ANTALYA (A.A) - Süleyman Elçin - Akdeniz Üniversitesi Hastanesi
Alerji ve İmmunoloji Uzmanı Prof. Dr. Ayşen Bingöl, insanların son yıllarda daha
hijyenik yaşamasına paralel olarak alerjik hastalıklarının sayısında da artış
görüldüğünü bildirdi.
Bingöl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, alerjik hastalıkların çocukluk
çağında en sık rastlanan kronik hastalıklar olduğunu söyledi. Alerjik
hastalıkların solunum yollarında ya da ciltte olabileceğine dile getiren Bingöl,
yenilen gıdaların daha çok işlenmiş hale gelmesi ve insanların hijyene daha fazla
dikkat etmesiyle birlikte insan genlerinin değişmeye başladığını söyledi.
İnsanların son yıllarda hijyene çok önem verdiğine dikkati çeken Bingöl,
yediklerinden giydiklerine kadar her şeyin hijyenik olmasına özen gösterildiğini
ifade etti. Bingöl, Bazı insanlarda hijyen hastalık haline gelmiş durumda. Bu
durumun yararları olduğu kadar zararları da oluştu. İnsanların daha hijyenik
yaşamasına paralel alerjik hastalıklarının sayısında da artış görülüyor dedi.
Ne kadar hijyenik, o kadar alerjik şeklinde bir hijyen hipotezi
bulunduğunu vurgulayan Bingöl, Alerjik hastalık bir kişide geliştikten sonra
hijyene daha az dikkat etmesi onu geri döndürmez. Genlerimiz zaman içinde
değişti. Aslında zararsız olan her şeye alerjik hale geldi dedi.
Sık sık enfeksiyon olan çocukların ailelerinin Bu çocuk iyi beslenmiyor,
bağışıklığında zayıflık var şeklinde şikayetlerde bulunduğunu kaydeden Bingöl,
o çocuğu kontrol ettiklerinde çocuğun alerjik hastalığının bulunduğunun fark
edildiğini vurguladı.
Bingöl, alerjik hastalıkların tedavi edilmesi halinde tekrarlayan
enfeksiyonlarla daha az karşılaşıldığına dikkati çekti. Çocukların alerjik
hastalıklarının tedavi edilmesinin ardından yaşam kalitelerinin de arttığına
işaret eden Bingöl, Alerjik hastalıklar ölümcül olmaz, ama yaşam kalitesini
etkiler. Çocuğun uykusunu, okul performansını etkiler. Hem büyüme, gelişme hem de
günlük hayatın verimini düşürür. Sık hastalanan çocukların aslında alerjik
rahatsızlığı vardır diye konuştu.
-Aşı tedavisiyle çocuklar 15-20 yıl alerjiden kurtulabilir-
Alerjik hastalıkların çeşitli tedavi seçenekleri bulunduğunu söyleyen
Bingöl, bunlardan birinin çocuğun neye alerjisi varsa ondan kaçmak olduğunu ifade
etti. En iyi tedavi seçeneğinin ise alerji aşıları olduğunun altını çizen Bingöl,
şöyle konuştu:
Çocuğun neye alerjisi varsa onu sürekli enjeksiyonla vererek vücut buna
alıştırılıyor ve o madde ile karşılaşıldığında artık reaksiyon vermiyor. Alerji
yapan maddeler çevremizde sürekli rastladığımız kedi, polen gibi suçsuz
maddelerdir. Alerjik kişinin vücudu genler dolayısıyla bozulduğu için bu suçsuz
şeylere anormal reaksiyon veriyor. Aşı tedavisiyle onun zararsız olduğunu
öğretiyoruz. Böylece kişi daha kalıcı, uzun soluklu tedaviye sahip oluyor. İlaç
tedavisinde hasta kullanırken iyi olur, ancak tedaviyi kestikten sonra yeniden
şikayetleri başlar. Aşı tedavisiyle çocuklar 15-20 yıl süreyle alerjiden
kurtulabilir. Kalıcı bir tedavi şeklidir
Bazı alerjilerin mevsiminin olmayacağını anlatan Bingöl, ev tozu, kedi gibi
alerjilerin her dönem görülebileceğini dile getirdi. Bingöl, Kış aylarında
havanın soğuması ve kirlenmesi, enfeksiyon salgınları, kişinin alerjik
tahammülünü azaltır. Solunum yolları hassas olduğu için şikayetler gün yüzüne
çıkar. Yazın ise alerjik hastalık problemleri daha az görülür diye konuştu.
-Aşırı vitaminler ile çocukların vücutları hırpalanıyor-
Bingöl, alerjisi bulunan çocukların solunum yolları vazifesini iyi yapmadığı
için bazı ailelerin Çocuğumun bağışıklığı düşük, beslenme yetersizliği var
gibi düşündüğünü ifade ederek, Alerjik hastalıkların tedavisi yapılmadan çocuğa
bolca çeşitli vitaminler veriliyor. Vitaminin eksikliği kadar fazlası da zararlı.
Aileler sürekli balık yağları, Omega 3ler, çeşitli vitamin kokteylleri
kullanıyor. Aşırı vitaminler ile çocukların vücutları hırpalanıyor diye
konuştu.
Yayıncı: Tuncer Çetinkaya