ESKİŞEHİR (A.A) - Mürsel Çetin - Deniz Açık - Eskişehirspor
Teknik Direktörü Ersun Yanal, Eskişehirsporda gerçekleştirmek istediği hedefleri
açıkladı.
Ersun Yanal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluk döneminde herkes
gibi mahallede top oynayarak futbol hayatının başladığını kaydetti.
Çocukluğunda futbol oynarken diğer çocuklardan daha farklı bir hisse
kapıldığını ifade eden Yanal, Çocukluğumda sokak arasında futbol oynarken,
benim işimin teknik direktörlük olduğunu hissetmiştim. Oynamaktan çok, oyunu
planlamak ilgimi çekiyordu dedi.
Yanal, spor yaşantısında saymakla bitmeyecek kadar çok anısının olduğunu
anlatarak, şöyle devam etti:
Mesela Gençlerbirliğinin başındayken, İnönü Stadında Beşiktaş ile bir
kupa maçımız vardı. Biz zaten çok iyi bir takımdık ve kupayı çok istiyorduk.
Fakat Beşiktaşın da yüzüncü yılıydı ve herşeyi istiyorlardı. Yağmur altında
müthiş bir maç oldu. Bir ara kulübedekiler, Hocam bu İlhana bir tedbir
almayacak mısın- diye sızlandılar. Seyredin, böyle bir maçı bir daha
bulamayabilirsiniz dedim. İlhan müthiş bir direnç sergilemiş, bize üç gol
atmıştı ama altın golle turu geçmiştik.
-Eskişehirsporun teklifini severek kabul ettim-
Yanal, İstanbul kulüplerinde bir teknik direktör krizi baş gösterdiğinde,
sosyal medya hemen Ersun Yanal adının zikretmeye başladığını belirterek,
bunun kendisine gurur verdiğini ancak ideallerinin daha farklı olduğunu
vurguladı.
Denizlispor, Ankaragücü, Gençlerbirliği gibi kulüplerde çalıştığını
anımsatan Yanal, Anadoluya şampiyonluk tattırmış olan Trabzonsporda çalıştım.
Eskişehirspor da, Anadolu futbolunda ihtilal başlatmış olduğu için sempatik
bulduğum bir camiaydı. Neticede onların iddiasıyla benimki paralellik
gösteriyordu. Devre arasında teknik direktörleri ayrılınca teklif geldi. Severek
kabul ettim diye konuştu.
Yanal, Türk futbolunun köklü bir reforma ihtiyacının olduğuna işaret ederek,
şunları söyledi:
Reformlar iki türlü gerçekleşebilir. Birincisinde yeterince güçlü bir
merkezi otorite, reform ihtiyacını duyar ve yukarıdan aşağıya müdahalelerle
sistemi reforma tabi tutar. İkincisinde ise sistemin içindeki aktörlerin biri
veya birkaçı istikamet değiştirir. Başarılı olurlar ve sistem bu modellere göre
kendisine çeki düzen verir. İlki daha kolay görünse de, milli takımda görev
yaptığım süre içerisinde bunun Türkiyede başarılmasının güç olduğunu yaşayarak
gördüm. Bir defa Türkiye Futbol Federasyonu hiçbir zaman zannedildiği kadar güçlü
olmuyor. Çünkü birbirleriyle rekabet halindeki birkaç odağın muazzam etkileri
var. Dolayısıyla ikinci yolu denemek zorundayız. Kısıtlı bütçeleri verimli
kullanarak, kendi çocuklarımızı yetiştiren ve aynı zamanda da sportif başarı
sağlayan bir model oluşturmamız gerekiyor. Futbol sadece İstanbul kulüplerinin
tekelindeyken başkaldırarak bütün Anadoluya cesaret vermiş ve model olmuş
Eskişehirsporu bu açıdan cazip kılıyor. Amacımız, Türk futbolunun ihtiyaç
duyduğu, bütçe disiplinine sahip ama başarılı bir takımı oluşturup model olmak.
Eskişehirsporun hedefleri de aynı. Zaten bu yüzden bir aradayız. Sezonu en
azından şimdi olduğumuz yerde bitirmemiz gerekiyor. Kupada kendimizi göstermemiz,
seyircimizi heyecanlandırmamız lazım.
-Eskişehirspor ile aramda bir doku uyumu oluştu-
Eskişehirsporun ligin en fazla gol ve şut atan, en fazla pas yapan
takımlarından olduğuna işaret eden Yanal, şöyle devam etti:
Eskişehirsporun parlak günlerinde özelliği böyle bir şeydi. Mesela
şampiyon takımlar bile o kadar gol atamamışken, lig sıralamasında ikinci olan
Eskişehirspor, 30 maçta 60tan fazla gol atmıştı. Ben, Eskişehirsporun başına
geçtiğimde, takımın klasmandaki yeri oldukça iyiydi. Fakat oynanan futbol,
1-0lık skorlar, Eskişehirspor seyircisini tatmin etmiyordu. Benim futbol
anlayışımın da böyle olduğunu, daha önce görev yaptığım takımlardan bilirsiniz.
Dolayısıyla bu konuda da Eskişehirspor ile benim aramda bir doku uyumu oluştu.
Eskişehirsporun teknik direktörü Yanal, taraftarın takımını 3üncü ligde
bile yalnız bırakmadığını hatırlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:
Takıma ve taraftara çok da yakışmayan bir stadımız olduğu halde, yağmur
çamur demeden takımlarını destekliyorlar. Elbette her takımın taraftarının
arasında olduğu gibi, Eskişehirspor taraftarı arasında da uyumsuz gruplar var.
Fakat coşkulu ve futbolu bilen bir taraftarımız var. Eğer futbolcuların elinden
geleni yaptığını görüyorsa, netice istediği gibi olmasa da coşkusunu ve desteğini
esirgemiyor. Bu, elbette iyi futbol oynamak isteyen bir takım için büyük
avantaj.
Yayıncı: Hüseyin Doğru