AFYONKARAHİSAR (A.A) - Memur-Sen' class='textetiket' title='Memur Sen haberleri'>Memur Sendikaları Konfederasyonu
(Memur-Sen) Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Kadınlara seçme hakkı 1930, seçilme
hakkı da 1934 yılında verildi. 2013 yılında devlet memurluğu yapmak ya da
siyasete girmek isteyen kadına ne giyeceğini seçme hakkı verilmiyor dedi.
Gündoğdu, Memur-Sen Afyonkarahisar Temsilciliği tarafından Müftülük Toplantı
Salonunda düzenlenen Medeniyet Davamız ve Demokrasi Mücadelemiz konulu
konferansta, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlara kıyafet serbestliği
getirilmesi amacıyla 12 milyon 300 bin imza topladıklarını ve bunun Cumhuriyet
tarihinde bir rekor olduğunu bildirdi.
Cumhuriyet tarihindeki imza kampanyalarında en fazla 3 milyon 200 bin imza
toplandığını belirten Gündoğdu, kampanyaya Afyonkarahisardan 103 bin 250 imzayla
destek verildiğini anlattı.
Gündoğdu, 1982de yürürlüğe giren Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan
Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliğin kaldırılması gerektiğini
savunarak, şöyle konuştu:
Kadınlara seçme hakkı 1930, seçilme hakkı da 1934 yılında verildi. 2013
yılında devlet memurluğu yapmak ya da siyasete girmek isteyen kadına ne
giyeceğini seçme hakkı verilmiyor. 411 milletvekilinin, başörtülü öğrenciler
üniversitede okuyabilsin diye verdiği karar, 7 cübbeli tarafından laikliğe
dayandırılarak iptal edildi. Halbuki anayasamızda yargı, Türk milleti adına karar
vermek zorundadır. Türk milletine rağmen karar veren bu yapılanmaların doğum
yeri, darbe anayasasıdır. 1961 Anayasası ürünü olan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ne
yapmıştır- Milletin değerlerini yok etmiştir. Yüksek Askeri Şura (YAŞ),
Peygamberin ismini alan Ordudan, eşi ve annesi başörtülü olanları savunmasız
olarak atma edepsizliğini göstermiştir. Milli Güvenlik Kurulu (MGK),
siyasetçileri terbiye etmeye devam etmiştir. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
(HSYK), CHPnin ve Kanadoğlunun siparişlerini karşılamayı hukuk zannetmiştir.
Onun için 12 Eylül 2010 referandumu, devletin milletinden milletin devletine
geçişte bir kırılmadır, milletin sistemle ve devletle barışık olmasıdır.
İnsanların, seçmediği ırklarından dolayı üstünlük aranmasını, cahiliye
toplumu anlayışı diye niteleyen Gündoğdu, Silivri Cezaevi, Türkten geçilmiyor.
Kandil ise Kürtten geçilmiyor. Ne yapacağız- Demek ki; Türk ya da Kürt olmak
değil, insan olmak, medeniyet değerlerinden haberdar olmak ve öbür dünyada hesaba
çekileceğinden haberdar olarak vicdanın muhasebesiyle yaşıyor olmak gerekir
ifadelerini kullandı.
Muhabir: Ali Kemal Akan / Sedat Gök
Yayıncı: Mürsel Çetin