BURSA (A.A) - Eczacıbaşı Topluluğu Üst Yöneticisi (CEO) Erdal
Karamercan, Çocuğumuza bıraktığımız maddi mirasın önemi yok. Bunları
kullanabileceği dünya bırakmak asıl olan dedi.
Karamercan, Bursa Valiliği ile Capital ve Ekonomist dergilerinin iş
birliğiyle düzenlenen, Anadolu Ajansının medya sponsoru olduğu, Uludağ Ekonomi
Zirvesinde, Marsh&Mclennan Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Bayazıtın
moderatörlüğünde gerçekleştirilen Sürdürülebilir/Sosyal Büyüme adlı oturumda,
sürdürülebilir kalkınmanın çok farklı bir kavram olduğunu söyledi.
Tüketici sayısının ve taleplerinin her geçen gün arttığını ifade eden
Karamercan, buna karşılık doğal kaynakların da hızla tükendiğini ve bunun çok
büyük bir sorun oluşturduğunu anlattı. Dünya nüfusunun 7 milyar olduğunu ve
2050de 9 milyara ulaşacağının öngörüldüğünü dile getiren Karamercan, şöyle devam
etti:
Bu şekilde tüketime devam edersek dünyanın 4 ile 6 derece ısınacağı tahmin
ediliyor. 1 ve 1,5 artışta bile neler yaşandığını görüyoruz. Bu şekilde tüketmeye
devam edersek 2050 yılında 2-3 adet dünya lazım bize. Bu gerçekler üzerine iş
modelleri üretemezsek, ekonomik büyüklüklerin anlamı kalmıyor. Yaşamı devam
ettirmek için bir ortamın yaratılmasında hepimizin sorumluluğu var.
Karamercan, sürdürülebilir kalkınmanın kısaca tanımının, insan yaşamının ve
iş dünyasının gereksinimleri ile doğal kaynakların sürdürülebilirliği arasında
denge kurmak olduğunu belirterek, Yoksa, sürdürülebilir kalkınma, şirketlerin
sürdürülebilir büyümesi değil. Çocuğumuza bıraktığımız maddi mirasın önemi yok.
Bunları kullanabileceği dünya bırakmak önemli olan diye konuştu.
İstatistik olarak gelişmiş ülkelerde devlet adamlarının görevde kalma
sürelerinin 7-8, büyük kuruluşlarda CEOlarınkinin ise 6-8 yıl arasında
değiştiğini vurgulayan Karamercan, uzun perspektifte bakabilecek vizyona sahip
olma sürecinin çok kısa olduğunu, herkesin, önündeki 3-4 yılı düşünerek iş yapmak
durumunda kaldığını bildirdi.
Karlılığı hedeflediklerini ancak yaşanabilir dünyaya katkının da hedefleri
arasında yer aldığını dile getiren Karamercan, Yeni iş alanlarına bakıyoruz,
yenilenebilir enerjiyle ilgileniyoruz. Rüzgar enerjisine giriyoruz dedi.
-Şişecam Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kırman-
Şişecam Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Ahmet Kırman ise
Türkiyenin 60 milyar doları aşan enerji kökenli ithalatının bulunduğunu
belirtti.
Büyümekte olan, ilk 20de bulunan ve ciddi hedefler belirlemiş bir Türkiye
için enerjinin, farklı noktalara taşınması gerektiğini aktaran Kırman,
sürdürülebilir büyümenin en önemli bileşenlerden birinin kesinlikle enerji
olduğunu vurguladı.
Türkiyede, enerji politikalarının, daha belirgin ve ileriye dönük yaratıcı
şekilde devreye alınması gerektiğine dikkati çeken Kırman, Doğal gaz
santralleri kuruyoruz ama doğal gazı dışardan alıyoruz. Daha farklı yaklaşmak
mümkün diye düşünüyorum. Şişecam, az enerjiyle çok üretmeye, karlılığını
artırmaya, bunu gerçekleştirmeye çaba gösterirken sürdürülebilir bir sosyal
sorumluluğu da yerine getirmeye çalışıyoruz. Bizim ve Türkiye açısından
sürdürülebilir enerji politikası geliştirmeliyiz. Daha az ithalat kökenli
enerjiyle üretim yapsak daha iyi olacak ifadelerini kullandı.
