Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, hakikaten gittiği yere ışık saçıyor. Hangi bakanlık koltuğuna oturursa oraya münasip bir 'yerli' imalat buluveriyor. Daha evvel Sanayi Bakanı iken 'yerli araba'nın tamamlandığını söylemişti.
Ben de o tarihlerde samanyoluhaber.com okurları için
'Ayyıldız taksi gelecek, az daha sabır' başlıklı makaleyi kaleme almıştım. Işık'ın sözlerinin afakiliğini ortaya koyduğum 19 Aralık 2016 tarihli o makaleyi 'az daha sabır' tavsiyesi ile hitama erdirmiştim. Gelin görün ki az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik, yerli taksi yine de gelmedi. Gözlerimiz yollarda kaldı.
BABAYİĞİT BULUNAMADI
Babayiğit sanayicinin kim olduğunu da nafile öğrenemedik. Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan'a 'aşık olduğunu' ifade eden Ethem Sancak'ın bir ara ismi geçmişti, arkası gelmedi. Daha TMSF'ye parasını ödemeden yarısını Katar'a sattığı BMC'yi 'Ayyıldız' marka otomobil imalatına niye hazır hale getirmediği bilinmiyor.
Oysa İbrahim Tatlıses'in seneler sonra bu sefer kamyon yerine otomobilin direksiyonuna geçip 'Bence BMC' demesi satışları patlatabilirdi. Sancak, 98 model Magirüs'ün arka camına Almanya Başkanı Merkel'e hitaben, 'Reis'i üzeni biz de üzeriz' diye yazan minibüs şoförü kadar cesaret gösteremedi!
Şoför diye niye tahfif ediyorsunuz. O şoför, sürdüğü minibüsün isminin Alman mühendis Conrad Dietrich Magirus'tan geldiğini nereden bilsin! 1864'te yangına karşı geliştirdiği araçları imal eden Magirus, 1910'dan itibaren kamyon ve otobüsleriyle dünya çapında tanınıyorsa bu malumatın Türkiye'deki minibüsçü esnafına ne faydası var! Altı üstü bir çıkartma yapıştırmak için endüstri tarihi mi okusunlar?
ETHEM SANCAK'IN VARDIR BİR BİLDİĞİ
Sancak ve onun gibi Saray'dan akredite işadamlarının iki yüzlülüğünü unutup Magirusçu'nun üzerine çullanmak hiç adilâne değil. Sancak, iş âleminde 'tekeden süt sağacak' kadar elinin sıkı olması ile tanınır. Ayyıldız taksiye rağbet etmediğine göre vardır bir bildiği deyip bu faslı geçelim...
Fikri Işık'a gelince... Onun için mesele yok tabiî. Türkiye balık hafızalı insanları ile malul... Üç gün konuşulur, sonra unutulur her mevzu. Zaten en az 10 senedir konuşulan 'yerli ve millî' arabanın Cem Yılmaz'ın tabiriyle niye asfaltı ağlatmadığını kimse sorgulamıyor ki! Bol kepçeden atanın yanına kâr kalıyor...
YERLİ OTOYU BIRAK, YERLİ UÇAĞA BAK
Fikri Işık, hal-i hazırda Millî Savunma Bakanlığı'na riyaset ediyor. En son icadı 'yerli uçak' oldu. Bakanlık değişince sözler de değişti. Işık, Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın kasasındaki 3,1 milyar Türk Lirası'nı Varlık Fonu'na, nam-ı diğer paralel Hazine'ye kaptırsa da yerli uçak bahsinde iddialı konuşuyor. 2010'dan beri her seçim arifesinden afişleri ilan tabelalarını, kaçak binaların caddeye bakan cephesini süsleyen 'yerli uçak'tan bahsediyor. Sanayi Bakanlığı'nda 'yerli oto', Savunma Bakanlığı'nda 'yerli uçak'.
IŞIK, YENİ KABİNEDE TARIM BAKANI OLURSA...
Erdoğan'ın 21 Mayıs'ta AKP'nin genel başkanlığına geçeceği, akabinde kabinede değişiklik yapılacağı konuşuluyor. Işık'ın Tarım ve Hayvancılık Bakanı olarak yeni kabinede vazife alması için bütün besicileri, sokak sütçülerini, kasaplar odasını ve mezbahane sahiplerini seferber olmaya davet ediyorum. Hasseten kampanya başlatsalar yeridir.
Hollanda'nın Kadın ve Aile Bakanımızı sınır dışı ettiğinde yaşadığımız o utancı bir daha yaşamak istemiyorsak Fikri Bey'in ışık hızındaki 'yerliliğinden' müstefit olmalıyız. Işık, Tarım Bakanı olur olmaz 'yerli inek' projesini ikmal edecektir. Böylece Holstein ineklerinin tamamını sınır dışı edebiliriz. Hollanda'ya gecikmeli de olsa haddini bildirmek morallerin bozuk olduğu memlekete nefes aldıracaktır.
Tamam, 'yerli araba' ve 'yerli uçak' bir türlü imal edilemedi. "Çalışmalar sürüyor." cümlesi artık bayatladı. Çıkmayan candan ümit kesilmezmiş...
Muhterem Bakan, 'yerli inek' hayalini hakikate dönüştürdüğünde bütün dünyayı kıskandıracak bir başarıya imza atarak bütün bu gecikmeyi fazlası ile telafi etmiş olacaktır.