ÇANAKKALE (A.A) - Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Bilgiyi,
teknolojiyi kendimiz de üretmezsek, hep başkalarının üretiğiyle üretim
süreçlerimizi kurgularsak, 2023 hedeflerimize ulaşamayız. Önümüzdeki dönemin ana
gündemi araştırma, geliştirme, bilgi ve teknoloji üretimi ve bunun da katma
değere dönüşümüdür. Bunu yaptığımız zaman gerçek anlamda kalkınmış ülke
olacağız dedi.
Bakan Yılmaz, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Bilim ve Teknoloji
Uygulama ve Araştırma Merkezinin açılış töreninde yaptığı konuşmada,
Çanakkalede Çanakkale Ruhunu teneffüs ettiklerini belirterek, Bu ruha her
zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. 2015 yılında inşallah 100. yılını hem
millet olarak, ülke olarak tekrar yaşayacağız, hem de dünyayla paylaşacağız bu
ruhu. Nasıl ki, 100 yıl önce ülkemizin, milletimizin bekasını, gücünü, tüm
dünyaya gösterdiyse Çanakkale, aslında bugün de bu ruh, birliğimizin,
beraberliğimizin hep birlikte çok daha ileri bir ülke haline gelmemizinde
teminatıdır diye düşünüyorum. Çünkü bu ruhu çok iyi anlamamız, çok iyi anlatmamız
ve yaşatmamız gerektiğine inanıyorum diye konuştu.
Bir düşünürün, Geçmiş arkamızda değil, ayaklarımızın altındadır sözünü
anımsatan Yılmaz, Geçmişi aslında geride bırakmıyoruz, onun üstünde bir yerlere
yükseliyoruz, yürüyoruz. Geçmişimizi iyi anlamamız, iyi algılamamız ve bugünkü
nesillere taşımamız için önemli şeklinde konuştu.
İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akifin, Ey şehit oğlu şehit, isteme benden
makber, sana aguşunu açmış duruyor Peygamber dediği bir beldede bulunduklarını
ifade eden Yılmaz, bugünkü dünyada farklı bir mücadelenin olduğuna işaret etti.
İnsanların artık bilgiyle, teknolojiyle, üretimle mücadele ettiklerini, bu
mücadelelerinin de en az geçmişteki mücadeleler kadar inançla kararlılıkla
yapılması gerektiğinin altını çizen Yılmaz, burada da AR-GE ve yenilik
sistemlerinin son derece önemli olduğunu vurguladı.
Kalkınmış bir ülke sıfatını kazanmak istiyorsak, odağa insanı almak
durumundayız diyen Yılmaz, Nitelikli, donanımlı, bilgili insanı almak
durumundayız. Çok çeşitli faktörler var. Fakat dünya tarihinden de, bugünkü
tecrübeden de biliyoruz ki, en kritik faktör aslında insan. Şartlar ve imkanlar
ne olursa olsun, bunları alıp değerlendirecek ve gerçek anlamda kalkınma sürecini
neticelendirecek olan insanın bizatihi kendisi dedi.
Araştırma geliştirme ve teknoloji denilen hadisenin sonuçta bilgili,
donanımlı, etrafına bakabilen, yenilikler geliştirebilen insan olduğuna işaret
eden Yılmaz, üniversiteler ve bu merkezlerle aslında insana yatırım yapmaya
çalıştıklarını dile getirdi.
21. yüz yılda kalkınmış ülkelerin, teknoloji üreten, bilgi üreten, bilgiyi
katma değere dönüştüren ülkeler olacağına işaret eden Yılmaz, başka türlü
Türkiyenin bu iddialı hedeflerine yürümesinin mümkün olmadığını bildirdi.
Bakan Yılmaz, Türkiyenin iddialı hedefleri olan bir ülke olduğunu
kaydederek, 2023 vizyonumuz var biliyorsunuz. Son 10 yıllık dönemde gerçekten
bir sıçrama yaptık. Gayri Safi Yurt içi Hasılamız 230 milyardan, geçen yıl
itibarıyla söylüyorum, yaklaşık 800 milyar dolara ulaştı. Kişi başına gelirimiz 3
bin 500 dolardan, 10 bin 500 dolarlara çıktı. AR-GEye yaptığımız harcamalar yurt
içi hasılamızın binde 53ünden, binde 86sına yükseldi. Bütün bunlar güzel
rakamlar. Fakat biz artık başardık belli bir yere geldik diye rehavete
kapılırsak, arzu ettiğimiz hedeflere ulaşamayız şeklinde konuştu.
