SAKARYA (A.A) - Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Diyanet
İşleri Teşkilatının sadece Türkiyede hizmet üreten, hizmet eden bir kurum
olmadığını belirterek, Küresel ölçekte bütün dünyanın, dünyada yaşayan bütün
Müslümanların başvurmak istediği bir kurum haline gelmiştir dedi.
Başkanlığının Sapanca ilçesindeki bir otelde düzenlediği İl Müftüleri
Seminerinin açılışında konuşan Görmez, gelenek hale getirdikleri il müftüleri
toplantılarının çok önemli hizmetlere vesile olmaya başladığını söyledi.
Pek çok açıdan hizmetleri birlikte gözden geçirmeye, faaliyetleri müzakere
etmeye ve yeni ufuklar üzerinde bilgi alışverişinde bulunmaya şiddetle ihtiyaç
bulunduğuna dikkati çeken Görmez, toplantıların asıl amacının merkezle taşra
arasında ufuk oluşturmak, diyanet işlerine yönelik beklentileri gözden geçirmek,
yeni stratejiler üzerinde çalışmak, yeni plan ve programlar yapmak olduğunu
bildirdi.
Görmez, dünyanın hızla değiştiğini belirterek, özellikle dünyadaki bütün
insanların Diyanet İşleri Başkanlığından beklentilerinin sürekli arttığını
bildirdi.
Somalide aç kalmış Müslüman kardeşlerinin de Pakistanda sel felaketine
uğrayan kardeşlerinin de başkanlığın kapısını çaldığını ifade eden Görmez, şöyle
devam etti:
Haitide İslamı rehberliğini kaybetmiş kardeşimiz de bizden rehberlik
bekliyor. Gönül coğrafyamızda kimliğini yeniden inşa etmek için çaba gösteren
Müslüman kardeşlerimiz din eğitimi ve hizmeti alanında bizden hizmet bekliyor.
Artık Diyanet İşleri Teşkilatı sadece Türkiyede hizmet üreten, hizmet eden bir
kurum değil, küresel ölçekte bütün dünyanın, dünyada yaşayan bütün Müslümanların
başvurmak istediği bir kurum haline gelmiştir. Son bir hafta içinde sadece
merkezde yaşadıklarımızı ifade edecek olursam, Londrada ilk defa büyük bir
merkezimizin açılışını yaptık.
Arkadaşlarımız Strasbourgda sadece imam hatip lisesi değil, ana okulundan
master ve doktora programlarına kadar, büyük bir kompleksin satın alınması
içerisinde oldular. Ben arkasından Kazakistanda oldum. Kazakistan Cumhurbaşkanı
kulağıma eğilerek bizzat şöyle dedi, 2 bin 500 din görevlimiz var, hiçbir tanesi
mihrabı dolduramıyor, yüzde 30u gayrimüslim bu ülkenin, gayri Müslim olan bütün
grupların dini önderleri ve rehberleri bizim mihrabı dolduran din görevlilerinden
kendilerini çok daha iyi yetiştirmişler. Rica ediyorum, 2 bin 500 görevlimizi ne
yapıp yapın, ister Türkiyeye götürün, ister burada bir sistem kuralım, din
eğitimini veriniz. Dolayısıyla gerçekten gönül coğrafyamızda, İslam dünyasında ve
bütün dünyada Diyanet İşleri Başkanlığına teveccüh ve beklentiler sürekli
yükselmektedir.
-Camilerimiz günün beş vakti daima açık olmalı-
Görmez, il müftülerinin şehirlerde sergiledikleri yönetim tarzını gözden
geçirmek zorunda olduklarına dikkati çekerek, Her şeyin bir ruhu vardır. O ruhu
ayakta tutan dini ve manevi hayattır. O dini ve manevi hayata nasıl rehberlik
yapmamız gerektiği konusunda 4 gün boyunca müzakerelerde bulunmamız gerekiyor
şeklinde konuştu.
İl müftülüklerinin sadece illerde görev yapan din görevlilerinin idaresini
ve müdürlüğünü yapmakla görevli olmadığını ifade eden Görmez, şunları kaydetti:
Burada bulunan hocalarımız şehirlerin dini ve manevi hayatını ayakta
tutmak için çok büyük emekler verdi. Ancak geleceğimizi yeniden inşa etmek için
şehirlerin manevi hayatını yönetmekten söz ederken, şunları kast ediyorum: Her il
müftümüz vatandaşlarımızın camilerde ibadete katılım oranlarını bilmek ve takip
etmek durumundadır. Sabah namazına kaç genç katılıyor, ilin nüfusu ne kadar ve
hizmetlerimizinden istifade eden insan sayısı o ilin nüfusunun kaçta kaçı-
Bunları takip etmek zorundadır. Eğer il müftülüğümüz herhangi bir ilde kaç sokak
çocuğu var, ne kadar suç işleniyor, bilgi sahibi değilse o ilin manevi ve dini
hayatını planlamakta zorluk çeker.
Eğer il müftülüğümüz boşanma oranları nedir, yıllık boşanma oranları nedir,
kaç aile dağılıyor, alkol ve uyuşturucu dediğimiz zararlı alışkanlık şehrimize
ne kadar giriyor, çocuklar zararlı alışkanlıkla ne kadar müptela olmuş- Bunları
çok iyi bilip takip edemezsek şehrin dini ve manevi hayatını yönetmekte kusurlar
ortaya çıkar. Müftülüğü ve Diyanet İşleri Başkanlığını sadece bir bürokratik
mekanizmaya dönüştürme hak ve selametinde bulunamayız.
Camilerimizi yeniden gözden geçirerek milletimizin bütün fertlerinin,
herkesin sürekli başvurduğu bir merkez haline dönüştürmeliyiz. Camileri sadece
namaz vaktinde açılıp namaz vaktinde kapanan bir müessese olmaktan çıkarmalıyız.
Camilerimiz günün beş vakti daima açık olmalı, vakitler arasında açık olmalı.
Seminer, 7 Haziranda sona erecek.
(Bitti)
Muhabir: İbrahim Tezel
Yayıncı: Kemal Kaymak