonlandıracağını anlattı.
Kuzu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sistem gelirse federal yapı, eyalet modeli gelir diye korkutuyorlar.
Açık söylüyorum, şahsen bilsem ki bu, federal yapının bir zeminidir, şu anda
vazgeçerim savunmaktan. Bunu net söylüyorum, dolayısıyla böyle bir şey asla yok.
Bunu 30 yıldır savunuyorum. örnek vereyim; Almanya, federal yapılı, parlamenter
model. Yeni Zelanda federal yapılı, parlamenter model. Kanada, federal yapılı,
parlamenter model. Demek ki federal yapıyla başkanlık modeli arasında zorunluluk
yok.
Parlamenter modelde de başkanlık modelinde de federal yapı olur, istersen
getirirsin. Bilesiniz ki hükümet modeliyle ilgisi yok, onu özellikle söylüyorum.
Başkanlık modeline evet demek, zinhar ve kesinlikle federal devlet demek
değildir. Böyle bir şey yok."
Kuzu, küçük partilerin başkanlık sistemine silinecekleri korkusuyla karşı
çıktıklarını öne sürerek, medya patronları ve sol kesimin de sisteme karşı
olduğunu savundu.
Kuzu, şöyle konuştu:
"Medya patronları, koalisyonlarda hükümet kurmada rol alıyorlar. Başbakan ve
hükümeti devirmekle tehdit ediyorlar, devletin ihalesinden pay alıyorlar. Yalan
mı söylüyorum- Tablo bu, bunları yaşadık biz. Niye Başbakan geldiğinde bunlarla
aylarca didişmek zorunda kaldı- Ona da aynı şeyi yapmaya kalktılar.
Sol kesim de buna karşı. Efendim, diktatörlük gelir de, filan. Gerçekten
tek kişi yönetiminden kurtulmak istiyorsanız, panzehiri başkanlık modelidir. Asıl
dertleri yüzde 51i alamayız korkusu. Bu, doğru mu- Kısmen doğru. Gerçekten
bugünkü sol alamaz. Gerçek sol, demokrat olur, insan haklarını samimi savunur,
Mevlana gibi ne olursan ol gel der, yüzde 2-3lük kesime bile duyarlı olur...
Bu model kucaklamayı gerektiriyor. Sol ve sağın uç modelleri bu sistemde yer
alamaz. Sonuç, iki parti modeline gider bu. Bir sağda, bir solda iki parti olur.
Başka parti olmaz mı- Küçük kalır ama o partiler hükümette yer alamaz. Sonuç ne
olur- Bir dönem Türkiyede iki dönem sağ, bir dönem sol gelir. Yani öyle olur."
Muhabir: Enes Duran - Kemal Kaymak
Yayıncı: Atakan Çelik