TRABZON (A.A) - Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Muhammet
Balta, Türkiye olarak tüm şehirlerin altyapısı, konutları ve insanıyla deprem
afetine karşı hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.
Balta, TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Trabzon Şubesi tarafından
düzenlenen, Türkiyede Kentsel Dönüşüm konulu panelde yaptığı konuşmada,
Türkiyenin yüzde 92sinin birinci ve ikinci deprem bölgeleri olduğunu, nüfusun
yüzde 95inin deprem tehlikesi altında yaşadığını, ayrıca büyük sanayi
merkezlerinin yüzde 98inin ve barajların yüzde 93ünün de deprem bölgelerinde
faylara yakın yerlerde bulunduğunu belirtti.
Depremin, yapıların ve dayanıklılıklarının test edildiği bir afet olduğunu
ifade eden Balta, Ülkemizde yaşanan depremlerden, yapılarımızın bu testlerden
nasıl çıktığına hepimiz şahidiz. Bu konuda depremselliği bakımından risk
taşımayan bir coğrafyaya sahip olması Trabzon için bir şanstır. Fakat bu durum,
yapılacak yapıların dayanıklılığı konusunda bir zaaf oluşturmamalıdır. Deprem tüm
Türkiye için aktif olarak karşımıza çıkabilecek bir afettir. Dolayısıyla Türkiye
olarak tüm şehirlerimizin altyapısı, konutları ve insanıyla deprem afetine karşı
hazırlıklı olmalıyız dedi.
Balta, can ve mal güvenliğini korumaya, sağlıklı ve güvenli konut alanları
oluşturmaya yönelik olarak Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında
Kanun Tasarısı hazırlandığını ve 12 maddesinin kabul edildiğini anımsatarak,
Çok kısa süre içinde diğer maddeleri de kabul edilerek, özellikle herkesin
üzerinde önemle durduğu afet riski taşıyan alanlardaki kentsel dönüşümler
başlamış olacaktır. Bu kanun tasarısı ile afet riski alanlarının dönüşümü ve
riskli yapıların yıkımını sağlayarak, ülke genelinde güvenli ve yaşanabilir
alanların oluşturulması hedeflenmektedir diye konuştu.
-Tasarının özü anlaşma esaslıdır-
Kanun tasarısının temelini can güvenliğinin oluşturduğunu hem amacı hem de
uygulama yöntemleriyle insan odaklı bir yasal düzenleme olduğunu vurgulayan
Balta, şunları kaydetti:
Tasarının özü anlaşma esaslıdır. Bir bakıma bu kanun, vatandaşımızın kendi
evini dönüştürmesine fırsat vermektedir. Vatandaşlarımızı mağdur etmemek için
yapılacak anlaşma kapsamında her türlü kredi verilmesi, yardım, konut sertifikası
gibi çeşitli enstrümanlar da oluşturulmuştur. Can ve mal kaybının sebep olduğu
afetler oluşmadan önce gerekli tedbirlerin alınması, afet riski taşıyan
bölgelerin ve depreme dayanıksız binaların tespiti gerekmektedir. Bu konuda
halkla üniversitelerle sanayicilerle belediyelerle sivil toplum kuruluşları ile
çalışarak halkımızın sağlıklı, güvenli bölgelerde, sağlam ve modern yapılarda
hayatını sürdürmesini sağlamamız gerekmektedir. Ülke genelinde sürdürülebilir
mekansal dönüşmeyi sağlamak ve hayat kalitesini yükseltmek amacıyla yerel
şartları ve ihtiyaçları da gözeten katılımcı bir anlayışla insan odaklı kentsel
dönüşümü başlatmak, bakanlığımızın ana hedefi olmuştur. Sivil toplum
kuruluşlarımızın bizlere göstereceği yol, görüş ve düşünceler bizler için çok
önemlidir. Her zaman kapımız sivil toplum kuruluşlarımızın temsilcilerine,
özellikle de bilim adamlarımıza açıktır.
Balta, son 15 yılda yaşanan depremlerde on binlerce can kaybı ve milyarlarca
dolar ekonomik kayıp meydana geldiğini belirterek, Bu durum dikkate alındığında
güvenli yapılaşmanın ve yapı stokunun yenilenmesinin Türkiye için ne kadar hayati
olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Kentsel dönüşüm son zamanlarda ülkemiz ve
dünyanın gündeminde olan bir kavramdır. Kentlerde bir çok yerleşim biriminde
dönüşüm projelerinin uygulandığı görülmektedir dedi.
(TY-MK)