Türkiye’de Hizmet Hareketi’ne yönelik kitlesel imha operasyonları ile 17 bin kadın ve 668 çocuğun cezaevlerine konması Fransa’nın başkenti Paris’te protesto edildi.
Republique Meydanı’nda bir araya gelen insan hakları savunucuları başta kadın ve çocuklar olmak üzere, siyasetin elinde oyuncak olmuş yargının tutukladığı tüm masumlara özgürlük istediler.
Oyuncak bebeklerle çevrilmiş geniş bir alana biberonlarla oluşturulan 668 sayısı Fransız halkının ve medya mensuplarının oldukça dikkatini çekti. Gönüllüler hem Fransız medyasına hem de eylemin nedenini merak eden Fransız halkına, Türkiye’de yaşanan hak ihlallerini anlatıp, görsel mağduriyet örneklerinin bulunduğu broşürler dağıttılar.
10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası’nın ilk günü Paris'in birbirinden meşhur meydanları çok renkli protesto gösterilerine şahit oldu.
Dünyanın her kıtasından insan kendi ülke hükümetlerinin antidemokratik politikalarını ve mağdur ettikler insanların acılarını herkese duyurma telaşında idiler.
Nitekim bu insanların ülkelerinde mazlumların seslerini duyurma imkanları kalmamış. Bu nedenle çok sayıda Suriyelisi, Mısırlısı, İranlısı, Venezuellalısı, Gabonlusu, Kürdü, Türkü Paris meydanlarındaydı.
Her bir eylemde farklı ülkelerdeki hak ihlallerinin oldukça benzerlikler taşıyordu. Her birinde muktedirlerin gazabına uğrayan çok sayıda gazeteci ve yazarın bulunması, azınlık konumda olan etnik ve inanç mensuplarına yapılan ayrımcı ve baskıcı politikalar, yolsuzluklar, şiddet, hukuksuzluklar. Parisliler neredeyse her hafta bu tip hak ihlallerini, afişlerle, sloganlarla duyuran eylemlere şahit oluyorlar. Belki de bu nedenle insan hakları savunucularının bu tarz protestoları Parisliler´de bir alışkanlık peyda etmiş gibi. Halkın ilgisi kısıtlı bir seviyede. Aktivistler de görsel ve yazılı medya ile sosyal medyada eylemlerinin etki alanını genişletmeye çalışıyorlar.
Ama bugün Republic Meydanına gelen Fransızlar bir hayli dikkatlerini çeken bir eyleme şahit oldular. Meydanın simgesi özgürlük heykeli ile kalabalık metro çıkışının arasındaki geniş bir alanda onlarca oyuncak bebek ve yüzlerce biberondan oluşmuş 668 sayısı gören herkeste bir şaşkınlık uyandırdı.
Bu renkli kareografinin üç tarafında ise gönüllüler ellerinde tuttukları görsel ve yazılı afişlerle başta bebek ve çocuklar olmak üzere masum insanlara yapılan akılalmaz zulümlere dikkat çektiler. Birçok insan Türkiye´de insan haklarına aykırı uygulamalardan haberleri olduğunu ama olayın bu noktalara geldiğine şaşırdıklarını söylediler.
Bu eylemde gördüklerine belki de en çok şaşıranlar, Paris´te çok önemli bir nüfusu barındıran Arap kökenli Fransa vatandaşları oldu.
Onlardan biriyle ilginç bir diyaloğum oldu. Ülkesindeki özgürlük mücadelesine aktif bir şekilde katıldığını söyleyen Tunuslu bir kadın, Türkiye´de yaşananları detaylıca öğrenmek istediğini söyledi. Ben de kendisine, "15 Temmuz darbe girişimi" bahanesiyle masum insanların canlarına, ekmeklerine ve özgürlüklerine nasıl da kastedildiğini anlattım.
Bunun üzerine bu Arap aktivist, "Türk yönetimi kurtulmak için mücadele ettiğimiz tek adam rejimine dönmüş desenize. Bizim yaşadıklarımız da bu anlattıklarınızdan farklı değildi" dedi. Ben de ona, "Peki sizin hükümetler; ev kadınlarından yeni doğum yapmış lohusalılara, bebeklerden yaşlılara, öğretmenlerden esnaflara kadar on binlerce insanı hapislere attı mı?" diye sordum.
O da, "Arap dikta rejimleri insanları yıldırtan her türlü kötülüğü yaptılar ama doğrusu bu derecesini daha önce duymadım. Belki de iktidarları için bu yönlü bir tehdit görmedikleri için böylesi bir cezalandırmaya başvurmadılar " dedi..
Oldukça soğuk bir havaya rağmen, sırf inançlarından dolayı zulüm gören mağdurların sesi olmaya azmetmiş gönüllüler, iki saat boyunca binlerce insana, Türkiye´de yaşanan hak ihlallerini duyurmayı başardılar. Ve bu tip eylemleri tüm masumların mağduriyetleri giderilinceye kadar devam ettireceklerini ifade ettiler.
Salih Yusuf - Paris