Bütün fabrikalarında çok yüksek derecelerde atık ısılarının bulunduğunu ve
bundan elektrik üretimine geçtiklerini anlatan Kırman, kullandıkları elektriğin
yüzde 60-70ini bu yolla karşılamayı hedeflediklerini kaydetti. Kırman, yeni
fırın tasarımları yaptıklarını, fırınlardaki izolasyonları farklılaştırdıklarına
işaret ederek, Enerji tüketimimizi aşağıya çekmeyi ya da aynı seviyede tutarak
üretimimizi artırmayı hedefliyoruz. Yazın klima kullanımını düşürmek, kışın ısı
kaybını azaltmak adına üretimler yapıyoruz. Tehlike yaratmayacak atık projeleri
hayata geçirmeye çalışıyoruz dedi.
Firma olarak son 2 yılda, atık cam konusunda 50 bin ilkokul öğrencisine
ulaştıklarını anlatan Kırman, şunları kaydetti:
115 bin ton cam atık topladık. Etkileyici gelebilir ama Avrupa ile
kıyaslarsanız bir şey değil. Bizde geri dönüşüm oranı yüzde 15 ama Avrupada
yüzde 75-85 arasında. Ne sağlıyor bu- 115 bin tonla yapılan tasarrufla, 5 bin
konutun bir yıllık ısınması, sıcak suyu bütün enerji ihtiyacı karşılanmış oldu.
Bu aynı zamanda 45 bin aracın egzoz gazı yani karbon salımını azaltma anlamına
geliyor. Enerji camlarında uygulamalar 2,5-3 milyar dolar tasarruf sağlama imkanı
getiriyor. Türkiyenin gelişmesi sürdürülebilir büyümesini sağlaması, enerji
konusunda çok radikal ve düzenleyici tedbirlerle kullanımı minimuma indiren ve
sağladığı verimi maksimuma çıkaran bir yol olmalı.
-Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ülker-
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker de gelinen
noktanın değil bunun sürdürülebilir haline gelmesinin önemli olduğunu söyledi.
Sosyal şirket olma yolunda çalışmalarının bulunduğunu dile getiren Ülker,
tüketiciye yakın ol kavramına önem verdiklerini anlattı. Çok geniş tüketici
kitlelerinin bulunduğunu, gıda işinde olduklarını vurgulayan Ülker, ağırlıklı
kitleyi bayanların oluşturduğuna dikkati çekti.
Bayan çalışanlarının da 7 bin 200e çıktığını ancak halen istenilen düzeye
gelmediklerini ifade eden Ülker, üst düzey genel müdür sayısının 5 olduğunu,
bayanların yönetim kurulundaki temsilinin arttığını bildirdi. Ülker, bayan
yönetim kurulu üyesinin daha fazla olmasını istediklerini belirterek, tüketiciye
yakın olmak için 260 araştırma yaptıklarını, 11 bin tüketiciye ulaştıklarını ve 5
biniyle yüz yüze görüştüklerini söyledi.
AK Gıda fabrikasında büyük bir çevre yatırımı gerçekleştirdiklerini anlatan
Ülker, Yeni arıtma sistemi kurduk. Sıvı ve katı atıklarımızı işliyoruz, metan
gazına çeviriyoruz, bundan da elektrik enerjisi elde ediyoruz. Fabrikalarımızın
elektrik enerjisinin yarısı atıklardan elde ediliyor dedi.
Eğitimli ve vasıflı insan gücünün öneminin yurt içi ve dışarda giderek
arttığına dikkati çeken Ülker, şunları kaydetti:
2023 vizyonunda Türkiyenin temelde ihtiyaç duyacağı kaynağı, vasıflı
insan gücü, iyi eğitim almış insan gücü, sanayi ve akademinin işbirliğidir. Biz
Ar-Geyi üniversitelerde enstitülerde, yurt dışındaki tedarikçilerde aramalıyız.
Tüm dünyadaki imkanları kullanmalıyız. Teknoloji neredeyse onu bulup, kendimize
adapte edip kullanıyor, olmamız lazım. Türkiye olarak kabuğu çatlattık, dışarı
açılım sürüyor. Düne kadar buğday ihracatçısıydık, un ihracat etmeye başladık
ardından bisküvi ve sonra çikolata ile kaplanmış bisküvi geldi. Rakiplerimizin
önüne geçmek için farklılaşmamız gerekiyor. Yurt dışında, lokal lezzetleri iyi
belirlemeliyiz.
Muhabir: Zafer Akpınar
Yayıncı: Doğan Sarıtaş