Yeise düşmeden mücadele azmi için Üstad Hazretleri'nden tespitler

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Kasım 20 2017
''Üstad Hazretleri yeis duygusu ile hep mücadele etmiştir. 1911’de Şam’da Emevî Camiinde okuduğu hutbesinin başında da en büyük hastalığımızın ümitsizlik olduğunu ifade etmiştir… Bu duyguyu bizlere sinsice düşmanlarımızın aşılayıp çeşitli yollarla telkin ettiklerini de söylemiş; Yeis, kanser gibi bir hastalıktır. Her türlü ilerleme ve gelişmeye hep ümitsizlik sebeptir” demiştir. ''
Abdullah Aymaz / Samanyoluhaber.com
Hayat bir aksiyondur

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Güney Doğu için ama bütün ülkemiz hatta bütün İslam Dünyası için bir reçete hazırlamış… Cehâlet, fakirlik ve tefrika ile ilgili dertlerimize, çözümler sunmuş. Ama onu tatbik edecek devlet anlayışı olmadığından ciddî olarak ele alınamamış. İşte bu reçetenin son bölümünde “Tembellik zindanına düşmemizin sebebi nedir?” diye sorulan soruya verilen cevabın giriş kısmında şöyle diyor: “Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise bineğidir.”

M. Fethullah Gülen Hocaefendi de diyor ki: “Hayatımızın en önemli, en zarurî hâdisesi aksiyondur. O uğurda pek çok şey kaybetme pahasına da olsa, sürekli aksiyon, sürekli düşünce ile bir kısım sorumluluklar altına girerek, bir kısım problemleri göğüsleyerek âdeta kendi kendimizi mahkûm edip hep hareket etme mecburiyetindeyiz… evet, eğer kendimiz olarak hareket etmezsek, başkalarının  hamle ve aksiyon dalgalarının, düşünce ve plan girdaplarının tesirine girerek onların hareket fasıllarını temsil etme zorunda kalırız.

“Hep hareketsiz kalma, çevremizde olup biten şeylere müdahale etmeme, etrafımızdaki oluşumlara karışmama, suyun içine düşmüş bir buz parçası gibi, kendimize rağmen, kendi kendimizi erimeye salmak demektir. Özümüzün moleküllerini koruyamayacağımız böyle bir erime ise, kendimize ters ve özümüze de zıt her hangi bir tekevvün  ve oluşuma teslim olmak sayılır. Kendi olarak kalmayı plânlayanlar, bütün arzularıyla, istekleriyle, kalbleriyle, vicdanlarıyla, hareket  ve düşünceleriyle onu istemelidirler; zira var olmak için bütünüyle insan özünün gerilimde olması şarttır….  Evet, önce var olmak, sonra da varlığın devamı, insandan kol ister, kanat ister, kalb ister, kafa ister. Bizler yarınki varlığımız için şimdiden kalb ve  kafalarımızı fedâ etmezsek, başkaları, hem de bize hiçbir yararı olmadığı bir zemin ve zamanda gözümüzün içine baka baka onları bizden ist

Bu haberler de ilginizi çekebilir