ABD Doları 3,88 TL, Euro 4,51 TL olunca ne diyeceklerini şaşırdılar. Akla ziyan teklifler havada uçuşuyor.
Vatandaşın döviz kredisi ile borçlanması yasaklanacakmış.
Küçük esnafa, KOBİ’lere, hatta döviz geliri olmayan bütün şirketlere döviz kredisi verilmeyecekmiş.
Hangi tarafından bakılsa devenin cevabını hatırlatıyor. Abesle iştigal etmekte ve dahi ‘cambaza bak’ demekte kimse ellerine su dökemez.
Dolar, vatandaş döviz kredisi çektiği için mi yükseldi?
İmalattan, ziraatten kopmuş, samanı ve kemiksiz et için Bulgaristan ve Sırbistan’ın kapısını çalan bir memlekette dövizin niye yükseldiği ayan beyan ortada.
ERDOĞAN ‘DOLAR ALAN YANAR’ DEMİŞTİ
‘Yasak hemşehrim! repliği Yeşilçam filmlerinden kalan hoş bir hatıra değil. En yeni, en yerli ve en millî Türkiye’de hangi meselede çare aranıyorsa Ankara’dakilerin aklına evvela yasaklamak geliyor.
Hal-i hazırda OHAL sopası ile medyayı, sermayeyi, adliyeyi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kendisine bağlayan Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan’a kalsa dolar alan yanacaktı. O sözden bu yana 1 ABD Doları, 2,50 TL’de kalmadı, 1,40 TL daha kıymetli hale geldi. Velhasıl dolar alan değil, almayan yandı.
Mafya davasında hapsi istenen Tanju Çolak’ın, bedava çorbacıların, çiğ köftecilerin ve döviz kullanmayan Aksaraylı besicilerin sesi soluğu çıkmadığına göre herkesin sütten ağzı yanmış. Kimse döviz bozdurmaya yanaşmıyor.
YİNE, YENİDEN 1990’LARA HOŞ GELDİNİZ
Döviz yasağını konuşuncaya kadar esas mevzulara ağırlık verebilseler keşke!
Bütçe açığı 44 milyar TL olacaktı, sene sonunda en az 62 milyar lirada kalırsa ne âlâ!
Enflasyon yüzde 5’e inecekti. Ekim sonu itibarıyla Tüketici Fiyatları (TÜFE) artışı yüzde 11,9. TÜİK,
Ocak’ta hokkabazlık yapmazsa TÜFE 2003’ten bu yana ilk defa seneyi de çift hanede kapatacak.
Hukuk ve demokraside Türkiye’yi geriye götüren Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) kendisini iktidara getiren dinamiklere doğru iktisadî sahada da son sürat ilerliyor.
1990’ların hastalıkları nüksetti. Enflasyon, faiz ve kur aynı anda yükseliyor. Bütçe kevgire döndü, devlette liyakat geçer akçe sayılmıyor.
İltimas, rüşvet, yolsuzluk ve irtikap dişlilerinin arasında ezilmeden işini yaptırabilenler kendini talihli addediyor.
ENFLASYON KASIM’DA ZİRVE YAPACAK
İmalat sanayiinde fiyat artışı yüzde 17,2. TÜFE ile aradaki yüzde 5’lik farkı cebinden mi ödeyecek sanayici? Kalan zamlar bir gece ansızın gelecek. Enflasyon canavarı Kasım ve Aralık’ta yeni zirveler tırmanacak.
Olan garibana olacak. Zengin paradan para kazanmaya devam edecek.
Döviz kredisi yasağını telaffuz eden Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de gayet iyi biliyor ki vatandaş eve ekmek götürecek para bulamıyor.
Ne kredisinden ne dövizinden bahsediyorsunuz!
Döviz borcunda aslan payı bankalara, şirketlere ve Hazine’ye ait. Borç artarken döviz gelirleri azaldı. İhracat ve turizm kalemlerinden elde edilen döviz gelirleri niye geriliyor? Türkiye beş altı sene evvel ulaştığı gelirleri bugün niye mumla arıyor? Türkiye harbe mi girdi? Tabiî afet mi oldu? İkisinin de cevabı: Hayır.
DOLAR BİR AYDA YÜZDE 15 ARTARSA
Türkiye kifayetsiz muhterislerin elinde bütün sermayesini kaybediyor.
Dolar bir ayda yüzde 15’e yakın artıyorsa olup biten düpedüz devalüasyondur. Hangi firma böylesine ani sarsıntıya mukavemet edebilir.
Sadece kur artışı ile mahduk kalmıyor ki! Döviz fiyatı artınca dolmuşa, metrobüse, ete, süte, benzine, LPG’ye zam yağıyor. Hatta devlet vatandaştan daha fazla meraklı zam yapmaya.
Motorlu Taşıtlar Vergisi’nden pasaport harcına, Damga Vergisi’nden trafik cezalarına ne varsa yüzde 15 zamlanıyor.
İşler yolundaysa, ekonomi çift hane büyüyorsa, doların artışı Amerikalıların derdiyse bu zamları ne ile izah edeceğiz?
AKP TOPU TAÇA ATAMAZ
Ekonomiyi bu kadar derinden sarsan sebepleri uzakta aramanın mânâsı yok. Krizin fâili bizzat Ankara’da. İstikrar nakaratı ile iktidar koltuğunda yine AKP oturuyor.
O halde topu taça atmakla ekonomideki iflası unutturamazlar.
Malayani beyanlarla milletin vaktini boşa harcamasınlar. İçlerinde zerre kadar ‘hizmet’ mefkuresi kaldıysa şu krizden çıkışı mümkün kılacak tedbir paketleri hazırlansın. Sırbistan’dan ithal kıymayı A 101 ve BİM’de 29 liradan satarak enflasyon düşmez. Bu teşebbüs birkaç ailenin cebini doldurmaktan başka işe yaramayacak.
Seçimde çiftçiler, besiciler, kasaplar ve diğer marketlere, “Bize mi sordunuz!” derler artık. Araya başka mevzular girince handiyse başlıktaki suâli unutacaktım.
Muhterem Şimşek,
Döviz bürolarını da kapatacak mısınız? Doları tamamen yasaklamayı da düşünüyor musunuz?
TARIK ZİYA