TRABZON (A.A) - Tuncay Bekar - Türkiyede balığın yüzde 70inin
karşılandığı Karadenizde kirlilik, bilinçsiz avlanma ve Akdenizden gelen türler
nedeniyle canlı türlerinde ciddi azalma olduğu bildirildi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Ertuğ Düzgüneş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Karadenizdeki canlı
türlerinde önemli değişiklikler olduğunu ifade etti.
Karadenizin canlı türleri açısından Akdenizleştiğini ifade eden
Düzgüneş, Akdeniz, Süveş kanalı yoluyla lesepsiyen tür dediğimiz Hint
Okyanusundan gelen türlerin akınına uğruyor. Bu türlerden bazıları başarıyla
Akdenize adapte olup yerli türlere zarar veriyor. Bu nedenle Akdenizden kaçan
bazı türler de ki bunlar mikroorganizmalar düzeyinde de olabilir Karadenize
geçiyor dedi.
Tespitlere göre Akdenizden Karadenize geçen türlerin azımsanmayacak sayıda
olduğunu anlatan Düzgüneş, şunları söyledi:
Ayrıca deniz ticareti yoluyla gemilerin sintine sularıyla bir çok yabancı
canlı türü de Karadenize geliyor ve etkilerini Karadenizde yoğun olarak
sürdürüyor. Bu türlerin bazılarının düşmanı olmuyor ve alabildiğince çoğalma
fırsatı buluyorlar. Deniz salyangozu bunlardan biri. 1988-1989daki balıkçılıkta
krize neden olan taraklı medius da bunlardan biri, düşmanı yoktu. Daha sonra
düşmanı geldi, aynı aileden ve bunu kontrol altına aldı.
-Bilinçsiz avlanma ve kirlilik önemli etken-
Prof. Dr. Düzgüneş, doğal göçlerle ya da gemilere bağlı olarak Karadenize
gelen türlerin zararlarının dışında insanın verdiği zararlar nedeniyle de
Karadenizdeki biyoçeşitlilikte önemli değişiklik ve azalmalar olduğunu
vurguladı.
Türkiyede bazı balıkçıların özellikle kalkan balığı avlamak için farklı
ülkelere gittiğine işaret eden Düzgüneş, şöyle devam etti:
Denizi kirletiyoruz. Ülkemizden bir çok balıkçı diğer ülkelere kalkan
avlamaya gidiyor, bazıları canlarını, bazıları mallarını kaybediyor ya da hapse
düşüyorlar. Peki bizde neden kalkan yok. Çünkü biz yok edecek hızla tüketmişiz.
Şu anda piyasada markalı küçük kalkan yavrularını dahi görebiliyoruz. Enstitü
bunları üretip, markalayıp denize bırakıyor. Balıkçımız bunu avladığı zaman
denize atmıyor, getirip halde küçücük balığı da satabiliyor. Bunlar yanlış
uygulamalar.
-Katı atık kirliliği, Karadenizdeki avcılığı etkiliyor-
Karadenizdeki kirliliğin de canlı türlerine önemli zararlar verdiğine
işaret eden Düzgüneş, şunları kaydetti:
Yıllarca katı atıklar denizi doldurdu. Deniz zeminininde plastikler,
poşetler, buz dolabı, tekerlekler sergili durumda. Yassı balıkların zemine
değerek yaşaması lazım. Zemin yok ki bir çok yerde. Doğu Karadenizde veya Batı
Karadenizde var, Orta Karadenizde bunlar kalmadı. Bu çöplerin temizlenmesi
gerekiyor. Nasıl ki liman dolduğu zaman boşaltmak için tarayıcılar çalışıyorsa o
zaman denizi bir şekilde temizlememiz lazım. Deniz artık kendi kendini arıtacak
durumda değil.
Prof. Dr. Ertuğ Düzgüneş, yaptıkları seyahatlerde çöplerin Rusya kıyılarına
kadar gittiğini gördüklerini anlatarak, Çöplerimizi Rusya kıyılarında gördük,
bize gösterildi bunlar. Dalga bunları taşıyor. Ama zemine yapışmış çöpleri
maalesef dalga oradan atamıyor. Trol çekildiğinde ağların çöplerle dolduğunu
görüyoruz. Peki zeminle irtibatı olmazsa kalkan, pisi ya da mezgit, barbunya
nasıl yaşayacak. Bunlar zeminden beslenen balıklar. Bu bakımdan katı atık
kirliliği maalesef avcılığımızı etkiliyor dedi.
Dere kenarlarına çöp dökülmemesi gerektiğine de dikkati çeken Düzgüneş,
Dere kenarına dökülen çöpler ilk yağış veya rüzgarla dereye karışıyor ve
geldiği nokta deniz. Dolayısıyla her türlü kirliliğin geldiği nokta deniz. O
zaman yerel yönetimlerin de üzerine düşeni yapması lazım. Bir şekilde bu çöp
sorununu halletmemiz gerekiyor dedi.
Yayıncı: Murat Kaban