Suudi Arabistan ve müttefiklerinin 4 Haziran’dan bu yana Katar’a uyguladıkları tecritten Katar’dan daha ziyade Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan’ın müteessir olması bütün dünyanın dikkatini celbedecek kadar manidar.
Nerede bir mikrofon, teyp veya kamera bulsa kardeşlik bahsinden dem vuruyor. “Bu hallere düşecek miydik!” nevinden sitemkâr cümleler kuruyor. Buna mukabil Katar Emiri Şeyh Temim bile maruz kaldıkları ablukaya dair bir kere konuştu.
Erdoğan, ablukanın ‘kardeşlik’ türküleri ile kalkmayacağını idrak edince son bir ümitle Suudi Arabistan’a gitti. Yeni Kral Selman’dan ablukayı kaldırmasını rica etti. Talepleri geçiştirildi. Arabulucu Kuveyt’e, oradan da yedek kasası Katar’a uğradı. Şeyh Temim’e ‘ümitsiz vak’a’yı rapor edip Türkiye’ye avdet etti.
ERDOĞAN’DAN AYNI NAKARAT
Erdoğan Körfez’den eli boş döndü. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Enver Muhammed Gargaş’ın Erdoğan’ın ardından yaptığı açıklama aynen şöyle: “Türkiye Cumhurbaşkanı'nın ziyareti, yeni bir şey sunmadı. Bu krizde tarafsız kalmak Ankara için en iyi seçenek olacaktır. Zira hiçbir ziyaret, Katar'ın kendi tutumunda yapacağı etkiyi oluşturamaz.”
Bu da demek oluyor ki Erdoğan’ın telaşlı hali muhataplarına geri adım attırmak bir tarafa tecritin haklılığını teyit ettirdi. Zira Erdoğan ve ailesi hakkında Malta, Panama ve Wikileaks belgelerinde ortaya saçılan esrarengiz servetin kaynağı kadar nerelerde kullanıldığını Körfez’deki otoriter liderler de merak ediyor.
Katar Emiri’nin iki ayda bir Türkiye’ye gidip gelmesi, Temim’in Erdoğan tarafından uçağın merdivenlerinde karşılanması, Karadeniz yaylalarından seç beğen al yapması, Erdoğan’ın da aynı periyotla başşehir Doha’ya uçması devlet rutiniyle izah edilemeyecek kadar fazla samimiyet ihtiva ediyor.
KATAR KATAR PARALARIN SIRRI NE?
Ne vakit Türkiye’de bir banka, şirket, hastane ya da havalimanı satın alınsa Katar’dan ismi meçhul bir fonun devreye girmesi de ilave edildiğinde ziyaretlerin tedai ettirdiği istifhamlar çoğalıyor. Finansbank, Digitürk, BMC, Boyner, Çaykur ila-âhir…
Batıda o kadar fon dururken Katar’dan geliyor paralar…
Erdoğan’ın Türkiye’de ekonomi üzerindeki hâkimiyetini artırmak için Katar’dan aldığı desteğin sıradan ‘yatırım’ zaviyesine sığmayacak kadar sırıttığını cümle âlem biliyor.
17/25 Aralık 2013’te ortalığa saçılan milyon dolarlık rüşvet vesikaları ile Katar’dan gelen paralar arasındaki illiyet hukuk, medya ve halk bu kış uykusundan uyandığında anlaşılacak. O güne dek Erdoğan’ın illüzyonu ile ayakta uyumaya devam…
UÇAĞA YÜKLEME YAPILAMADI
Erdoğan en önemli oksijen kaynağını kaybetmemek için Körfez’e gitmişti. Bu sefer diplomasinin el verdiği ölçüler içinde kendisine mesafe konuldu. Nazikçe ‘aradan çekil’ denildi. Tunus’un devrik lideri Zeynel Abidin’in uçağının kargo bölümü bu sefer boştu. Erdoğan adına THY’nin 75 milyon dolara satın aldığı o uçağa Doha’dan yükleme yapılmadı, yapılamadı. Abluka devam ediyor.
Para lazımken bulamamaktan beteri yoktur.
İçeride yeni gündemler lazım olacak şimdi Erdoğan’a. Yine Hizmet Hareketi’ne iftiralar atarak, Kudüs’ün sözde müdafiîliğine kalkarak reisçi yanını öne çıkaracak.
Yine bankalara yüklenecek… Faiz lobisine oluk oluk para ödeyen başkasıymış gibi ‘yüksek faize karşıyım’ diyecek.
TMSF’YE O ŞİRKETLERİ SATTIRACAK
TMSF’ye emaneten devredilen Boydak, Koza, Kaynak, Alfemo ve Naksan gibi holdinglerin ne yapıp edip satılmasını ve başkanlık için lazım gelen desteği verecek ak babaların bu şirketlerin kasasındaki paralarla doyurulmasını isteyecek.
Mevzuatmış, mülkiyet hakkı imiş! Erdoğan’ın çok umurunda sanki bunlar!
Unutmayın ‘süratle hepsini satın’ talimatını yerine getirmekte mütereddit davranan Nurettin Canikli başbakan yardımcılığından, Şakir Ercan Gül de TMSF Başkanlığı’ndan oldu. Yerlerine gelen isimlerin ne yapacağı sır değil.
Mesnevi’de geçen ‘Aslan, Kurt ve Tilki’ hikâyesinin sonunda Tilki’nin avladıkları bütün hayvanları aslanın öğünleri olarak ayırdığı gibi yeni gelen isimler de Erdoğan’ın bir dediğini iki etmeyecektir. “Niçin böyle yapıyorsunuz? Bu suç değil mi?” denildiğinde, “Kurdun başına gelenlerden sonra başka çaremiz kalmadı.” diyeceklerdir.
ALMANYA’YA KARŞI NE KADAR NAZİK!
Son bir not: Erdoğan’ın Almanya’nın müeyyide adımlarına mukabil alttan almasının sebebi de Katar kapısının kapanmasıdır…
“Para lazım para…” nakaratını tekrar edip duruyor.
Artık AB’de İngilizler hariç kimsenin sabrı kalmadı.
680 Alman şirketini ‘terörle iltisaklı veya irtibatlı’ diye fişleyip listeyi Interpol’e vermeden düşünecekti onu.
Tarık Ziya