BAYBURT (A.A) - Eski İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeofizik
Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan, Hititlerden kalan yapı
alışkanlığının 4 bin yıl geçmesine rağmen Türkiyenin doğusunda aynen devam
ettiğini ve depremlerde evlerin bu nedenle yıkıldığını söyledi.
Ercan, Bayburt Üniversitesi Mühendislik Fakültesince Şair Zihni Kültür
Merkezinde organize edilen, Türkiyede Deprem Sorunu: Yapılar Niye Yıkılıyor
konulu konferansta yaptığı konuşmada, depremlerin Allahın bir lütfü olduğunu
savunarak, Depremler neticesinde çok önemli tabiat olayları meydana geliyor.
Depremlerden kaynaklanan ölüm ve yıkımlar için bir suçlu aranacaksa suçlu
insandır dedi.
Depremde can ve mal kaybının ülkelerin milli gelirleriyle ters orantılı
olduğunu ifade eden Ercan, Türkiyede de doğudan batıya gidildikçe depremin
büyüklüğüne oranla can ve mal kayıplarının azaldığını görüyoruz. Çünkü Doğu
Anadoluda gelir düzeyi ile batıdaki aynı değil. Dolayısıyla batıda yaşayanlar ev
yaptırırken jeofizikçi, mimar, mühendis gibi teknik insanlardan profesyonel
yardım alabiliyor. Doğuda ise hala çamurdan yapılan evler bulunuyor.
Hititlerden kalan yapı alışkanlığı 4 bin yıl geçmesine rağmen ülkemizin
doğusunda aynen devam ediyor ve evler de bu nedenle yıkılıyor diye konuştu.
Ercan, Anadolunun kuzey ve güneyden sıkıştırılarak batıya doğru
kaydırıldığına dikkati çekerek, Bu durum Türkiyede etkili depremler oluşmasına
sebep oldu. Irak ve Adana-Hatay tarafından gelen fay hatlarının Kuzey Anadolu fay
hattı ile birleştiği yer olan Bingölün Karlıova ilçesi, deprem açısından
talihsiz bir bölge dedi.
-Sanayiyi artık daha güvenli yerlere taşımamız lazım-
İstanbulda 2050 yılına kadar deprem beklemediğini vurgulayan Ercan, şöyle
devam etti:
Muhtemel depremin büyüklüğünü 6-6,5 olarak tahmin ediyorum. Marmara
Denizindeki fay daha erken kırılabilir ve bunun büyüklüğünün de 7-7,5 olacağını
tahmin ediyorum. Bilim depremin nerede olacağını belirleyebilir, hatta zaman
aralığını da tahmin edebilir. Marmara Denizi ve İstanbulda meydana gelecek
depremler Türkiye ekonomisini dibe vurduracak. Yaklaşık zarar 250 milyar dolara
ulaşacak.
Ercan, bu bilgilere rağmen İstanbul ve Marmaranın cazibe merkezi haline
getirilmesi için çalışmalara devam edildiğini belirterek, şunları söyledi:
Halbuki sanayiyi artık daha güvenli yerlere taşımamız lazım. Aksi takdirde
oluşacak depremler Türkiye ekonomisini mahvedecek. Bu açıdan Bayburt çok güvenli.
Sanayicilere buradan çağrı yapıyorum, gelin Bayburta tesisler kurun,
fabrikalarınızı buraya taşıyın. Bayburt, havaalanı için çok uygun. Bayburtu
sadece Trabzona bağlantılandırmak da yanlış. Yeni ulaşım güzergahları
belirlenerek Bayburt güvenli bir sanayi şehri olabilir.
Konuşmasında öğrencilere de seslenen Ercan, inşaat mühendisliğinin doktorluk
kadar kutsal olduğuna işaret ederek, Doktora nasıl ki hayatınızı emanet
ediyorsunuz, mühendise de içinde yaşayacağınız binaları yaptırarak canınızı
emanet ediyorsunuz. Okulda sınavlardan 60, 70 puan alarak mühendis olunmaz. Yüz
üzerinden 95 puan almayan öğrenciyi mühendis olarak mezun etmemek gerek.
Birahanelerde içki içip, hamburger yiyerek mühendis olamazsınız. Elbette
dinlenmek için kendinize vakit ayırın ancak mühendisliğin kutsal bir meslek
olduğunu, insanların size canlarını emanet ettiğini de aklınızdan çıkarmayın
diye konuştu.
Muhabir: Fatih Mehmet Özcan / Tuğba Yardımcı Mısır
Yayıncı: Murat Kaban