MALATYA (A.A) - Filistinin Ankara Büyükelçisi Nabil Maarouf,
Şu anda karşı karşıya olduğumuz durum; Filistin güçsüz İsrail güçlü olduğu için
değil. Biz Amerika ve Batı son ana kadar İsraili savunduğundan kaybediyoruz
dedi.
Maarouf, İnönü Üniversitesi tarafından Turgut Özal Kongre ve Kültür
Merkezinde düzenlenen Filistin, Ortadoğu Tarihi ve Siyasi Gelişmeler konulu
konferansa konuşmacı olarak katıldı.
Filistinin tarihi sürecine ilişkin bilgi veren Maarouf, Birinci Dünya
Savaşının ardından Filistinin Osmanlı Devleti himayesinden çıkarak batı
egemenliği altına girdiğini, 1918-1948 yılları arasında hem İngilizlere hem de
Yahudilere karşı mücadele vermek zorunda kaldıklarını söyledi. İngilizlerin
Filistin topraklarına Yahudi göçmenlerini yerleştirdiğini ve göçmenleri
silahlandırarak İsrailin kuruluşunu sağlamlaştırdığını, Filistin halkının da
zayıflamasına yol açtığını anlatan Maarouf, süreç içerisinde Filistin
topraklarının yüzde 78inin İsraile verildiğini, yüzde 22sinin de Mısırla
Ürdün arasında paylaştırıldığını söyledi.
Filistinlilerin İsrailin kuruluşundan sonra 10 yıl boyunca yaptığı
mücadelelerin zayıf ve cılız kaldığını dile getiren Maarouf, 1956 yılında
Araplarla İsrailliler arsında çıkan savaşta İsrailin Gazzenin bir bölümünü
işgal ettiğini, ancak Amerika Birleşik Devletinin İngiltere ve Fransanın
prestij sağlamaması için İsrailin Gazzeden çekilmesini sağladığını kaydetti.
Maarouf, Bugün İsrail çekilmiyorsa bu ciddi anlamda ABD baskısının olmadığının
göstergesidir dedi.
İsrailin 1967 yılındaki savaşlarda, Doğu Kudüs, Sina Yarımadası, Süveyş
Kanalı, Suriyenin Golan Tepeleri olmak üzere 5 günde kendi topraklarının 5 katı
büyüklüğündeki toprakları işgal ettiğini dile getiren Maarouf, Bugün bizim
çektiğimiz bu savaşın sonucudur. Bu savaş İsrailin ayaklarını güçlendirdi. Bu
savaşın en kötü sonucu bütün Araplar ve Müslümanların gözünde İsraili süper güç
yapmasıydı. Bundan sonra bütün Araplar, Filistin ve İsrail konusuna bu bakış
açısıyla baktı diye konuştu.
Komşu ülkelere göç eden Filistin halkının yaşadıkları kamplarda rahat
bırakılmadığını, baskı altında tutulduğunu ifade eden Maarouf, 1965 yılında
Filistin halkının artık İsraile karşı silahlı mücadeleye geçtiğini ilan ettiğini
hatırlattı.
-Filistinin BMde üye olmayan gözlemci devlet statüsü kazanması-
İsrail ile Filistin arasındaki siyasi faaliyetlerin durdurulmuş durumda
olduğunu dile getiren Maarouf, şöyle devam etti:
Biz hala topraklarımız üzerindeyiz. Hala mücadele etmeye devam ediyoruz.
Şu anda karşı karşıya olduğumuz durum; Filistin güçsüz İsrail güçlü olduğu için
değil. Biz Amerika ve batı son ana kadar İsraili savunduğundan kaybediyoruz. O
halde Filistinli çocuk, kadın ve yaşlılar sadece İsraile karşı değil, dünyanın
en büyük gücüne karşı direnmeli. Savaşımız devam ediyor. Biz İsraili savunan
batı cephesini bölmeyi başardık. İsrail Ortadoğuda Amerika ve batının desteğiyle
güçlüdür. Biz siyasi çizgimiz dolasıyla Amerika ile batı arasında bir çizginin
oluşmasına yol bulduk. Bu İsraili güçsüzleştiriyor. Biz Filistini bir devlet
olarak tanımaları için dünyaya yöneldik. Bu kabul etmeyi biz gerçekleştirdik.
BMye gitmeden önce Amerika bizi tehdit etti. Giderseniz sizinle savaşacağız, aç
kalacaksınız diye tehdit etti. 183 dünya devletinin desteğini aldık. Amerika ve
İsraille beraber sadece 9 ülke kaldı. 6sı Latin Amerika devletleri. Bunlar
küçük bir devlet topluluğu. Sadece bir Avrupa Devleti, Çek Cumhuriyeti baskılar
dolayısıyla tam olarak karşı çıkmadı ama bize destek de olmadı. Bu bizim BMde
gerçekleştirdiğimiz büyük bölünmeydi. Dünya devletlerinin büyük kısmı Amerikaya
bu sefer boyun eğmedi. Bugün bizimle İsrail arasındaki görüşmeler tamamen durmuş
durumda ve tekrar başlaması için bir takım şartlar koyduk. BMnin yeni kararından
destek alıyoruz. Öncelikle Filistin topraklarından tamamen çekilme
gerçekleşmedikçe görüşme olmayacak.
BMnin kararından sonra yeni bir durum oluştuğunu, artık sınırları belli,
adı Filistin olan bir devlet olduğunu kaydeden Maarouf, Barışın gerçekleşmesi
için İsrailin bu topraklardan çekilmesi gerekiyor. Biz artık uluslararası
kuruluşlara üye olmamız gereği olarak bazı şikayetlerde bulunabiliyoruz. Artık
devletin topraklarının ya da nüfusun değişimini engelleyen girişimlerde
bulunuyoruz. Halkımız hala kararlıdır, kararlı olmaya devam edecektir.
Filistini, Mescid-i Aksayı ve Kubbetüs Sahrayı kurtarıncaya kadar bu
kararlılık devam edecek diye konuştu.
Maarouf, konferansta katılımcıların sorularını da yanıtladı. Bir
katılımcının El Fetih mi yoksa Haması mı desteklediklerini sorması üzerine
Maarouf, Siz Filistinle beraber olun. Ne Hamas ne de El Fetihle beraber
olun dedi.
Muhabir: Tuba Karahan
Yayıncı: Doğan Sarıtaş