BOLU (A.A) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik,
Çalışanın emeğinin tam karşılığını veren, hem hizmet sunanı hem de hizmet alanı
memnun eden, liyakat ilkesini esas alan, toplumsal yapımıza uygun olan, kamu
hizmetinde verimliliği esas alan ve Türkiyenin dinamizmine ayak uyduracak yeni
bir personel sistemini hayata geçirmemiz gerekiyor dedi.
Devlet Personel Başkanlığınca Abantta düzenlenen Kamu Personel
Sisteminin Sorunları, Çözüm Önerileri ve 2023 Vizyonu Çalıştayının açılışında
konuşan Çelik, her alanda ciddi değişim ve dönüşümlerin yaşandığı bir süreçten
geçtiklerini söyledi.
Personel sayısının iyi ve kaliteli hizmet anlamına gelmediğine dikkati çeken
Çelik, nicelik yerine niteliğin esas alınması gerektiğini, çalıştayda ortaya
konacak fikirlerin yeni personel sistemi konusunda yol gösterici olacağını
vurguladı.
Türkiyenin gelecek 50 yılına damga vuracak personel sistemini sosyal
ortaklar ve sosyal diyalogla hayata geçirmek istediklerini dile getiren Çelik,
Dünyadaki uygulamaları da gözden geçirerek, kamu personelinin yurt sathına
dengeli dağılımını gözeten, çalışanın emeğinin tam karşılığını veren, hem hizmet
sunanı hem de hizmet alanı memnun eden, liyakat ilkesini esas alan, toplumsal
yapımıza uygun olan, kamu hizmetinde verimliliği esas alan ve Türkiyenin
dinamizmine ayak uyduracak yeni bir personel sistemini hayata geçirmemiz
gerekiyor şeklinde konuştu.
-Çağdaş ülkelerle aramızdaki mesafeyi önemli oranda kapattık-
Dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden, kendini sürekli yenileyen
nitelikli insanları kamu hizmetine katabilmeyi amaçladıklarını ifade eden Çelik,
Türkiyenin son 10 yılda yakaladığı siyasi istikrar sayesinde her alanda
yenilenme yaşadığını bildirdi.
Çelik, geçmişteki acı tecrübeler, darbeler, muhtıralar, anti demokratik
müdahaleler ve kayıp yıllara rağmen Türkiyenin son 10 yılda yakaladığı siyasi
istikrar sayesinde her alanda yenilenme, tazelenme ve onarım süreci yaşadığını
belirterek, şöyle devam etti:
1923ten 2012ye kadar yıpranan ve yorulan Türkiyenin her organını adeta
servis bakımına aldık. 2002 öncesinde adeta çığ altında kalan Türkiye, dünyanın
gidişatını iyi okuyarak 10 yıllık süreçte hayata geçirdiğimiz reformlarla çağ
atlayan bir noktaya geldi. Hükümetimiz döneminde ekonomik kalkınmanın yanında
demokratik kalkınmayı da gerçekleştirerek, çağdaş ülkelerle aramızdaki mesafeyi
önemli oranda kapattık.
İnsan haklarını imtiyaz olarak gören anlayışların aksine, temel hak ve
özgürlükleri vazgeçilmez kılan, millet iradesini tali unsur olarak değil, asli
unsur olarak kabul eden yönetim anlayışını hayata geçirdik.
Türkiyede hantal bürokrasi anlayışı nedeniyle devlet kapısının adeta çile
kapısına dönüştüğünü dile getiren Çelik, Eskiden bu millet köyüne yol
isterdi, yol için yapılan yazışmaların evrakı talep edilen yoldan daha uzun
olurdu. Devleti millet iradesi üzerine kurgulamamız gerekiyor. Artık vatandaşa
tepeden bakan Bugün git, bir ay sonra gel anlayışı yerine, vatandaşın yanında
olan ve Senin derdin benim derdimdir anayışını daha da güçlendirmeliyiz
ifadelerini kullandı.
