Döviz kurunun yanı sıra, asgari ücrete gelecek zamlar, peş peşe gelen akaryakıt zamları ve nakliye fiyatlarındaki artışla İstanbul’da ekmek fiyatlarının da en az 8-10 liraya kadar çıkacağı konuşuluyor. Buğdayda kendine yeterliliği yüzde 80 olan Türkiye’de üretimin bu yıl 20 milyon tonda kalması bekleniyor.
"TMO RANDEVU VERMİYOR"
"OT BİLE İTHAL"
Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, “Kurun nerede duracağını bilmediğimiz için fiyatlara yansıması ne kadar olur şu anda öngöremiyoruz” dedi. Demirtaş şu değerlendirmeleri yaptı:
Soyayı, yağlı tohumu ithal ediyoruz. Onu ithal etmezsek karma yem yapamayacağız. Saman ve otu dışarıdan alıyoruz. Yılda 50 milyon ton ota ihtiyaç var bunun 25 milyon tonu ithal ediliyor. Mazot ithal. Pamuk ve ayçiçeğinin yarısı ithal. Yaş çaya yüzde 64 zam verilirken buğdayda açıklanan taban fiyat kabul edilemez.
TMO geçen yıl durmadan stok yaptı. Ne kadar ürün var bilmiyoruz. Bu yıl devlet 20.5 milyon ton buğday üretimi bekliyor. Ama zamansız yağışlar ve sellerden dolayı bu 20 milyon tona inebilir.
Bu maliyet artışlarıyla, elektrik, doğalgaz, asgari ücret fiyatı da eklenirse ekmek fiyatı gramaja göre en az 8-10 lira olur.
"FİYAT ARTIŞI YENİ BAŞLADI"
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Remzi Suiçmez de “Dövizdeki artış yeni başladı. Mazot gübre, ilaç, tohum, yem gibi girdilerin fiyatları artıyor. Bu durum tabii ki ürün fiyatlarını artıracak. Buğdayda açıklanan taban fiyat çok düşük, üretimi bırakan çiftçi sayısı artar. TMO deposunda şu anda ne kadar stok var, bu yıl ne kadar ürün alacak bilmiyoruz. Şu anda çiftçiler TMO’dan randevu alamıyor. Buğday taban fiyatı geçen yılki enflasyona göre açıklansaydı primle birlikte 11 liranın üzerinde olacaktı. Çiftçi bu yıl buğdayı fazla ekmişti. Ama eğer maliyetini karşılayamazsa gelecek yıllarda yeniden buğday ekiminden vazgeçebilir” diye konuştu.
"VERİMLİ ARAZİ TARIM DIŞI KULLANILMASIN"
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Toprak Bayramı için yaptığı açıklamada verimli tarım alanlarının amaç dışı kullanılmaması gerektiğini bildirdi. Türkiye nüfusu 1990-2022 döneminde yüzde 51 artarken, işlenen tarım alanlarının yüzde 14 azaldığına işaret eden Bayraktar “Kara yollarını ve şehirlerin gelişimini projelendirirken, verimli tarım arazileri yerine tarıma elverişli olmayan, daha verimsiz arazilerin kullanılmasına özen gösterilmelidir” dedi.