Erdoğan ve harcadığı insanlar koleksiyonu!

Turhan Bozkurt

Turhan Bozkurt

09 Kas 2020 15:33
  • Türkiye 20 saatten beri Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Instagram hesabında paylaştığı istifa kararına kilitlendi. 

    Herhangi bir devlette bir bakanın istifası iki satırlık resmi bir beyanla ifade edilirken, 2018 yılı haziran ayından beri başkanlık sistemi ile idare olunan Türkiye’de istifa-toto oynanıyor. 

    Devletin içine düşürüldüğü acziyet bir tarafa esasında Erdoğan ile birlikte Türkiye’yi tarihin en derin krizine sürükleyen iki isimden biri olan Albayrak’ın istifası gecikmiş bir karardı. 

    Amma velâkin gecikmeli istifa kararını bile kırıp dökmeden beceremeyecek kadar muhakemeden mahrum biri olduğunu gözler önüne serdi. 

    ERDOĞAN’A BİR GÜNAH KEÇİSİ LAZIMDI

    Dolar 8,57 TL’ye, euro 10,22 TL’ye kadar tırmanınca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aradığı günah keçisini Merkez Bankası’nda buldu. 

    22 Ekim’de faiz artışı için onay vermediği hâlde, piyasadaki fırtınadan endişelendi. Erken seçim hazırlıkları yaptığı bir dönemde dövizin soluksuz yükselmesi oylarındaki erimenin hızlanması manasına geliyor. 

    Bu yüzden evvela kendisinin has bürokratlarından Merkez Bankası Başkanı (TCMB) Murat Uysal’ı feda etti. 7 Temmuz 2019’da TCMB Kanunu’na (4 Ocak 1970 tarih ve 1211 sayılı) aykırı şekilde gece yarısı kararnamesi ile koltuğa oturttuğu Uysal’ı azletti. 

    TCMB’nin anahtarlarını 16 ay sonra Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal’a teslim etti. 

    Merkez Bankası’nda kendisine rağmen böyle bir hamleyi içine sindiremeyen Albayrak da kasırga kopmadan gemiyi terk etmeye karar verdi. 

    Sarayın koridorlarında yaka paça kavga ettiği Ağbal’ın TCMB’ye başkan tayin edilmesi ile sabrının son kertesine geldi.   

    SARAY ENTRİKALARININ BEDELİNİ HALK ÖDEYECEK

    Saray entrikalarının ortasında Erdoğan’ın damadını ve has adamını bozuk para gibi harcadığını görenler hipnotize edilmiş gibi Türkiye’de yeni bir dönemin başladığını iddia ediyor. 

    Aklı başında hiç kimse Albayrak ve ekibinin tam bir fiyasko olduğunda tereddüt etmez. 4,60 TL’den devraldığı doları 8,57 TL’ye kadar yükseltti. Gelin görün ki söz konusu fiyaskonun baş mimarı kim? 

    “Murat Çetinkaya’yı faizi indirmediği için aldık. Bakın şimdi iniyor. Daha da inecek.” diyerek faiz indikçe enflasyonun düşeceğini iddia eden Erdoğan değil miydi? 

    Tek adam rejiminde bakanların ya da bürokratların formalite imza atmaktan başka bir hükmü kaldı mı? 

    Bütün kararlar Erdoğan’ın onayı ile alınmadı mı? 100 bin liralık ihalenin bile kendisine sorulduğu bir rejimde Albayrak ve Uysal gidince bütün dertler bitecek, öyle mi? 

    Ekonominin dümenine son başbakan Binali Yıldırım ya da eski Ticaret Bakanı Nurettin Canikli’nin geçmesinin herhangi bir hükmü olabilir mi? 

    FİGÜRANLAR DEĞİŞİNCE NE DEĞİŞECEK

    Türkiye’de hiçbir şey değişmeyecek. 

    Otoriterliğin zirvesinde kendi ikbalini sağlama almaktan başka bir önceliği olmayan Erdoğan’ın demokrasi ve hukuk açığını kapatma gibi bir derdi yok. 

    Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) 46’ncı başkan olarak Demokrat Joe Biden seçildiği günden beri Erdoğan’ın Donald Trump’ın gemisinden inip Biden’a selam çakmaya dönük hamleler yaptığı iddiası doğru olsa bile bu tek taraflı ve ümitsiz bir gayretten öteye geçemeyecek. 

    Amerikalıların sandıkta otoriterliğe verdiği cevabın mesuliyetini omuzlayan Biden’ın yapacağı en son iş Erdoğan gibi otoriter liderlere meşruiyet kazandırmak olacaktır. 

