SAKARYA (A.A) - Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Tıp Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Ramazan Akdemir, doğuştan gelen kalp hastalıklarının yüzde 90ına
yakınında açık cerrahi ya da kapalı tedavilerle nihai çözüm bulunabileceğini
söyledi.
Akdemir, doğumsal kalp hastalıkların büyük oranda tedavi edilebildiğini
ancak bunun için altın dönem denilen belirli bir zaman periyotu olduğunu
söyledi.
Doğumsal kalp hastalıklarının sebebinin tam olarak bilinemediğine işaret
eden Akdemir, Bazı durumlarda genetik geçişin yüksek risk taşıdığını ifade
ederek, nedenin kesin olarak şudur denemeyeceğini vurguladı.
Doğumsal kalp hastalıklarının birçok disiplini ilgilendiren bir hastalık
olduğuna dikkati çeken Akdemir, şunları söyledi:
Doğumsal kalp hastalıkları farklı bir konu ve gerçekten değişik bir
disiplin adı altında izlenmesi gerekiyor. Anne karnındayken daha çok kadın
doğumcuları ve embriyologları ilgilendiriyor. Doğduktan sonra çocuk
kardiyologlarını ve çocuk sağlığı hastalıkları uzmanlarının incelemesi alanına
giriyor. Belli bir yaşın üstünde de erişkin kardiyologlar tarafından takip
ediliyor. Bu işin bir de cerrahisi var yani çoklu disiplin ilgilendiren bir
hastalık grubu.
-Anne karnında teşhis-
Doğumsal kalp hastalıklarının anne karnında teşhis edilebileceğini dile
getiren Akdemir, Türkiyedeki sağlık sisteminin geldiği noktada bu tür
hastalıkların tespitinin kolaylaştığını söyledi.
Genelde kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarının hastalarının tamamına
ultrason yaptığını ve kuşku duyulan hastaların 2. düzey ultrasonla daha detaylı
bir incelemeden geçirildiğini belirten Akdemir, yetişmiş uzmanlar tarafından
yapılan bu detaylı taramayla bebekte ne tür kalp rahatsızlıklarının olduğunu, bu
rahatsızlıkların ölümcül olup olmadığının tespitinin yapıldığını ifade etti.
-Kalp bütün organları ilgilendiren hayati bir organ-
Kalbin bütün organları ilgilendiren hayati bir organ olduğunun altını çizen
Akdemir kalpteki herhangi bir gelişme kusurunun tek başına etkili olmadığını,
genelde eşlik eden bir takım bulguların olduğunu söyledi.
Örneğin bir yerde delik varsa diğer damarda daralma olabilirdiyen
Akdemir, Kalbinde bir hastalık varsa böbreğinde de, beyninde de, gözünde de
olma sıklığı artar. Bir takım hastalık birliktelikleri dediğimiz sendromlarla
birlikte olabilir. Tek başına bir delik ya da tek başına bir doğumsal kalp
hastalığı diye bakmamak lazım diye konuştu.
Doğumsal kalp hastalıklarının teşhis edildikten sonra bir takım
sınıflamalara tabi tutulduğunu aktaran Prof. Dr. Akdemir, Hastalıkların hemen
hemen yüzde 90ına yakınında açık cerrahi ya da kapalı tedavilerle nihai bir
çözüm bulunabiliyor dedi.
Doğumsal kalp rahatsızlıklarında doğumun kalp merkezlerinde yapılması
gerektiğini belirten Akdemir, doktorlar olarak, doğar doğmaz müdahale gerektiren
bebeklerin, pediatri merkezlerinde yapılması önerisinde bulundu.
Muhabir: Enes Duran
Yayıncı: Atakan Çelik