Dr. Yüksel Çayıroğlu arkadaşımızın tam bir isabetle ortaya koyduğu, “Modernistlerin Dinin İçini Boşaltma Taktikleri” başlıklı tesbitlerini sizlere takdim ediyorum:
Modern dönemde yavaş yavaş dinin içini boşaltan ve onun hüviyet-i asliyesini bozan bazı adımlar:
1. Kur’ân ayetlerinin tarihselliğine vurgu yaparak, konjonktürel olduğunu ileri sürerek onların bütün dönemler için bağlayıcı olmasını sorgulamak ve hükümlerini geçersiz kılmak.
2. Sebeb-i nüzül olarak rivayet edilen olayları bir illet kabul ederek, ayetlerin hükümlerinin evrenselliğine gölge düşürmek, onları konjonktürel birer hüküm olarak göstermek.
3. Makasıd ilmini dayanak yaparak, önemli olanın ayet ve hadis hükümlerinin ortaya koyduğu maslahat ve maksatlar olduğunu ileri sürmek ve nasların feri ve cüzi hükümlerini iptal etmek.
4. Peygamber Efendimiz’i -haşa ve kella- bir postacı gibi göstermek ya da sürekli O’nun da bir beşer olduğunu vurgulayarak onu sıradanlaştırmak suretiyle gerçek konum ve makamını görmezden gelmek.
5. Oryantalist iddialara sahip çıkarak hadisler hakkında şüphe uyandırmak ve onları birer başvuru kaynağı olmaktan çıkarmak veya işine yarayanları kullanmak.
6. Sahabe arasında vuku bulan savaşları veya sahabeden bazılarının hata ve yanlışlarını bahane göstererek, Kur’an ve Sünnet’in sahabeye verdiği yüksek konum ve rütbeyi görmezden gelmek, onları da sorgulamaya açmak ve onların otoritesini sarsmak.
7. Her fırsatta geleneğin veya fıkıh külliyatının beşeriliği üzerinde durarak, onlarda hatalar olduğunu söyleyerek veya onların ihtiva ettiği hükümleri konjonktürel göstererek onları önemsizleştirmek ve hatta kurtulunması gereken bir yük olarak lanse etmek.
8. Bugüne kadar Kur’ân ve Sünnet’in yorumuna dair baş döndürücü devasa bir miras ortaya koymuş alimleri küçümseyerek, görmezden gelerek, eleştirerek selefe saygıyı yerle bir etmek.
9. Peygamber Efendimizin, sahabenin ve müçtehit imamların otoritesini sarstıktan sonra Kur’ân ayetlerini keyfi ve indi yorumlara açık hale getirmek.
10. Kur’an ve Sünnet naslarının anlaşılması, yorumlanması, içtihat ve istinbatta bulunulabilmesi için ortaya konmuş metodolojinin, usul kurallarının yerine modern bilimi, modern medeniyet değerlerini ve rasyonel aklı ikame ederek nasları bunları esas alarak yorumlamak.
11. Dinin her çağa uyum sağlayabileceği ve değişime açık olduğu üzerinde durarak onun değişmez hükümlerini, sabitelerini, kutsallarını dahi yorum ve içtihada açık hale getirmek.
12. Dini hükümler ile pratik hayatın olay ve olguları arasında çatışma yaşandığında hemen realiteleri esas alıp kesinlik ve bağlayıcılığına bile bakmadan bir şekilde dini hükümleri tevile tabi tutmak.
13. Hayatın dini ve fıkhi hükümlerden bağımsız hiçbir alanı bulunmasa da, dinin bu kapsayıcılık ve şumulünü görmezden gelerek onu sadece mabetlere ve vicdanlara hapsetmeye çalışmak.
14. Sürekli müslüman dünyasının geri kalmışlığından bahsederek ve bunun da sorumluğunu Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat tarafından ortaya konulmuş mevcut din yorumuna bağlayarak modernist yorumlara alan açmak.
15. Kur’ân ve Sünnet’in en muhkem hükümleri bile on dört asırdır yanlış anlaşılmış da bunları ilk defa doğru anlayanın kendisi olduğunu iddia etmek.
16. Dinin kalb ve ruh hayatına bakan yanını ortaya koyan tasavvuf ilmininin meşruiyetini reddederek, onu bid’at görerek, ona savaş açarak dini belli şekil, ritüel ve formalitelere indirgemek.
17. Kur’an ve Sünnet anlaşılsın, amel edilsin, uygulansın, hayata taşınsın diye gönderilen iki duru kaynak olmasına rağmen onlarla meşguliyeti onların edebiyat ve hamasetini yapmaya indirgemek.
18. Sünneti, hadisleri, sahabe kavlini, mezhepleri ve geleneksel yorumları referans almadan Kur’an’ı sadece bir metinden ibaret görüp doğrudan onun lafızlarından ve hatta meal ve tercümelerinden hareketle İslami bir yorum geliştirmeye çalışmak.
19. Elbette yukarıdaki maddelerde bir kısım doğrular, dane-i hakikatler vardır. Fakat bunlarda dengesizlikler, tepkisellikler, duygusallıklar, ifrat ve tefritler hakim olduğu için İslâm’ın semavi ve ilahi yönüne gölge düşürmüş, onun hüviyet-i asliyesini bozmuştur.