BURSA (A.A) - New York Üniversitesinden ekonomist Nouriel
Roubini, çözüm sürecine ilişkin, Askeri harcamalar azalacak, bu bölgelere daha
fazla yatırım yapılacak. Sosyal istikrar gelişecek ve bölgede uzlaşma sağlanacak.
Bu durum petrol durumunu da boru hattını da etkileyecek. İçeride ticareti daha
fazla etkileyecek. Türkiye en büyük başarı hikayeleri arasına girebilir dedi.
Roubini, Bursa Valiliği ile Capital ve Ekonomist dergilerinin iş birliğiyle
düzenlenen, Anadolu Ajansının medya sponsorluğunu yaptığı Uludağ Ekonomi
Zirvesindeki Dünya ekonomisinin yönü ve Türkiye ekonomisinin geleceği
başlıklı konuşmasında, Türkiyenin ekonomik politikaların doğru yönde
ilerlediğini, iş dünyasında büyük bir dinamizm bulunduğunu vurguladı.
Küresel ekonomide yükselen iyileşmeler yaşandığını, buna karşın küçülme
risklerinin de bulunduğunu belirten Roubini, Türkiye gibi piyasalarda iyi
gelişmeler olduğunu bildirdi. Bu yıl küresel ekonominin yüzde 3 büyüyeceğini
ifade eden Roubini, şöyle konuştu:
Ortalama yüzde 3 rakamı güçlü bir ekonomik büyümeyi göstermiyor.
Gelişmekte olan piyasalar yüzde 5 civarında büyüyecek. Asyanın büyümesi biraz
daha güçlü olacak. Dünyanın geri kalanında yüzde 1lik büyüme gerçekleşecek.
Büyüme genel olarak bölgelere göre değişkenlik gösteriyor. Avrupa bölgesinin bazı
bölümünde gerileme yaşanacak.
Geleceğe bakıldığında mali piyasaların ileri ekonomilerde biraz daha iyi
göründüğüne işaret eden Roubini, buna rağmen birçok bölgede vasatlığın sürdüğünü
anlattı. Olumlu şeyler yaşanırken pek çok gelişmiş ekonomide geçen yılki
büyümelerin vasat kaldığını belirten Roubini, Neden böyle oldu- Mali krizin
sonucu meydana geldi. Birçok gelişmiş ekonomide yüksek kamu borçları oluştu. İşte
bu yüzden ekonomik aktivite yavaş gidiyor dedi.
-Ekonomiler halen kırılgan olmaya devam ediyor-
Roubini, kemer sıkma politikaları her ne kadar iyi olursa olsun ekonomiye
zarar verdiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
IMFnin yaptığı çalışmalara göre koordineli bir kemer sıkma politikası
uygulanıyor birçok ülkede. Ekonomiler halen kırılgan olmaya devam ediyor.
Tasarruf ne durumda- Mali kemer sıkma politikaları uygulanırken para politikaları
daha kolay oluyor. Pek çok gelişmiş ekonomide iç talep az, zayıf. İleri
ekonomilerde büyümenin sağlanması için buradaki net ihracatların artması
gerekiyor. Dışarıdan talep olması gerekiyor. Daha zayıf para birimi olması
gerekli. Pek çok ileri ekonomide tahvil alım programları, para birimi
politikalarının yerine geçiyor.
Tahvil alım programlarının ileri ekonomilerde uygulandığını anlatan Roubini,
paranın gelişmekte olan piyasalara aktığını belirterek, Gelişmiş piyasalara
akıyorsa bu noktada para birimleri değer kazanıyor demektir. Rekabet edebilirlik
özelliklerini kaybediyorlar. Dengeleri ortadan kaldırıyor ifadesini kullandı.
Roubini, bazı ülkelerin sermaye kontrolleri uyguladığını, sermaye akışını
kontrol etmeye çalıştıklarını dile getirerek, bazı ülkelerin mali sistemi
düzenleyerek, akışı kontrol etme çabası içinde olduğunu söyledi. Bu çerçevede
Türkiyede Merkez Bankasının karmaşık bir araç hazırladığını ve uyguladığını
belirten Roubini, bu yöntemle denge kurulmaya çalışıldığını bildirdi.
Almanyanın, yaşanan sorunların daha fazla yayılmaması, ticareti
etkilememesi için zor durumdaki ülkelere daha yapıcı yaklaştığını ifade eden
Roubini, şunları kaydetti:
7 ülke sorun yaşıyor Avro Bölgesinde. Bu sorunlar Güney Kıbrısın da
yaşadığı sorunlar. Nüfusun yaşlanmasından kaynaklanıyor. Verimlilik büyümesi az.
Yapısal reformlar yavaş yapıldı. Yüzde 1,5 büyümeleri oldu. Avro Bölgesinde
yaşananlar önümüzdeki yıla da yansıyacak. Mali kemer sıkma politikaları
geriletici özellik. Avronun değerinin şu andakinden yüzde 20 az olması gerekir.
Avro Bölgesinde kredi sıkışıklığı söz konusu. Gerilemeyi kötü hale getirdi.
İşsizlik artınca etkisi büyük oldu. Potansiyel büyüme az, resesyon devam
ediyor.
-Avro Bölgesinde kemer sıkma politikaları-
Avro Bölgesinde borç stokunun hem özel hem de kamuda arttığına dikkati
çeken Roubini, Düşük potansiyel büyüme resesyonun devam diyor olması, rekabetin
azalması, borç stokunu artırıyor. Bir tarafta kemer sıkma var, öteki tarafta da
kurtarma politikaları uygulanıyor. Kemer sıkma politikalarının yorgunluğu
kurtarmanın yorgunluğuyla çarpışacak. Yüz binlerce kişi sokaklara döküldü. Kemer
sıkmaları protesto etmeye başladılar. İşsizlik artıyor dedi.
Yunanistanın artık resesyonda değil depresyonda olduğunu vurgulayan
Roubini, olumsuz etkileri azaltmaya çalışan Avusturya, Belçika, Hollanda ve
Almanyada da yorgunluğun görülmeye başladığını söyledi.
-İtalyadaki siyasi durumdan endişelenmek gerekiyor-
Avro Bölgesi ve çevresinde ekonomik büyüme olmadığını dile getiren Roubini,
sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu durumda bir sorunla karşılaşacaksınız. İnsanlar, kemer sıkma
politikaları uygularken ışık görmek istiyorlar. İnsanlar protesto ediyor, grev
yapıyorlar. Bu geri tepmeler bir noktada kontrol edilemez duruma gelir. Bu
İtalyada kendini gösterecek gibi. Güney Kıbrısta 17-18 milyar avroluk bir
ekonomiden bahsediyoruz. İtalya ise 2 trilyon avroluk bir ekonomi. Güney Kıbrıs
konusunda endişeleniliyorsa aslında İtalyadaki siyasi durumdan endişelenmek
gerekiyor. Erken seçim olabilir, bir kilitlenme olabilir.
Roubini, avronun değerinin azaltılması gerektiğine işaret ederek, Rekabet
başka türlü sağlanamaz. Geriye dönük kemer sıkma politikaları olmalı. Avrupa
çapında da altyapı harcamaları olmalı ki, Avro Bölgesinde bir şeyler başlasın.
Yoksa çok daha kötü şeyler olacak diye konuştu.
Ortadoğudaki kırılganlığın her zaman endişe unsuru olacağını ifade eden
Roubini, bu anlamda Türkiyenin, bölgede önemli rolünün bulunduğunu anlattı.
Avrupa bölgesinin sorunlarının tekrar alevlenebileceğini dile getiren
Roubini, Ortadoğudaki jeopolitik risklerin süreceğini söyledi.
-Türkiyenin durumu-
Roubini, Türkiyenin sağlam bir ekonomiye sahip olduğuna dikkati çekerek,
şunları kaydetti:
Potansiyel büyüme oranı tartışılıyor, yüzde 4-5 deniliyor. Bu oran yapısal
reformlarla artabilir. Büyüme potansiyeli yüksek çünkü genç nüfusu var. Çok
dinamik iş sektörü olan bir ülke. Hem ihracatta hem de çok uluslu faaliyetlerde
başarı var. Aynı zamanda çeşitlendirilmiş ekonomi. İmalat, hizmet, yatırım var.
2001deki krizden bu yana bankacılık sistemi güçlendi. Düzenleyiciler de daha
ihtiyatlı önlemleri hayata geçiriyorlar.
Türkiyenin kamu açığının azaldığını vurgulayan Roubini, Çok çeşitli bir
yapıya sahip ülke. İhracatta Avrupaya ihracat yapıyor. Orta Asya ve Ortadoğuya
da açılıyor. Asya gibi büyüyen bölgelerde de bulunuyor dedi. Ekonomi
iyileştikçe, ekonomi politikaları sağlam olmaya devam ettikçe, siyasi istikrar
sürdükçe iyileşmelerin devam edeceğini belirten Roubini, şöyle devam etti:
Haberleri izlediğim kadarıyla, Türk-Kürt barış süreci başladı. Askeri
harcamalar azalacak, bu bölgelere daha fazla yatırım yapılacak. Sosyal istikrar
gelişecek ve bölgede uzlaşma sağlanacak. Bu durum petrol durumunu da boru hattını
da etkileyecek. İçeride ticareti daha fazla etkileyecek. Türkiye en büyük başarı
hikayeleri arasına girebilir.
-Yapısal reformlara gerek var-
Roubini, bu kadar iyi gelişmeye karşın bazı ekonomik zorlukların da
bulunduğunu ifade ederek, çözülmesi gereken sorunlar olduğunu bildirdi.
Ülkenin halen bütçe ve cari açığının yüksek olduğunu dile getiren Roubini,
Ülke içindeki tasarruf daha düşük. Kamu tasarruflarının artması gerekiyor.
Böyle bir ülkenin daha güçlü ekonomik büyümeye ulaşması için yapısal reformlara
gerek var. Tasarruf artmadığı sürece cari açık yükselmeye devam eder ve
istikrarsız durum yaratır ifadesini kullandı.
Çok değerli para biriminin olmaması gerektiğine değinen Roubini, İhracat
anlamında rekabetçilik artabilir ama girdi maliyetlerinin yükselmesi sonunda
devalüasyona götürebilir. Gerekli reformlara ihtiyacınız var. Çok fazla kayıt
dışılık var iş gücü piyasasında. İş gücünün yetenekleri de artırılmalı diye
konuştu.
Muhabir: Zafer Akpınar
Yayıncı: Doğan Sarıtaş