MALATYA (A.A) - Yeter Erdine - 17 Nisan 1978de Ankaradan posta
ile gönderilen paketteki bombanın evinde patlaması sonucu, iki torunu ve
geliniyle birlikte ölen eski Malatya belediye başkanlarından Hamido lakaplı
Hamit Fendoglu suikastının, darbeye hazırlananların önünü açmak için yapıldığı
öne sürüldü.
Malatya İl Genel Meclisi Başkanlığını yürüten, dönemin belediye başkan
yardımcısı Mehmet Naci Şavata, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hamit
Fendoğlunun 1977 mahalli seçimlerinde Milli Selamet, Adalet ve Milliyetçi
Hareket Partilerinin desteğini alarak bağımsız belediye başkanı seçildiğini
anımsattı.
Kendisinin de Milli Selamet Partisinden belediye meclisi üyesi olduğunu
belirten Şavata, Hamit Fendoğlunun kendisini başkan yardımcısı olarak atadığını
söyledi.
Fendoğlunun Almanyadan gelen bir arkadaşının kendilerini dikkatli olmaları
yönünde uyardığını ifade eden Şavata, Hamidoya bir suikast girişimi olacağını
söyledi. Şehre dışarıdan gelen bazı kişilerin ayakkabı boyacısına kadar Hamidoyu
sorduğunu anlattı. Bunun üzerine biz ruhsatlı silahlar edinmeye başladık.
Aklımıza bomba gelmiyordu. Silahlı bir suikast yapılacağını düşünüyorduk diye
konuştu.
-Torunlarını kurtarmak için bombanın üzerine atladı-
Hamit Fendoğluna üzerinde Yassıadada aynı hücreyi paylaştığı arkadaşı
Kasım Önadım yazan bir paketin PTT aracılığıyla gönderildiğini aktaran
Şavata, Kutuyu eve götürmüş. L şeklinde bir salonları vardı. Salonun bir
tarafında yenge hanım orucunu açarken öbür tarafında da Hamido, iki torunu ve
geliniyle, (Bak size Kasım amcanız ne göndermiş) diyerek kutuyu açmaya
çalışıyor. Açar açmaz kutunun üstüne refleks olarak kendini atmış. Çünkü
torunları var. Buna rağmen kendisi, iki torunu ve gelini şehit oldu. Rahmetlinin
sağ bacağı dışında her yeri paramparça idi. Ben Hamidoyu demokrasi şehidi olarak
görüyorum. Allah memleketimize o günleri bir daha göstermesin ifadelerini
kullandı.
Mehmet Naci Şavata, olayın akşamında Vali Cahit Bayarın kendisini
çağırdığını belirterek, Karışıklıklar başlamıştı. Vali Bey, Başkanım, ortalığı
sükunete getirmemiz lazım dedi. Bizim kuvvet kolluğumuz olmadığını söyledim.
Yanımda İçişleri Bakanı İrfan Özaydınlıyı aradı. Olayı anlattı, destek istedi.
Onun kendisine verdiği cevap karşısında benzi sarardı. Ne söylediğini sordum.
Bir şey olmaz dediğini söyledi. Arkasından Başbakan Bülent Eceviti aradı. O da
aynısını söyledi dedi.
Ertesi gün Avrupadan gazetecilerin belediyeye geldiğini dile getiren
Şavata, şunları anlattı:
Röportaj yapmak istediklerini söylediler. Spotlar kuruldu, kayda girdiler.
İlk soruları, Sizce Hamidoyu kim veya kimler öldürdü oldu. Hamit Fendoğlunu
ne sağ, ne sol terör örgütleri öldürmemiştir. Sayın Ecevitin söylediği
kontrgerilla yapmıştır dedim. Cümlem biter bitmez çekimi durdurdular. Ne oldu
dedim. Yanlarındaki Başbakanlık basın danışmanı olduğunu söyleyen kişi dedi ki;
Efendim acele ediyorlar. Bulgurlu köyüne gidecekler. Cenazelerin hastanede
olduğunu, liderleri beklediğimizi söyledim. Yok, orada aileyle görüşecekler
dedi. O röportajı vermediler. O zaman bende, olayın sağla, solla alakası olmadığı
inancı tam oldu. Bulgurluda Hamidonun kardeşi İbrahim Ağabeyin ağlamaklı bir
sesle Ağabeyimi komünistler öldürdü sözünü çektiler ve yayınladılar. Bu, hedef
saptırmaydı. Bu, kaosu daha ileriye itmekti. Bu, milleti sağ, sol diye bölerek
biraz daha fazla insanın canına kıymak ve ihtilale, darbeye hazırlananların önünü
açmak için yapılmış bir provokasyondu.
-Yeğen Fendoğlu-
Hamit Fendoğlunun yeğeni Mehmet Fendoğlu da amcasının vefatından sonraki
süreçte defalarca çeşitli hükümetlere olayın aydınlatılması için başvurduklarını
belirterek, şunları kaydetti:
Bu süre içerisinde bizi en çok umutlandıran, olayın 12 Eylül davasının
iddianamesinde yer alması oldu. Bize göre cevaplanması gereken en büyük soru,
darbeyi yapanların Hamidonun katledilişine dahil olup olmadığıdır. Bu suikast,
Ankaradan, tek merkezden gönderilen bombalardan birinin patlaması ile
gerçekleşmiştir. Amcam Hamit Fendoğlu, yengem ve iki torunumuzun şehit olmasının
üzerinden geçen 34 yıllık süre içerisinde de hala faillerinin bulunamaması bizler
için derin bir üzüntü sebebidir. Bunun bilinçli bir şekilde yapılan bir
organizasyonun sonucu olduğu kanaati ben de dahil tüm Türkiyedeki herkesin
kalbinde yer etmektedir. Dolayısıyla, bir buçuk yıl sonra, Türkiyeyi
karıştırabilecek her türlü eylemlerin, sabotajların, suikastların var olduğu
süreçlerden geçilerek 12 Eylül darbesi olmuştur.
Mehmet Fendoğlu, 12 Eylül davasının darbeyi yaşayanları bir nebze olsun
rahatlattığını vurgulayarak, 12 Eylül darbesini yapanların bugün bile hakimin
karşısına çıkması vicdanlarımızı bir parça olsun rahatlatmıştır. Hamit Fendoğlu
cinayeti, en kısa zamanda kişi, örgüt, cemiyet, ülke her kimse açıklansın, zaten
fert olarak bulamazlar. Türkiyede birtakım şeylerin düzelmesini istiyorlarsa
faili meçhul Hamido cinayetini mutlaka çözsünler. Gerisi ipin ucu gibi gelir.
Türkiyedeki bütün soruların cevaplarına kavuşabilirler ifadelerini kullandı.
Yayıncı: Cemal Coşkun