1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan Emzirme Haftası nedeniyle açıklama yapan Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Eda Balanlı, anne sütünün çok önemli bir besin olduğunu, doğumdan sonraki ilk 6 ayda bebeğin bütün ihtiyaçlarını karşıladığını söyledi. Balanlı, "Yeni doğan bebekler mümkünse doğumdan sonraki ilk 30 dakika içinde emzirilmelidirler. Sonraki zamanlarda emzirme sıklığı ve süresini bebek belirlemeli, istedikçe emzirilmelidir." dedi.

Anne sütünün bebek için önemine dikkat çeken Eda Balanlı, "Anne sütü sekretuar Ig A, laktoferrin, lizozim, bifidus faktör, proteaz inhibitörleri, kompleman, B12 ve folik asit bağlayan proteinler gibi içerikleri sayesinde hastalıklardan korur, bağışıklık sisteminin gelişmesini kolaylaştırır. Anne sütü alan bebeklerde zatürre, orta kulak iltihabı, menenjit, ishal gibi bulaşıcı hastalıklar ile atopik egzama gibi alerjik hastalıklar daha az görülür veya daha hafif seyreder" ifadelerini kullandı.

"Yeni doğan bebekler mümkünse doğumdan sonraki ilk 30 dakika içinde emzirilmelidirler." diyen Balanlı, "Sonraki zamanlarda emzirme sıklığı ve süresini bebek belirlemeli, istedikçe emzirilmelidir. Ancak emzirme araları 3 saati geçmemelidir. İlk emzirmede sütün hemen gelmemesi halinde endişelenmemeli, bebeğe başka bir besin verilmeden emzirmeye devam edilmelidir. Doğumdan sonra çok az miktarda gelen süt miktarı bebek emdikçe artar." açıklamasında bulundu.

Stresten uzak durmanın anne sütünü artırdığını kaydeden Balanlı, "Süt yapımını arttırmak için bebeğin sık aralarla ve doğru teknikle emzirilmesi gereklidir. Ayrıca annenin fiziksel yorgunluk ve stres gibi süt yapımını olumsuz etkileyen faktörlerden kaçınması da önemlidir. Sağlıklı ve dengeli bir diyet ile beslenmek, bol sıvı almak ve dinlenmeye vakit ayırmak anne sütünün artmasına yardımcıdır. Emzirme ile ilgili yeterli bilgi sahibi olmak da annenin kendine olan güvenini arttırır. Annenin sakin ve rahat bir ortamda bulunması, aile bireylerinden ihtiyacı olan desteği görmesi de önemlidir. Emziren anneler, varsa endişelerini çocuk uzmanlarıyla paylaşmalı ve gerektiğinde uzmanlardan yardım almaktan kaçınmamalıdır." şeklinde konuştu.

Balanlı, anne sütünün bebek için faydalarını da şöyle sıraladı: "İçeriğindeki whey/kazein isimli proteinlerin oranı emilim için en ideal miktardadır. Lipaz, laktaz ve amilaz gibi sindirim enzimlerini içerir, bu sayede sindirimi inek sütüne veya hazır mamaya oranla çok daha kolaydır. Pişik, gaz sancısı ve kabızlık daha az görülür. Görme ve nörolojik gelişim için gerekli temel yağ asitlerinden zengindir. Anne sütü alanlarda zihinsel gelişim daha iyi olur. İçerdiği büyüme faktörleri nedeniyle başta sindirim ve solunum sistemi olmak üzere birçok organ sisteminin büyüme ve gelişmesini destekler. Bebeğin büyüme ve gelişimi için gereken çinko, demir, kalsiyum gibi minerallerin bağırsaktan emilimi inek sütüne göre çok daha fazladır. Bebeğin su ihtiyacını karşılar, hacminin yüzde 84'si sudur. Böbrek fonksiyonlarını destekler, solüt yükü düşüktür. Bebeğin gereksinimine göre içeriği değişir.Bebeğin çene ve diş gelişimine destek olur. Anne ile çocuk arasındaki bağı kuvvetlendirir.Ani bebek ölümü sendromu veya ileri yaşlarda gelişebilecek diyabet, inflamatuar barsak hastalıkları, koroner kalp hastalıkları, obezite, ruhsal hastalıklar ve bazı kanser türleri açısından koruyucudur. Emziren annede doğum sonrası görülen kanamalar daha çabuk kesilir, rahmin toparlanıp eski halini alması kolaylaşır. Emziren kadınlarda meme kanseri, yumurtalık kanseri, kansızlık, annelik depresyonu, idrar yolu iltihabı, menopoz sonrası kemik erimesi daha az görülür. Prolaktin hormonunun etkisiyle annenin ovulasyonu geciktirildiğinden yeni hamileliği de geciktirir. Ekonomiktir. Her zaman taze, temiz, uygun ısıda ve kullanıma hazırdır."
CİHAN