-2 trilyon doları aşan bir yurt içi hasıla hedefliyoruz-
Bakan Yılmaz, Bir taraftan da ikinci bir hamle yapmamız gerekiyor. Bu
önümüzdeki 10 yıllık süreçte Türkiyenin ikinci bir sıçramayı daha
gerçekleştirmesi lazım dedi. Yeni hedefler koyduklarını belirten Yılmaz, bunun
2023 hedefi olduğunu söyledi.
2 trilyon doları aşan bir yurt içi hasıla hedefliyoruz. 25 bin dolar en az
kişi başına gelir hedefliyoruz. AR-GE harcamalarımızı yurtiçi hasılamızın yüzde
3ü civarına çıkarmayı hedefliyoruz diyen Yılmaz, bunun için de özel sektör
payını üçte 2lere kadar çıkarmayı hedeflediklerini, birçok alt sektörde, bu
hedeflerinin açılımlarının olduğunu dile getirdi.
Teknolojiyi, bilgiyi tüketen bir ülke olarak arzu edilen yere
ulaşılamayacağını söyleyen Yılmaz, Bilgiyi, teknolojiyi kendimiz de üretmezsek,
hep başkalarının üretiğiyle üretim süreçlerimizi kurgularsak, 2023 hedeflerimize
ulaşamayız. Önümüzdeki dönemin ana gündemi araştırma, geliştirme, bilgi ve
teknoloji üretimi ve bunun da katma değere dönüşümüdür. Bunu yaptığımız zaman
gerçek anlamda kalkınmış ülke olacağız diye konuştu.
-Küresel kriz-
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, dünyada şu anda küresel bir kriz olduğunu,
Amerika Birleşik Devletlerinden, Avrupaya, Japonyaya kadar uzanan gelişmiş
denilen dünyada ciddi bir krizin söz konusu olduğunu söyledi.
Bu ortamda birçok ülkenin yatırımlarını kıstığını, harcamalarını
azalttığını, birtakım konularda ciddi kesintilere gittiğini belirten Yılmaz,
Türkiyenin, daha önceden reformlarını yaptığı ve istikrarlı bir yönetimle bu
süreci yönettiği için en az etkilenen, hatta kriz ortamını fırsata dönüştüren
ülkelerden birisi olduğunu kaydetti. Bunun en açık göstergelerinden birisinin,
araştırma geliştirme merkezleri için üniversitelere yatırım yapmaya devam
etmeleri olduğunu kaydeden Yılmaz, Avrupa ve diğer ülkelerde devletin çok borçlu
hale geldiğini ifade etti.
ABdeki ortalama borcun milli gelire oranının, yüzde 90lar civarında
olduğunu, ABDde yüzde 110lara yaklaştığını, Japonyada yüzde 200ü aştığını
bildiren Bakan Yılmaz, Türkiyede çok şükür son 10 yıllık dönemde yüzde
74lerden en son bu geçtiğimiz yıl yüzde 36lara kadar geriledi. Faizlerini,
enflasyonunu tek haneli rakamlarda düşürmüş, diğer ülkelerde işsizlik artarken,
son 3-4 yılda, 4 milyon civarında yeni istihdam oluşturmuş bir ülkeden
bahsediyoruz. Araştırma geliştirmeye daha fazla harcama yapan bir ülkeden
bahsediyoruz. Bunlar popülist politikalar değil dedi.
2002 yılında Türkiyenin toplam araştırma harcaması 1 milyar 843 milyon
Türk Lirasıymış, 2011 yılı sonu itibarıyla 11 milyar 154 milyon Türk Lirasına
çıkmış. Kamu artı özel diyen Yılmaz, 5 kattan fazla artış olduğunu bildirdi.
Yurt içi hasılanın 3 kattan fazla arttığını, buna karşın araştırma geliştirme
harcamalarının 5 kattan fazla arttığını vurgulayan Yılmaz, bunun geleceğe dair en
önemli yatırımlarından bir tanesi olduğunu söyledi.
Yılmaz, şöyle konuştu:
Büyük sermayeye seslenmek istiyorum. Araştırmaya geliştirmeye daha fazla
para harcamaları lazım. Atıl bir takım yatırımlardan ziyade araştırmaya daha
fazla kaynak ayırmaları lazım. Üniversitelerimizle çok daha yoğun ilişki içinde
olmaları lazım. Üniversite sanayi işbirliği dediğimiz hadise kalkınma açısından
çok çok önemli. Üniversiteler aynı zamanda kalkınma kurumlarıdır. Bütün dünyada
da böyledir. Zahmetli olabilir, zor olabilir ama sanayicilerimizin AR-GEye
mutlaka yatırım yapması lazım. Hemen karşılık görmeyebilirler ama taşa toprağa
diğer bir takım atıl yatırımdan çok daha fazlasını uzun vadede kazanırlar.
Özel sektörün AR-GE harcamaları içindeki payının, 10 yıl önce yüzde 20lerde
olduğunu, hükümet olarak verdikleri desteklerle özel sektörün harcamalarının
yüzde 40lara çıktığını ifade eden Yılmaz, Biz bunu yüzde 60lara çıkarmak
istiyoruz dedi.
Kalkınma Bakanlığının araştırma alt yapılarına destek olduğunu bildiren
Yılmaz, 2002 yılında araştırma alt yapısına verdikleri paranın sadece 114 milyon
lira olduğunu kaydetti. 2013 yılı ödeneği 1.9 milyar Türk Lirası. 17 kat
artırmışız diyen Yılmaz, 2000 yılından bu yana Bakanlık olarak 160 araştırma
merkezi projesini desteklediklerini, 82 üniversitede merkezi araştırma
laboratuvarlarını kurduklarını söyledi.
-Türkiye çekim merkezi haline geliyor-
Bakan Yılmaz, 10. Kalkınma Planını hazırladıklarını, planın 2014-2018
dönemini kapsayan 5 yıllık plan olduğunu söyledi. Plan kapsamında 66 grup
oluşturduklarını, ilk defa bu plan döneminde yerelden katkı aldıklarını belirten
Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti:
Bir ülke, bir yöre nitelikle insan ve nitelikli sermaye oluşturabiliyorsa,
nitelikli insanı ve sermayeyi koruyabiliyorsa ve dışarıdan da cezbedebiliyorsa, o
yöre, o ülke kalkınıyor. Bu da bir atmosfer meselesi. Şehirleşme düzeninizden,
trafik hizmetlerine, eğitim ve sağlıktan, kültürel hayata kadar bir ortam
meselesi. Bugün artık Türkiye, bir çekim merkezi haline geliyor. Başta çevre
ülkeler olmak üzere dünyadan nitelikli beyinleri ve nitelikli sermayeyi cezbeden
bir ülkeye dönüşüyor. Önümüzdeki bu 10 yıllık dönem, cazibe merkezi haline gelen
Türkiye vizyonuyla hareket edeceğimiz bir dönem olacak. Eğitimde, sağlıkta daha
iyi hizmetlerin sunulduğu, kültürel, sanatsal hayatımızın daha da geliştiği,
ulaşım imkanlarının çok daha iyi ileri düzeye çıktığı, her alanda daha kaliteli
ortamın oluştuğu bir dönem olacak. Biz ülke olarak inşallah demokrasimizde,
hukukumuz da tabii bir taraftan, nitelikli insanları cezbeden bir ülke haline
geleceğiz.
Fikir hürriyetinin olmadığı, demokrasinin iyi işlemediği, hukuk düzeninin
oturmadığı, şehirleşmenin arzu edilen seviyede olmadığı, eğitimin, sağlığın bu
tür sosyal hizmetlerin yeterli olmadığı, bir yerde herhalde hiç kimse yaşamak
istemez. Hele nitelikli insanlar nitelikli sermaye hiçbir şekilde bulunmak
istemez. Ama bunların sağlandığı bir ortamda, hem daha nitelikli insanlar yaşar
hem de nitelikle sermaye gelir yatırım yapar.
Kalkınmanın çok boyutunun olduğunu belirten Yılmaz, Çanakkale de
gelişecek, Samsun da gelişecek, Hakkari de gelişecek, Antalya da daha üst
seviyeye gidecek ki, Türkiye hedeflerine ulaşabilsin dedi.
Daha sonra öğrenciler Bakan Yılmaza, halı şeklinde dokudukları Türk
Bayrağını hediye etti.
Bakan Yılmaz, üniversitedeki açılışın ardından Yalı Caddesi esnafını ziyaret
ederek, vatandaşlarla sohbet etti. Çarşı Caddesindeki 50 yıllık şekerci
dükkanından ikram edilen akide şekerlerini tadan Yılmaz, tarihi Fatih Camisinde
cuma namazı kıldı.
Muhabir: Fikriye Susam Uyar
Yayıncı: Doğan Sarıtaş