Çelik, devlet iradesini değişen ve çeşitlenen ihtiyaçlara karşılık
verebilecek, çağdaş yapıya kavuşturmak istediklerini kaydederek, şöyle konuştu:
Bu konuda son 10 yılda geçmişe kıyasla çok büyük mesafe aldık. Sosyal
Güvenlik reformundan tutun da ceza kanunlarına, bankacılık kanunlarına, borçlar
kanunlarına, yerel yönetimlere ilişkin yasalara kadar her alanda Türkiyenin
mevzuat hafızasını güncellledik. Bunun yanında bürokrasiyi azaltan, devletin
vatandaşa, vatandaşın devlete, doğrudan temasını sağlayan e-devlet, e-reçete gibi
pekçok uygulamayı hayata geçirdik ama hala istediğimiz seviyede olduğumuzu
söyleyemeyiz. Geldiğimiz her noktada ulaştığımız aşamada eksikliklerimizi
görüyoruz.
Bütün reformlara rağmen önlerinde çok önemli bir eşik, viraj kaldığına
işaret eden Çelik, personel sistemini hizmeti sunanların hak ve yükümlülükleri
ile hizmet sunulanların talep ve beklentileri açısından çağın gerekleri
doğrultusunda, vizyoner bakış açısıyla yeniden ele almak gerektiğini söyledi.
-657 sayılı Devlet Memurları Kanunu-
5 ayrı mevzuatla yürütülen kamu personel sistemimizin amiral gemisi olan
1965 model ve her yerinden su almaya başlayan 657 sayılı kanun, günümüz
Türkiyesinin ihtiyaçlarına cevap vermekten çok uzaktır diyen Çelik, şunları
ifade etti:
Zaman içinde 657den fazla değişikliğe uğrayan, yürürlüğe girdiği dönemle
uygulandığı dönem arasında dağlar kadar fark olan bu yasa, yama kaldırmayacak
kadar yıpranmıştır. Her kurumun mevzuatında yavru 657cikler oluşmaya başladı.
Çeşit çeşit istihdam türleri ortaya çıktı. Kamuda memur, sözleşmeli personel,
geçici personel, Teşkilat Kanununa göre sözleşmeli personel, 399 Sayılı KHKya
göre sözleşmeli personel, Belediye Yasasına göre sözleşmeli personel, 4924
sayılı kanuna göre sözleşmeli personel, işçi, geçici işçi, kapsam dışı personel
gibi değişik ad ve statüler altında personel çalıştırılmaktadır.
Ücret unsurları bile sayılamayacak boyutlara ulaştı. Dağınık ve savruk bir
mevzuat var.
Çelik, iyi işleyen devlet çarkı için iyi işleyen personel sistemine ve
mevzuatına ihtiyaç bulunduğunu vurgulayarak, devlet bütçesinin yaklaşık üçte
birinin personel giderlerine ayrıldığını, söz konusu kaynağın verimli
kullanılmasını sağlamak, beşeri sermayeden alınan verimi çoğaltmak ve
vatandaşlara kaliteli, etkin hizmet sunmak için gerekli mevzuat düzenlemesini
yapmak durumunda olduklarını bildirdi.
Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:
Her ülke ihtiyaçlarına, gelenek ve alışkanlıklarına göre bir sistemi
benimsemekte ve hayata geçirmektedir. Genel anlamda dünyada istihdamda esneklik,
hiyerarşik yapı yerine yetki devri, bazı hizmetlerin yerele bırakılması, insan
kaynakları yönetiminde verimliliğin artırılması, vatandaş odaklı yönetim
kurulması gibi konular tartışılmakta ve çözüm önerileri konuşulmaktadır.
Bunun yanında hayat boyu istihdam garantili çalışmanın birçok ülkede hala
ülkede geçerli olduğunu görmekteyiz.
Çalıştay yarın sona erecek.
Muhabir: Emin Gürbüz / Ömer Ürer
Yayıncı: Kemal Kaymak