ERZURUM (A.A) - Zehra Melek Çat - Atatürk Üniversitesi Tıbbi
Genetik Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Abdulgani Tatar, doğumdan hemen sonra
işlevini tamalayan kordon kanının, genetik olmayan bir çok kan hastalığının
tedavisinde kullanıldığına değinerek, Kordon kanının kendi çocuğunuz ya da
akrabalarınız için değil de onun dışında genel kullanıma açılması daha doğru. Tüm
dünyada da ağırlıklı olarak bu şekilde kordon kanı bağışı yapılıyor dedi.
Doç. Dr. Tatar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, vücudun bütün hücrelerinde
bulunan kök hücrenin önceleri sinir sisteminde bulunmadığının düşünüldüğünü,
yapılan çalışmalarda beyinde de kök hücrenin çok az miktarda olsa bile
bulunduğunun keşfedildiğini belirtti.
Bebeğin anne karnında beslenmesini sağlayan kordon kanının, doğum sonrası
işlevini tamamladığını anlatan Tatar, Kordon kanının avantajı, çok hazır bir
kök hücre buluyorsunuz. Çöpe atacağınız bir parçayı kullanıma geçirmiş
oluyorsunuz. Elde edilmesi ve izolasyonu kolay, bir hastanın karaciğerinden kök
hücre elde etmeniz teknik anlamda çok daha zor ve hasta açısından da sıkıntılı
ama kordon kök hücresi hazır kök hücre. En zengin dokulardan birisi kordon kanı.
Hastaya herhangi bir müdahalede bulunmadan çöpe atacağınız bir materyalden kök
hücre elde ediyorsunuz dedi.
Kordon kanında doğum yapıldıktan hemen sonra canlı hücre miktarının çok
yüksek olduğunu ifade eden Tatar, kök hücre için kordon kanının doğumdan sonra
bir saat içinde alınması gerektiğini söyledi.
Tatar, kordon kanını bağışında bulunmak isteyen vericinin doğumdan önce form
doldurarak, banka ile irtibata geçmesi gerektiğini dile getirerek, gerekli
hazırlıklar yapıldıktan sonra kanın alındığını ve soğuk zincir korunarak kanın
bankaya nakledildiğini anlattı.
Kordon kanının, pıhtılaşmayı önleyen, hücrelerin uzun süre canlı kalmasını
sağlayan kimyasallarla sıfırın altında 193 derecede saklandığını ifade eden
Tatar, kordon kanında bulunan hücrelerin canlılığının 15 yıla kadar
korunabileceğinin düşünüldüğünü söyledi.
Türkiyede özel sektör ve bazı üniversitelerde olmak üzere Ankara, İstanbul
ve İzmirde kordon kanı bankası olduğunu belirten Tatar, kordon kanı bağışı ile
ilgili yönetmeliğin 2005 yılında yürürlüğe girdiğini hatırlattı.
-Bebeğin genetik özelliklerini taşıyor-
Tatar, kordon kanından elde edilen kök hücrenin ağırlıklı olarak hematolojik
hastalıklarda kullanıldığını belirterek, Kan kanserleri, doğuştan bağışıklık
yetmezliği olan hastalarda, bağışıklık sisteminin yeterli çalışmadığı hastalarda
aktif olarak kullanılabiliyor. Edinilmiş, yani doğuştan olmayan kan kanseri
hastalıklarında da kullanılabiliyor dedi.
Kordon kanından elde edilen kök hücrenin kan hastalıkları dışında kullanım
alanı olmadığını ifade eden Tatar, bu hastalığın da sonradan edinilmiş olması
gerektiğini vurguladı.
Tatar, kordon kanının bebekle aynı genetik özellikleri taşımasından dolayı
genetik kan hastalıklarının tedavisinde kullanılmadığını belirterek, Eğer
çocuğunuz kordon kanı kullanımı gerektirecek bir hastalıkla doğuyorsa kordon kanı
da aynı genetik hasarı bulunduracağı için bunu kullanmak çok da uygun değil
dedi.
Kordon kanının genel kullanım için bağışlanmasının daha doğru olduğunu
belirten Tatar, şunları kaydetti:
Kendi çocuğunuz ya da akrabalarınız için değil de onun dışında kullanıma
açılması daha doğru. Tüm dünyada da ağırlıklı olarak bu şekilde kordon kanı
bağışı yapılıyor. Fakat ülkemizde çoğunlukla kordon kanı kendi çocuğunun ileride
ortaya çıkabilecek hastalıklarını iyileştirmek için saklanıyor.
Tatar, kordon kanının bağışladığında hastalığı olan bir başka çocuk için
kullanılma şansının olduğunu ifade ederek,Eğer çocuğunuzda genetik bir hasar
bulunuyorsa zaten kordon kanını sizin çocuğunuzda ya da başka birinde kullanmak
uygun değil. Çünkü hastalık zaten kendi kordon kanında bulunuyor dedi.
-Barındırdığı canlı hücre oranı önemli-
Kordon kanının bankaya nakledilmeden önce enfeksiyon hastalıkları açısından
tarandığını belirten Tatar, genetik hastalıklar açısından tarama yapılmadığını
söyledi.
Doğum esnasında bir kordondan 100 mililitre, yaklaşık yarım su bardağı kadar
kordon kanı elde edildiğini dile getiren Tatar, şöyle devam etti:
Miktarın yanı sıra yüzde 90ın üzerinde canlı hücre olması isteniyor.
Etkin olarak iş görmesi, yeterli düzeyde hastaya fayda sağlaması için 100
mililitre civarında olsa bile canlı hücre sayısının yüksek olması gerekiyor. 100
mililitrelik kordon kanı yaklaşık 35-40 kilogramlık bir birey için
kullanılabilir. Bu da çocuğun yaklaşık 12 yaşına denk gelir. 12 yaşına kadar
çocukta herhangi bir kan hastalığı çıkmışsa bunun genetik olma ihtimali çok
yüksektir. Ne o çocuk için ne de başkası için kullanılabilir. Bu nedenle kordon
kanının genel kullanım için bağışlanması daha uygun olur.
Yayıncı: Zekeriya Kaya