KAYSERİ (A.A) - Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Fen Fakültesi
Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Aksoy, ABD, Türkiyedeki yabani
buğdaylardan hastalıklara dayanıklılık genlerini alıp, kendi bitkilerine
aktararak geliştirdiği çeşitlerden yıllık 50 milyon dolar gelir elde ediyor
dedi.
Aksoy, Türk Ocakları Kayseri Şubesinin düzenlediği Türkiyenin Bitki Biyo
Çeşitliliği, Kullanımı ve Geleceği konulu konferansta sunduğu bildiride,
dünyada yaklaşık 25 milyar dolarlık biyo kaçakçılığın, uyuşturucu ve silah
kaçakçılığından sonra 3. sırada yer aldığını bildirdi.
Biyolojik ve genetik kaynakların yetkili makamların izni olmadan toplanması
ve yurt dışına çıkartılmasının yasak olduğuna dikkati çeken Aksoy, Türkiyede
Biyo Çeşitlilik Sözleşmesinin 14 Mayıs 1997de yürürlüğe girdiğini anımsattı.
Sözleşmeyle biyolojik çeşitliliğin korunması, biyolojik kaynakların
sürdürülebilir kullanımı ve genetik kaynakların kullanımından doğan yararların
eşit ve hakça paylaşımının amaçlandığını vurgulayan Aksoy, Türkiyede biyo
çeşitliliğin yeterince korunamadığını savundu.
Türkiyede doğadan toplanan bitki ve hayvan örneklerinin dünya pazarında
satıldığını iddia eden Prof. Dr. Aksoy, Birçok bitki düşük fiyatlarla yurt
dışına satılıyor, orada işlendikten sonra onlarca kat fazlası ödenerek geri
alınıyor. Bir tek gen, milyon dolarlarla ifade ediliyor. ABD, Türkiyedeki yabani
buğdaylardan hastalıklara dayanıklılık genlerini alıp, kendi bitkilerine
aktararak geliştirdiği çeşitlerden yıllık 50 milyon dolar gelir elde ediyor
ifadelerini kullandı.
-Türkiyenin biyo çeşitliliği-
Türkiyenin, sahip olduğu zengin biyo çeşitliliği ile bulunduğu kuşakta
geçmiş dönemlerde ve günümüzde Avrupalı bilim insanlarının en fazla ilgi
gösterdiği ülkelerin başında geldiğine işaret eden Aksoy, şu bilgileri verdi:
Ülkemiz, dünya üzerinde biyo çeşitlilik açısından çok önemli bir konumda
bulunmaktadır. Ülkemizde 12 bin civarında çiçekli bitki, 132 memeli hayvan, 106
sürüngen hayvan, 457 kuş türü ve 345 balık türü bulunmaktadır. Ayrıca çok farklı
habitat ve ekosistem çeşitliliğine de sahiptir. 12 bin bitki çeşidinden yaklaşık
3 bin 800ü dünyada sadece ülkemizde yetişen endemik türdür. Tüm Avrupanın
çiçekli bitki varlığı 12 bin civarındadır. Kayseri ve çevresinde yaklaşık 2 bin
260 çiçekli bitki türü bulunmaktadır. Bu bitkilerin 536sı nadir bitkilerdir. Bu
nadir bitkiler Aladağlar, Erciyes Dağı, Tahtalı Dağları, Binboğa Dağları ve
Sultansazlığı civarında yoğunlaşmaktadır. Endemik bitkilerimizin yarısından
fazlası bozkırlara aittir. Aynı zamanda bozkırlar, insanların en çok kullandığı
alanlardır. Bu nedenle vakit geçirmeden bozkırlarda birkaç koruma alanı
kurulmalıdır.
-Bitkilerin ilaç sektöründeki yeri-
Dünyadaki ilaç sektöründe tıbbi bitkilerin çok önemli yere sahip olduğunu
ifade eden Prof. Dr. Ahmet Aksoy, içerdikleri tedavi edici bileşiklerden dolayı
bu bitkilerin bazı hastalıkların tedavisinde yüzyıllardır kullanıldığını, ancak
bitkilerle ilgili yöresel bilgilerin doğru olup olmadığının deneylerle ortaya
çıkarılması gerektiğini belirtti.
Türkiyedeki birçok endemik bitkinin içerdiği etken maddelerin ilaç sanayine
bir an önce kazandırılmasını isteyen Aksoy, şöyle devam etti:
Dünyada birçok modern ilaçlar, halkın kullandığı geleneksel bilgilerden
yola çıkılarak sentezlenmiştir. Son dönemlerde dünyada birçok kanser ilaçları
çeşitli bitkilerden elde edilmekte ve çok yüksek paralara satılmaktadır. Ancak
doğadan doğrudan tıbbi amaçlarla kullanılan bitkiler birçok etken madde
içermektedir. Bu etken maddelerden biri hastalığımızı tedavi ederken, diğer etken
maddeler vücudumuzun başka kısımlarında acaba ne aksaklıklar yapmaktadır,
bilmemekteyiz. Onun için bitkileri şifa amaçlı kullanırken olumsuzluklarını göz
ardı etmemeliyiz.
Türkiyede biyo teknolojiden de yeterince yararlanılamadığını öne süren
Aksoy, sözlerini Dünyada biyo teknoloji pazarı 2011 yılında 282 milyar
dolarken, 2015 yılında bunun 320 milyar dolar olması bekleniyor. Ülkemizin 2023
hedefinde biyo teknolojiden ne kadar pay veya gelir beklendiğini merak ediyorum
diye tamamladı.
Muhabir: Mustafa Yıldız
Yayıncı: Tevfik Işık