    Rus hava savunma sistemi S-400, kara para aklamaktan yargılanan Halkbank gibi başlıklarda artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. 

    KASADA NE DÖVİZ KALDI NE DE TL

    Türk Lirası’nın riski hiç olmadığı kadar yükseldi. Merkez Bankası’nın döviz rezervleri -52 milyar dolar. Cari açık şimdilik 24 milyar dolar ki sene sonunda 30 milyar doları bulacak. 

    Kamunun dış borcu 140 milyar dolar. Kasım ve aralıkta 15 milyar dolar ödeyecek olan özel sektörün bir yıllık vadede temin etmesi icap eden tutar en az 55 milyar dolar. 

    Bütçe açığı 2020’de 240 milyar TL, 2021’de en iyimser tahminle 350 milyar TL. 

    Yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgınında yedek akçesi (kefen parası) kalmamış Türkiye için ufukta umut ışığı görünmüyor. 

    Başkanlık elbisesi Türkiye’ye dar geldi. Sökük dikmek veya yama yapmak çare değil. Türkiye ya elbiseyi değiştirecek ya da “Kral çıplak!” diyenlere kulak tıkayan Erdoğan’ın elinde günde güne fakirleşecek. 

    5-6 senedir susmuş muhalefet, dizginleri bağlanmış medya sayesinde ikinci şık harfiyen uygulanıyor. 

    Erdoğan, Sarayı tahkim ederken bir mani ile karşılaştığında en yakınındakilerin sırtına basıp sıçrıyor. 

    ERDOĞAN’IN HARCADIĞI İNSANLAR KOLEKSİYONU

    Şu ana dek bozuk para gibi harcadığı insan koleksiyonuna en son kızı Esra’nın eşi, iki torununun babası Berat Albayrak’ı ilave etti. 

    Binali Yıldırım, Nurettin Canikli ve Naci Ağbal ile gidenler arasında zerre kadar fark yok. Erdoğan ne kadar müsaade ederse o kadar ileri gidebilecekler. 

    TCMB’nin yeni başkanı Naci Ağbal faizi yüzde 20’nin üzerine çıkarmadıkça döviz kurlarının istikrara kavuşması tek kelimeyle hayal. Bugün döviz kamu bankalarına ucuza döviz sattırıldığı için yüzde 5’e yakın düştü. 

    Ancak ekonomik göstergeleri çökmüş bir ekonomide bu düşüşün sevinilecek bir tarafı yok. Bilakis TL’den çıkmak için fırsat kollayan yabancı yatırımcıya altın tepside sunulmuş bir hediye oldu. 

    NACİ AĞBAL BÜTÇE AÇIĞI REKORTMENİYDİ

    Ağbal, Merkez Bankası bağımsızlığını müdafaa edecek ve bu yönde kararlara imza atacak en son kişilerden biridir. Maliye Bakanı olduğu dönemde bütçe açıkları 50 milyar TL ile o ana kadarki en yüksek seviyeye çıkmıştı. 

    Albayrak’ın başarılı olacağını söyleyen Güler Sabancı gibi iş insanları bugün nasıl bir mahcubiyet içindeyse Ağbal’a hak ettiğinden fazla kıymet atfedenler de üç vakte kadar benzer şekilde mahcup olacak.   

    19 Kasım’a kadar dolar 9 TL’ye doğru meyletmedikçe Ağbal’ın radikal faiz artışına yanaşmayacağını hep birlikte müşahede edeceğiz.

    Doların 6 TL ve 7 TL eşiklerinde tevessül ettikleri bayat numara ile ekonominin kusurlarını örtbas edeceklerini, TL’yi kurtarcaklarını zanneden bir ekonomi yönetiminin mevcudiyeti başlı başına risk faktörüdür. 

    Tekrar ediyorum: Sistem çöktü, Erdoğan kendi rejiminin duvarlarını örerken Sarayın duvarlarının dışında kalanların bahtına açlık, sefalet ve esaret düştü. 

    İki gün Albayrak konuşulur, bir inat uğruna sobada yakılan 120 milyar dolar ve hesap makinesine sığmayacak kadar kabarık maliyet unutulur gider. 

    İşlediği suçları örtbas etmek için derin yapılarla ittifak kuran Erdoğan’ın Türkiyesinde “Albayrak gidecek, dertler bitecek” safhası çok gerilerde kaldı. 

    09 Kas 2020 15:33
    YAZARIN SON YAZILARI
    YAZARLAR