May Allah keep us in sıratı müstakîm

Safvet Senih

Safvet Senih

01 Haz 2022 07:38
  • Arkadaşımız Mehmet Bey Los Angeles ile ilgili bir hatırasını yazıp göndermiş: 2010’da Papaz Paulo Bechara, Türkiye’ye geldiğinde, kaldığı otelin resepsiyonunda benim telefon numaramı aramıştı. Ben sadece Mster Mehmet dediğini ve bir de telefonun sonunda Yalçın dediği bir ismi anlamıştım. Şöyle bir düşündüm; Los Angeles’te bu isimde bir kardeşimiz vardı. Onunla tanışıyorduk. Hemen onu aradım ve bu hususu sordum. “Yaaa… Evet ben ona numaranızı vermiştim.” dedi.


    Tekrar otelin resepsiyonunun numarasını 3-5 defa aradım. Bir görevli açtı. Ona sordum. Dedi ki: “Evet burada bir müşteri vardı o aramıştı ama ayrıldı.” “Nereye gitmiş olabilir?” dedim. “İzmir’de bir otelde kalacakmış.” dedi. Ben de yanıma İngilizce bilen öğretmen arkadaşı alarak otellerini aramaya gittim. Bir otelde resepsiyondaki görevliye sorduk. O da, “Şu ileride oturanların içinde” dedi. Yanlarına gidip selam verdim ve “Ben Mehmet” diye kendimi tanıttım. Eşi ve iç çocuğu ile İzmir çevresinde bulunan tarihi yedi tane önemli kiliseyi ziyarete gelmişler. Otelden evime götürdüm. Evde sohbet ettik, üzerime düşen misafirperverliği yerine getirmeye çalıştım. Kendisi, Sevent Day Adcentis isimli kiliselerde 70-80 tanesinin başında bulunuyormuş…


    Ertesi gün onları bir arkadaşla Efes’e gönderdik. Sonraki günde Denizli’ye gittiler. Oradaki arkadaşlarla görüşüp misafirlerimizle ilgilenmelerini istedim. Onlar da gerçekten üzerlerine düşeni yapmaya çalışmışlar. Onlar çok memnun olmuşlar. Daha sonra unuttuk…


    Aralık 2017’de Los Angeles ziyaretimde, Paulo Bey aklıma geldi. Yalçın kardeş, adresini hatırlayıp irtibatı sağladı… Benim Los Angeles’te olduğumu öğrenince çok mutlu olmuş. Bizi davet etti. Gittik. Kilisede ayin halinde idiler. Bizi sahneden gördü ve cemaatine, “Türkiye’den Müslüman dostlarım geldi! ” diye bizi takdim etti. Programdan sonra eşiyle geldiler. Bana sarılıp fotoğraf çektirdi. İkramlarda bulundu. Böylece, üç-dört saat sohbet ettik. Sohbette, Türkiye’de başımızdan geçenleri Yalçın Bey anlattı. Papazın Portekiz asıllı eşi (Selma Hanım), elini kalbinin üstüne bastırarak, defalarca çok üzüldüğünü söyledi. Ayrıca, “Nasıl yardımcı olabiliriz? Burada kalın… Bize yakın olun. ” dedi.

    "Son devrin Mürşidi ve Cemaati İzmir'de neşet edecek"


    Paulo Beyle, Türkiye’deki son durumlar, Hocaefendi ve İzmir üzerine konuştuk. O bize, “Türkiye’de yaşanan bu sıkıntılar, kader. Bunları yaşamanız gerekir. Yoksa çile olmadan olmaz; bir şeyler eksik kalır. Bu düşmanlık Âhirzamanda artacak. Bunlara karşı bağışıklık sistemimizin kuvvetlenmesi gerekir. Tanrı sizin bağışıklık sisteminizin kuvvetlenmesi için bu hadiselerin başınıza gelmesine izin vermiştir. Hz. Musa’nın ve kavminin başına bunlar gelmiş, mal ve mülklerine el konulmuş, kendilerine işkence edilmiş ve çocuklarından uzaklaştırılmışlardır. Ama son ana kadar hep sabırla beklemelerini Hz. Musa onlara telkin etmiştir. Bu yol peygamberler yoludur. Allah dostları da bu tür imtihanlar yaşamışlardır. İncil’in chapteri revulotion Paul tarafından İzmir’de yazıldı. O ‘Allah’a imanda derinleşmek gerekir. Dünyalık putlardan vazgeçmek lâzım’ demiş ve zulümlerden bahsetmiş. O zamanki Hıristiyanların da bizim yaşadığımız sıkıntı ve zulümleri yaşadıkları yaşamışlar. İncil’in son bölümünde bununla ilgili bilgilerin bulunduğunu söyleyerek, “İzmir merkezli bu hizmetin başına gelmesi elbette öncelikli olacaktır. İncil’e bakılabilir. ” dedi. Aynı zamanda ‘Son devrin Mürşidinin ve Cemaatinin orada neşet edeceğini de söylediğini ifade etti.


    "Ben gece namazı ve sabah namazı kılıyorum"


    Papaz Paulo; “Ben gece namazı ve sabah namazı kılıyorum. Hz. İsa Allah’ın peygamberi olduğu gibi Hz. Muhammed de Allah’ın peygamberidir. Ben böyle inanıyorum… Sizler, bu dönemden sonra çok daha iyi bir dönem yaşayacaksınız. Tarihte hep böyle olmuştur. Başınızdaki zâta itimat edin, teklif ve tavsiyelerine uyun. Fethullah Gülen’in Betlehem’de olması, oraya gelmiş bulunması bir tesadüf değildir. Onu çok merak ediyorum. Beni, benim de üstümde bulunan Jersid Whiteose Beyle beraber, onun yanına götürün” dedi. Kur’an-ı Kerim’den ezbere âyetler biliyor. Daha önce Sudan’da kalmış. Orada Müslümanlarla yakınlık kurmuş. “Biz yemeklerde domuz eti, kullanmayız” dedi. “Selâmün aleyküm, Elhamdülillah” kelimelerini kullanıyor. Ayrılırken bize “May Allah keep us in sıratı müstakîm” Yani “Allah bizi sıratı Müstakim’den ayırmasın” dedi.

    01 Haz 2022 07:38
    YAZARIN SON YAZILARI