Polonya'da geçen hafta iktidara gelen Avrupa Birliği yanlısı hükümet, muhafazakar çizgideki önceki hükümet döneminde atanan kamu yayın kuruluşlarının yöneticilerini görevden aldı.
Sivil toplum kuruluşları, Hukuk ve Adalet Partisi'nin (PiS) sekiz yıllık iktidarı döneminde kamu yayın kuruluşlarını, hükümetin propaganda aracı haline getirdiği suçlamasında bulunuyordu.
Polonya Meclisi'nde, salı günü yapılan bir oturumda, resmi yayın kuruluşlarının "tarafsızlık, yasal düzen ve adalete" yeniden kavuşturulmasını öngören bir karar tasarısı kabul edildi.
Önergenin kabulünün ardından AB yanlısı Başbakan Donald Tusk hükümetinin yeni Kültür Bakanı Bartlomiej Sienkiewicz, Polonya devlet televizyonu (TVP), Polonya Radyosu ve Polonya Haber Ajansı'nın (PAP) tepe yöneticilerini, başında bulundukları kurumları 'aşırı siyasallaştırdıkları' gerekçesiyle görevden uzaklaştırdı.
Ayrıca bir kamu haber kanalının yayınına da son verildi.
Sienkiewicz, görevden aldığı kişilerin yerine yeni isimler ve yeni bir yönetim kurulu atadı.
Sekiz yıldır iktidarda olan Hukuk ve Adalet Partisi (PİS), ekim ayında yapılan parlamento seçimlerinde iktidarı kaybetmişti.
İktidarı kaybeden PİS Partisi milletvekilleri, yeni hükümetin ilk icraatına karşı çıktı.
Vekiller, salıyı çarşambaya bağlayan gece Polonya Televizyonu binasında oturma eylemi yaptı.
Eski yönetimin çağrısı üzerine kamu yayın kuruluşlarındaki eylemlere az sayıda protestocu da katıldı.
Televizyon binasına giderek kendilerine (ideolojik olarak) yakın kanal çalışanlarıyla poz veren eski Başbakan Mateusz Morawiecki, eski adı Twitter olan X hesabı üzerinden, "Kültür Bakanı'nın TVP, PAP ve Polonya Radyosu ile ilgili yasa dışı eylemleri, sözde hukukun üstünlüğünü önemseyen yetkililerin bunu her adımda nasıl ihlal ettiğini gösteriyor. Daha göreve geleli sadece bir hafta oldu. Vazgeçmeyeceğiz, Polonya'da diktatörlüğe izin vermeyeceğiz." paylaşımında bulundu.
Eski PiS hükümeti, Avrupa yanlısı muhalefet, AB, yerel ve uluslararası sivil toplum örgütleri tarafından sürekli olarak medya özgürlüğünü kısıtlamak ve devlet medyasına önemli miktarda fon aktarmakla suçlanıyordu.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü bir raporunda, hükümet propagandasının sözcüsü haline dönüştürülen Polonya kamu medyasında partizan söylem ve nefrete teşvikin adeta kural haline geldiğine işaret etmişti.