TRABZON (A.A) - Tuncay Bekar - Çevresel Etki Değerlendirmesi
İzin Denetim Genel Müdürlüğü Endüstriyel Yatırımlar ÇED Dairesi Başkanı Oğuz
Güner, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Belgesi olmadan işletme, ithalat, iş
yeri açma gibi bir çok iznin alınamadığını belirterek, Madencilikte yatırımcı
açısından en önemli izin ÇED belgesidir dedi.
Güner, AA muhabirine yaptığı açıklamada, madenciliğin zor bir sektör
olduğunu ifade ederek, Daha madeni bulmadan milyonlarca doları toprağın altına
gömeceksiniz, bulursanız yatırıma devam edeceksiniz, bulmazsanız o kadar
harcamanızı bırakıp gideceksiniz. Madencilik hazıra konan bir sektör değildir
diye konuştu.
Bunları göz önünde bulundurarak madencilik alanındaki yatırımı teşvik etmek
istediklerini dile getiren Güner, madencilik sektöründeki yatırımcıların da çevre
konusunda duyarlı olmasını istedi.
Güner, çevre konusundaki en önemli izin belgesinin ÇED olduğunu kaydederek,
ÇED belgesi olmadan Maden Kanununa göre işletme izni alamıyorsunuz, Orman
Kanununa göre madenciye arazi tahsisi yapılmıyor, Hazine Müsteşarlığına göre
ithalat izni verilmiyor. Diğer kurallara göre ÇED olmadan iş yeri açma izni,
çevre izinleri verilmiyor. Dolayısıyla madencilikte yatırımcı açısından en önemli
izin ÇED belgesi. O nedenle madencilerin yol haritasını iyi çizmesi gerekir
dedi.
Türkiyede 16 yıldır ÇED yönetmeliği uygulandığını ve bu yönetmelikte AB
müktesebatı ile ülke koşullarının göz önünde tutulduğunu bildiren Güner, şöyle
devam etti:
Sadece madencilik değil bütün sektörler için ÇED, kirlenmeden önce
önlemlerini alma sürecidir. Bu konuda yatırımcımızın da gerekli hassasiyeti
göstermesini istiyoruz. Kamuoyunda her önüne gelene ÇED belgesi veriliyor
kanaati var. Her önüne gelen ÇED alamaz. SİT alanı, arkeolojik alanlar ve milli
parklar için ÇED müracaatı yapanlar boşuna zaman harcıyor. Bu alanlarda ÇEDin
kapağını bile açmadan size güle güle deriz. Bazı haberlere göre Çanakkale Milli
Parkında arama yapılıyormuş, maden işletiliyormuş, yok öyle bir şey. Milli
parkta bırakın maden aramayı çivi bile çakamazsınız.
Türkiyede korunan ve yasaklı alanların iyi etüt edilmesini isteyen Güner,
Av ve yaban hayatı koruma sahalarında, özel çevre koruma bölgelerinde, tarım
alanlarında madencilik faaliyeti yapamazsınız. Türkiyede herkes her yerde
istediği faaliyeti yapamıyor, çünkü devletin kuralları var. Buna madencilikte
olduğu kadar diğer sektörlerin de uyması gerekir diye konuştu.
Güner, Türkiyede madencilik sektörünün halen emeklediğini ancak önümüzdeki
yıllarda koşacağını, amaçlarının yatırımcıyı yasaklarla çalışamaz hale getirmek
değil teşvik etmek olduğunu anlatarak, Madenciler koşarken önlerine engel
çıkmaması için nerede, nasıl faaliyet yapacağını, çevresel etkileri ve faktörleri
göz önüne alarak değerlendirmesi lazım. Bu süreçte gerekli olan ÇED Belgesi ve
diğer resmi işlemler mutlaka yapılmalı. Madencinin alacağı ilk izin ÇED belgesi
dedi.
-Taş ocakları dinlenme istasyonu gibi-
Yolların kenarlarındaki taş ocaklarına da tepki gösteren Oğuz Güner,
Ülkemizdeki taş ocakları dinlenme istasyonu gibi. O devirler bitti. Artık
lütfen bu ocakları açacak olanlar yoldan görünmeyen bölgelere açsın, hazırcı
olmasın. Vatandaş görüntü kirliliğinden rahatsız oluyor. Çevre bir kültür işidir.
Kendinize, ülkenize saygınız varsa, gelecek kuşakları düşünüyorsanız lütfen
çevreye saygılı olalım diye konuştu.
Madencilerin hazıra konmaktan vazgeçmesi gerektiğine işaret eden Güner,
Madencilikte kömür, enerji, sanayi ve metal madenlerinin çoğalmasını istiyoruz.
Bunlar aramak için ilk yatırımı yüksek olan madencilik alanlarıdır. Bizim de
millet olarak hazıra konma huyumuz var. Bu huyumuzu bırakırsak ve bu madenlere
yönelirsek Türkiyenin katma değeri yükselir dedi.
-Madenciler doğal kaynakları hor kullanmaktan vazgeçsin-
Siyanürle altın aranmasını da eleştiren Güner, Bizim amacımız madenciyi
yasaklayarak korumak değil. Çalışma ortamını sağlayarak korumak. Ama madenciler
de eski alışkanlıklarından, doğal kaynakları hor kullanmaktan vazgeçsin, çevreye
saygılı olsun. Biz, madencilik işletmelerini kapatmaktan ya da ceza yazmaktan
mutlu olmuyoruz. Madenciler de kendi iç mekanizmasını çalıştırıp çevre koruma
çıtasını yükseltsin. Çevre olmadan kalkınma olmaz diye konuştu.
Kurumlarına 93 yıldır yapılan müracaatların yüzde 55inin madencilik
sektöründen geldiğini vurgulayan Oğuz Güner, bunun da sektörün, ülkenin
lokomotifi olduğunu gösterdiğini kaydetti.
Yayıncı: Murat Kaban