Almanya’nın demokrasi ve insan haklarından yana tavır alması Türkiye’yi Kanun Hükmünde Kararname (KHK) Cumhuriyeti’ne dönüştürenlerin keyfini kaçırdı.
Başbakan Angela Merkel ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) başbakan adayı Martin Schulz’un bu mevzuda birbirini destekleyen çıkışlarının özünde Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve ifade hürriyetine süratle geri dönülmesi talepleri var.
İç işlerine karışmadan Avrupa Birliği’ni (AB) ayakta tutan temel hak ve hürriyetlere vurgu yapıyor iki lider. Yeşiller’den Cem Özdemir de Merkel ve Schulz’a destek veriyor.
ALMANYA’DA ‘DİKTATÖR’ DENİNCE…
Siyasetçiler neticede halkın iradesini dikkate alır. Maşeri vicdandan yükselen sesler karşısında serin kanlı Merkel dahi suskunluğunu bozmak ihtiyacı hissetti. 24 Eylül’de yapılacak Federal Seçimler’e kadar seçmenler, Erdoğan’ın baskıcı rejimi hakkında hangi liderin ne düşündüğünü bilmek istiyor.
Esasında hangi partiyi desteklerse desteklesin Alman seçmenlerin ekseriyeti, AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan için hiç de müspet kanaate sahip değil. Gazete ve televizyonlarda Erdoğan’ın ‘modern bir diktatör’ haline geldiğine dair haberlerin sayısı giderek artıyor.
Gazetecilerin kurduğu sendika ve federasyonlar çeşitli mecralarda tertip ettikleri programlarda Deniz Yücel başta olmak üzere hapse atılan 200’e yakın gazetecinin bir an evvel serbest bırakılmasını yüksek sesle dile getiriyor.
55 ALMAN VATANDAŞI TÜRKİYE’DE MAHPUS
Hadd-i zatında Almanya vatandaşlarına durup dururken seyahat ikazı yapmadı. OHAL’i kendisine muhalif her faniye karşı sopa gibi kullanan Erdoğan’ın hışmına Alman vatandaşları da uğradı. Türkiye’de 55 Alman vatandaşı hapse atıldı.
Hepsi siyasî saiklerle hürriyetlerinden mahrum bırakıldı. Bu insanların Almanya’ya iltica edenlerin iade edilmesi için Türkiye’de rehin olarak tutulduğu artık sır değil. Büyükelçilik yetkililerinin olup bitenler hakkında malumat taleplerine cevap bile verilmiyor. Binbir meşakkatle avukat tutulabiliyor.
REZA ZARRAB’I İSTEMEYİ BİLİYORSUNUZ
Kara para aklamak ve İran ambargosunu delmekle itham edilen Reza Zarrab’ı geri alabilmek için ABD’de çalmadık kapı bırakmayanlar Almanya’nın devlet refleksinden niye rahatsız oluyor ki!
Erdoğan’ın ‘hayırsever’ Rezası’nın canı can da Almanya vatandaşlarının ki patlıcan mı? Zarrab davasına bakan mahkeme, aynı suçlardan 55 sene hapis talebi ile yargılanan eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve eski Halkbank Genel Müdürü hakkında yakalama ve mallarının müsadere edilmesi kararı aldı. Erdoğan nereye kızıyorsa o ülke hakkında seyahat ikazında bulunan Dışişleri Bakanlığı, Amerika için de seyahat ikazı yapabilecek mi?
DELİLLERİ İLE İKNA EDİN
Madem yaptıkları işten eminler. Amerika’nın Zarrab davasında yaptığı gibi delilleri ortaya koysunlar, her işlemin hukukî olduğuna Alman muhataplarını ikna etsinler mesele kapansın. Hatta varsa hapse atılan isimlerle irtibatlı eski bakanlar onlar hakkında da yakalama kararı çıkarsınlar.
Amma velakin 680 Alman şirketi Interpol’e ‘terörle iltisaklı’ diye bildirip Alman hükûmetinin infiali karşısında alelacele geri çektikleri gibi bu yakalama kararlarını geri çekmeyecekler. Haklı olduklarına göre Almanya’nın tavrını Birleşmiş Milletler’e kadar şikâyet etsinler. Dik dursunlar. Öyle eğilip bükülmesinler…
Hem bunları yapmayacaksınız hem de Türkiye’yi daha komik hallere düşürecek seyahat ikazında bulunacaksınız.
MERKEL’DEN ERDOĞAN’A CEVAP: BİZ GAZETECİLERİ TUTUKLAMIYORUZ
Ne dedi Merkel bu komik teşebbüs için? Çok mu korktu. Geri adım mı attı?
Bilakis kinayeli sözlerle Türkiye’nin hal-i pür melalini, ne kadar demokrasi fakiri olduğunu ortaya koydu: “Şunu açık bir biçimde ifade etmek istiyorum. Her Türk vatandaşı ülkemize seyahat edebilir. Bizim ülkemizde hiç bir gazeteci tutuklanmıyor, hiç bir gazeteci gözaltına alınmıyor. Ülkemizde fikir hürriyeti ve hukuk devleti ilkeleri geçerli. Biz de bundan gurur duyuyoruz.”
Misilleme demişken…
O bildiriye kalsa Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Almanya’da ırkçı saldırılara maruz kalabilirmiş. Başka riskler de varmış. Vesaire vesaire…
Ne yapacak şimdi 3,5 milyon gurbetçi. Senelerdir huzur içinde çalıştıkları, hayatların idame ettirdikleri Almanya’yı terk mi edecekler? Bavullarını toplayıp ilk tayyare ile memlekete mi dönecekler?
PABUÇ PAHALI TABİÎ
Herkes gayet iyi biliyor ki Hariciye’de o satırlar Saray’ı memnun etmek için yayınlandı.
Sahih ve samimi hareket etmiyorlar. Zira pabuç pahalı.
Almanya’nın sadece Almanya olmadığını, Avrupa Birliği nezdindeki nüfuzunun farkındalar.
Türkiye’nin Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 113 devlet arasında 99. sıraya kadar düşmesinden hicap duyacaklarına, “Bu halde Avrupa Birliği’ne giremezsiniz.” diyenlere hakaret yağdırıyorlar.
Türkiye, Erdoğan’ın elinde AB’den hızla uzaklaşırken Almanya’nın nasıl hareket etmesini bekliyordunuz ki!
Demokratik reformları ile dikkatleri üzerinde toplayan Türkiye’yi dünyanın en büyük gazeteci hapishanesine dönüştüren Erdoğan’a bir de teşekkür beratı mı vermeliydiler?