İstanbul’un ortasında Koronavirüs mezarlığından mahalle muhtarı bile kepçeleri görünce haberdar oluyorsa salgına dair vak’a sayısı ve can kaybının tam olarak ne olduğunu kimse bilmiyor.
Sosyal medyada “Dedemi bugün kireçlenmiş mezara iple defnettiler. Aileden kimseyi yaklaştırmadılar. Cenaze namazı da kıldırmadılar.” şeklinde onlarca mesaj var.
Mesajların farklı şehir ve ilçelerden paylaşılması ölü sayısının Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ilan ettiği gibi 25 Mart itibarıyla 50’nin çok fevkinde olduğunu gösteriyor.
“KORONA” DİYENİN KAPISINDA POLİS!
Salgın yüzünden karantinaya alınan köyler ve mahalleler var. Korona haberi yapan, sosyal medyada bu haberleri paylaşanların kapısına polis damlıyor.
65 yaş ve üzerindeki insanlara karşı adeta terör estiriliyor. Sosyal medya malzemesi olarak kullanılıyor yaşlıların çaresiz ve perişan hâlleri.
En son vak’a Manisa Otogarı’ndan… Polis memuru yaşlı bir adama eşinin yanında galiz küfürlerle bağırıp çağırıyor.
Esnaf, çiftçi, işadamları, şirketler zaten sahipsiz. Ücretsiz izne gönderilenlere dönük herhangi bir destek verilmeyecek.
2 milyar TL’nin 2 milyon kişiye 1.000’er TL şeklinde dağıtılacağı belirtilmişti. Valilikler yardım için Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) tarafından hazırlanan listeleri esas alıyor.
HALK CAN DERDİNDE, SARAY AHALİSİNİN KEYFİ YERİNDE
Sahipsizlik, kaos ve korku ikliminde can derdine düşmüşken Saray ahalisinin keyfi yerinde. AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan Saray’dan dışarı çıkmıyor.
Bütün bakanlarla video-konferansla görüşüyor.
Saray, Erdoğan’ın, “Yerim dar diyorsun. Seni heyecanlı görüyorum. Sen denedin mi bu bor dezenfektanını? Bize de yollayın ondan.” dediği anların görüntülerini paylaşıyor.
Görüntülerde bakanların “Zat-ı devletlileri ile ilk defa video-konferans yapıyoruz. Siz nasıl buyurursanız öyle yapalım.” minvalindeki sözleri bakanlık unvanının hükümsüz olduğunu tescil edecek kadar ibretlik.
BÖYLESİNE AĞIR BİR KRİZİN ORTASINDA KANAL İSTANBUL'A 8 MİLYAR TL
Türkiye tarihin en büyük krizinden böyle bir kadro ile çıkmaya çalışıyor. Erdoğan’ın önceliklerinin Koronavirüs salgınına rağmen değişmeyeceğini daha önce ifade etmiştim.
Koronavirüs krizinde maddi destek bekleyen vatandaşa gelince “Bedava kolonya ile idare edin.” diyen Erdoğan bugün Kanal İstanbul için ilk etap ihalesi düzenledi. 2020 bütçesinden 8 milyar TL tahsis edildi Kanal İstanbul’a.
Millet yarına dair ümit kırıntısı peşindeyken kıt kaynaklar Karadeniz ile Marmara Denizi arasında İstanbul Boğazı’na paralel 45 kilometrelik bir kanal açılması için harcanıyor. Erdoğan’ın kaynak nerede?” diyenlere cevabı hazır.
4 TEMMUZ 2019: Erdoğan, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'i ziyaret etti.
ERDOĞAN, ÇİN’DEN 5 MİLYAR DOLAR BULDU
İhale ile hemen hemen aynı saatlerde Ankara’da bir başka imza merasimi vardı. Çin İhracat ve Kredi Sigortası Kurumu (Sinosure), Türkiye Varlık Fonu (TVF) 5 milyar dolar tutarında kaynak temin edecek.
Çin parayı iş olsun diye vermiyor. Enerji, petrokimya ve madencilik sektörlerinde Çinli yatırımcı, müteahhit ve bankaların olması şartı ile bu para Türkiye’ye aktarılacak.
Türkiye Varlık Fonu CEO’su Zafer Sönmez’in şu cümlelerinin altını çizdim: “Covid-19 salgınının sebep olduğu belirsizlik ortamında imzalamamız da iki ülke arasındaki ilişkinin ne kadar güçlü olduğunun bir ispatı.”
İmzalanan mutabakat ile krizde batan şirketlerin Çinli firmalar tarafında satın alınmasının önü açıldı. Nükleer santralden demiryollarına kadar milyarlarca dolarlık stratejik projede artık Çinli firmalar başrolü üstlenecek.
ÇİN, TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNDE H KİMİYETİNİ ARTIRACAK
Çin hükümetine ait bankalar, İstanbul Boğazı’nın üzerinde inşâ edilen Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün yüzde 51’ini devralmıştı.
Çin verdiği borçların imtiyazını sonuna kadar kullanacak ve orta vadede Türkiye ekonomisinde hiç tahmin edilmediği kadar söz sahibi olacak.
Koronavirüs salgınının ortasında Kanal İstanbul ihalesi düzenleyen ve Çin’den 5 milyar dolar alan Erdoğan, Türkiye’nin rotası hakkında hayli fikir veriyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) ile kredi anlaşması yapmaktansa Çin ve Katar kasalarını kullanıyor.
Otoriter bir rejim için en az sindirdiği demokrasi sorularına ve ev ödevlerine muhatap olmaktansa dümeni Şangay'a kırmak daha caziptir.
----------------------
İletişim için: