TRABZON (A.A) - Tuğba Yardımcı Mısır - Halk arasında ince
hastalık olarak da adlandırılan tüberkülozun, erkeklerde çok daha fazla
görüldüğü, 20li yaşlardan itibaren tırmanışa geçtiği, 40-50 yaş arasında en
yüksek seviyeye ulaştığı bildirildi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları
Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
tüberkülozun eski yıllara oranla biraz azalsa da Türkiye için sorun olmaya devam
ettiğini belirtti.
Tüberkülozun yeterince azalmamasının sebeplerinden birinin tanı koymadaki
problemler olabileceğini ifade eden Köksal, Tüberküloz solunum yoluyla çok
kolay bulaşan bir hastalık. Hasta kişilerin yeterince önlem alınmadan, özellikle
toplu alanlarda bulunması tüberküloz hastalığının kontrol altına alınamamasında
önemli bir faktör. Tüberkülozun ülkemizde, bölgelere göre farklılık gösterdiğini
görüyoruz. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, tüberküloz hastalığının ülkemizde en
yaygın olarak görüldüğü yerler Marmara, Karadeniz ve İç Anadolu Bölgesi olarak
sıralanmakta. Karadeniz Bölgesi, tüberkülozun Türkiyede ikinci sıklıkla
görüldüğü bölge diye konuştu.
Prof. Dr. Köksal, tüberkülozun gençlerde daha fazla görüldüğünü de
belirterek, şöyle devam etti:
Hastalığın 20li yaşlardan itibaren tırmanmaya geçtiğini, 40-50 yaş
arasında en yüksek seviyeye ulaştığını, ondan sonraki yaşlarda azaldığını ancak
bitmediğini görüyoruz. Hastalığı kadın ve erkek ayrımı açısından
değerlendirdiğimizde, araştırmalar tüberküloz hastalarının yüzde 60dan
fazlasının erkek olduğunu gösteriyor. Yani hastalık erkeklerde daha fazla
gözleniyor. Neden erkeklerde daha fazla görülüyor, çünkü sigara içme oranı daha
fazla. Ayrıca kahve kültürü gibi ortak yaşam alanlarının fazla olması da bu
durumda etkili.
-Kontrol altına alınması zor-
Tüberküloz hastasının kısa süre içinde 15-20 kişiye hastalığı
bulaştırabileceğine dikkati çeken Köksal, Dolayısıyla toplumda bu şekilde
hastalığın yayılması son derece kolay ve kontrol altına alınması zor. Kişi
hayatının bir döneminde tüberküloz basiliyle karşılaşır. Bu basil hücre içinde
yaşar, gün gelir kişinin zayıf anını bulduğu zaman da tüberküloz hastalığı olarak
karşımıza çıkar dedi.
Prof. Dr. Köksal, aşırı zayıf kişiler, aşırı kilo kaybı olanlar, kanser
hastaları, damar içi uyuşturucu kullananlar, bağışıklık sistemini baskılayıcı
ilaç kullananlara hastalığın kolaylıkla bulaşabileceğine dikkati çekerek, şunları
söyledi:
Hastalık Avrupa ve Amerikada AIDS hastalarında daha fazla görülüyor ama
Asya ve Afrikada daha çok bir toplum sağlığı sorunu olarak gündemde. Tüberküloz
maalesef ülkemizde toplum sağlığı sorunu ve halen ölümlere neden oluyor.
Tüberküloz deyince akla sadece akciğer tüberkülozu geliyor. Tüberküloz en çok
akciğeri tutar ama akciğer zarında iltihaplanma, menenjit ve kemik veremi yapar
ki maalesef günümüzde bütün bu tabloları görüyoruz.
-Her yaş grubunu tehdit ediyor-
Gece terlemesi, 10-15 günden daha fazla süren öksürük, balgam çıkarma, kilo
kaybı, iştahsızlık gibi belirtileri olan kişilerin hiç vakit kaybetmeden sağlık
kuruluşuna gitmesi gerektiğini vurgulayan Köksal, Akciğer filmiyle balgam
tetkikiyle hastalığın tanısı kolay şekilde konulabilir. Üstelik tanısı bedava.
Devlet tüberküloz tedavisini üstlenmiş durumda. Bütün verem savaş
dispanserlerinde ilaçlar ücretsiz veriliyor diye konuştu.
Prof. Dr. İftihar Köksal, tüberkülozun uzun süreli tedavi ve en az 6 ay ilaç
kullanılmasını gerektirdiğini ifade ederek, Kişilerin ilaçlarını düzgün
kullanması hastalığının yayılmaması açısından son derece önemlidir. Eğer kişi
ilacını düzgün kullanmazsa ya da tedaviyi yarım bırakırsa tüberküloz mikrobuna
karşı direnç gelişir ve başka insanlara bu dirençli mikroplar bulaşır. Bunları
tedavi etmek çok zor ve çok da masraflıdır. O nedenle tüberkülozda erken teşhis
ve tedavi hem hayat kurtarıcıdır hem de başka insanlara bulaşmaması bakımından
çok önemlidir dedi.
Hastalığın bulaşma riskini azaltmak için hapşırırken, öksürürken kişinin
ağzını kapatmasının önemli olduğunu anlatan Köksal, özellikle yaşlı hastaların
hastalığı bulaştırma riskini daha fazla taşıdığını belirterek, şunları kaydetti:
Yaşlı hastalar tüberküloz basiliyle bir şekilde karşılaşmış olabiliyor.
Kültürümüzde aile büyükleriyle aynı ortamda yaşama yaygın. Bu durum genç kesim
için büyük risk oluşturabiliyor. Ev içi tüberküloz dediğimiz bir hadise var. Evde
basili taşıyan ve hastalık belirtisi olmayan kişi, diğer kişilere hastalığı
bulaştırabilir. Tüberküloz her yaşı tehdit eden bir hastalıktır. Tüberküloz
bitmedi, eski zaman hastalığı değil, günümüzde hala var.
Yayıncı: Murat Kaban