Mağdurlar hak isterse , Ekonomimiz çöker

Safvet Senih

Safvet Senih

15 Tem 2020 10:32
  • Türkiye’deki mahkemelerde gözlemcilik yapan bir raportör: “Hizmet hareketinin masum insanları mahkemede ifade verirken ve hâkim ve savcılarla tartışırken bakıyorum onlar hakim ve savcı, mahkemenin hakim ve savcıları da mahkûm gibi… Onun için o tahsilli, birikimli insanları konuşturmamaya bakıyorlar… Bugün bu haksızlık ve hukuksuzluklar yüzünden yurt dışına çıkan mazlum ve masum insanlar eğer isterlerse, Türkiye’ye dönebilirler ve haklarını, tazminatlarını alabilirler. Zaten almak isterlerse, Türkiye’nin ekonomisi çöker yani o kadar çok alacaklı olacaklar… Ama bu hukuksuzlukları yapanlar yurt dışına kaçsalar bile bir daha dönemezler çünkü yerleri hapisaneler olur…” diyor.
    Faruk Mercan, M. Fethullah Gülen (Allah Yolunda Bir Ömür)  isimli kitabında diyor ki: “Bu kitap 80 yaşında hala kendisini insanlığın istifadesine hazır tutan Fethullah Gülen’in Tarihi İpek Yolu üzerindeki bir köyde başlayan ve Pensilvanya’nın Saylorsburg kasabasına uzanan, hayat hikayesini anlatıyor.
    “Oksford Üniversitesinin 2015 yılında yayınladığı ‘One İslam, Many Msulim Worlds’ kitabının yazarı Profesör Raymond William Baker şöyle diyor: ‘Yirminci Yüzyıl sonları, İslam dünyası için çok kötü bir ÇÖKÜŞ  DÖNEMİ  oldu ve bu bozgun Yirmi Birinci Yüzyılın başında da devam ediyor. İslam dünyasının makul SESLERİ, bu çağı 1400 yıllık İslam Tarihinin en kötü dönemi olarak nitelendirmektedir.”
    “Fethullah Gülen işte bu MAKUL  SESLERDEN  BİRİDİR  ve hayatını, İslam Dünyasının bu çöküş dönemini bir RÖNESANS  DÖNEMİNE  adadı. Binlerce öğrencisi ve takipçisi şimdi dünyanın yedi kıtasında onu takip ediyor.
    “İngiliz Profesör Simon Robinson, 2007 yılı Kasım ayında ziyaret ettiği Fethullah Gülen için ‘Türk Einstein’i ifadesini kullanmıştı. Gülen’in Pensilvanya’da yaşadığı mekan, ömrünün son 22 yılını Amerika’da geçiren Albert Einstein’in Princeton’daki evine, 1,5 saat mesafede. Einstein’in bugün müze olan iki katlı mütevazi evi gibi, Gülen de Pensilvanya’nın Saylorsburg kasabasında küçük ve sade bir mekânda kalıyor.
    “1932 yılı Aralık ayında Almanya’yı terk eden Einstein, HİTLER’İN  İKTİDARA  gelmesinden sonra bir daha Almanya’ya dönemedi. Hitler’in adamları Einstein’in evini bastılar. Einstein’in evinde komünistlere ait silahları arıyorlardı. Silah bulamadılar, kaçakçılıkta kullanılır diye Einstein’in küçük botuna el koydular… Einstein’in Hitler’e cevabı şöyleydi: ‘Komünistlerin silahlarını bulmak için bastıkları evimde sadece ekmek bıçağı buldular ve el koydular.”
    “Nazi Rejiminin bir dergisi, Almanya’nın düşmanları listesinde Einstein’ın ismini de yayınlıyor, suçlarını sıralıyor ve şu notu düşüyor: ‘Henüz idam edilmedi.’
    “New York’taki Alman Konsolosu, yakın dostu Einstein’ı şöyle uyarıyordu: ‘Eğer Almanya’ya dönersen, seni saçlarından tutup sokaklarda, yerlerde süründürürler.’
    “Einstein, Nazilerin iktidara gelmesinden önce Almanya’yı terk etmiş olmasa, muhtemelen hapislere atılacak, belki de öldürülecekti. Nazi Rejimi Einstein’in akrabalarını tutukladı. 
    “1993’te Amerika’ya gelen Einstein 20 yıl öğretim üyeliği yaptığı Princeton Üniversitesine yürüme mesafesindeki evinde 18 Nisan 1955 günü 76 yaşında öldü. O dünya bilim tarihine ismini altın harflerle yazdırıp Nobel Fizik Ödülü alırken, Hitler geride insanlık tarihinin en büyük enkazlarından bırakarak Berlin’deki sığınakta İNTİHAR  ETTİ.
    “Hitler’den 70 yıl sonra Türkiye’de siyasal İslamcıların kurduğu rejim pek de farklı değildi. İslam toplum tarihi üzerine çalışmaları ile tanınan Columbia  Üniversitesi  öğretim üyesi Prof. Richard Bulliet, ‘Türkiye’de yaşananlara Nazi Almanyası dışında bir örnek bulmak çok zor… Hitler’in Yahudi karşıtlığının hiç olmasa bir mantığı vardı. Erdoğan’ın Fethullah Gülen’e, Hizmet hareketine düşmanlığı ise ideolojisiz bir kişisel kine dayanıyor.’ diyor.
    “Gülen’in, 1970’li yıllarda konuşma ve vaazlarında en çok ismini zikrettiği bilim adamlarından biri Einstein’dır. Gülen, Einstein’in fizik dehası ile birlikte Allah’a inanan bir bilim adamı olması ve mütevazi kişiliği üzerinde duruyordu.
    “Albert Einstein’in 675 sayfalık biyografisini yazan Walter İsaacson’un etkileyici bir şekilde anlattığı gibi Einstein, Allah inancı çok kuvvetli bir bilim adamıydı. Einstein, Hitler rejimine karşı sesini yükseltti ve her zaman demokrasiden, insan haklarından yana tavır aldı. Gülen’in bugün Erdoğan rejimine ve bu rejimin desteklediği radikal gruplara karşı demokrasi ve insan hakları destekleyen duruşu gibi…”
    Faruk Mercan’ın bu güzel çalışmasından  istifade edeceğimiz çok meseleler var… 

    15 Tem 2020 10:32
    YAZARIN SON YAZILARI